I can't think of anyone else

782 85 179
                                    

"Paris'e mi gidiyoruz?" Ashley Dobrev, henüz lise 2 öğrencisiydi. Annesi ve babasının kafasını kaldırmaya fırsat olmadığı işlerinden dolayı Paris'e taşınacaklardı. Her yıl ülke değiştirmekten bıkmış olan kız oflaya poflaya dolabının içinden bavulunu çıkarttı.

Saat gecenin üçü olduğundan dolayı net göremiyordu, ki zaten annesi tarafından zorla kaldırılmıştı. Bavulunu bir kenara atıp sağındaki banyo kapısına koştu. Elini yüzünü ayılana kadar yıkadıktan sonra tekrar odasına geçti. Kapının önünde ses çıkartmamaya dikkat eden babası ile karşılaşınca kollarını birbirine bağladı.

"Yine mi geç geldin?" dedi sinirli çıkan sesi ile. "Bu sefer ne oldu biri mi öldü?" Babası işaret parmağını sessizce dudaklarına getirdi. "Annen duyacak sessiz ol!" dedi endişeyle. "Çok işim vardı. Biliyorsun bu aralar çok yoğunum." Ashley dalga geçercesine ağzını eğdi.

"Evet evet, hep çok yoğunsun zaten." Babasının onu takmadan gitmesini izlerken dolabını açtı, valizini ihtiyacı olan şeylerle doldurmaya başlarken içeriden gelen bağırma seslerine alışırmışçasına gözlerini devirdi. Kulaklığını hızlıca takıp yüksek sesli bir şarkı seçti. "Bıktım artık bu durumdan.."

*

"Karşında Leydim!" dedi endişeyle Kara Kedi. Uğur Böceği karşısında duran Lady Wifi'a yoyosunu fırlattı. Akumalanan Alya hızla sihirli yoyoyu tutup onu kendine çekince kara kedi yerinden fırladı. "Dikkatli ol!" Sopasını Lady Wifi'ya doğru fırlatınca kız yere düştü. Uğur Böceği zar zor yerden kalkıp tekrar akumalı kıza döndü. "Bana Leydim demeyi kes!"

Lady Wifi elini kaldırdığı gibi Uğur böceği hızla yoyo yardımıyla onu etkisiz hale getirdi. Kara kedi ikisinin de yanına indi.Telefonu kızın elinden çekip hızlıca yere vurdu. Paramparça olan telefondan çıkan akumaya bakarken Uğur böceği yoyosunu açıp akumayı tatlı minik bir kelebeğe dönüştürdü.
"Çak bakalım!"
"Çak bakalım!"

Alya eski haline dönmüş şekilde hızla ayaklandı. "Şey üzgünüm! Yine benim yüzümden.." Uğur böceği yaklaşarak yüzünü ellerinin arasına aldı. "Sorun değil Alya. Bu bizim görevimiz biliyorsun." Genç kız kafasını sallayarak pişmancasına kollarını birbirine sardı. "İkizler işte, biliyorsun haylaz şeyler.."

Kara kedi Uğur böceğinin elini tutarak nazikçe dudaklarına değdirdi. "İyi işti Leydim." Cebinden sarı bir gül çıkararak ona uzattı. Böcek kız gözlerini devirip kedi çocuğun burnunu ileri itti. "Tamam kedicik yeter bu kadar." dedi bıkmışçasına. "Bak kedi, ben umutsuz vakayım. Sana başkasına aşık olduğumu söyledim değil mi? Kendine başka bir kız bulmalısın belki de." Kara Kedi somurtarak ona baktı. "Ama ben o anlamda.."

"Ben Alya'yı bırakayım." dedi Uğur Böceği lafını bölerek. Kara Kedi istemeden de olsa onaylayarak arkasını döndü. "İyi geceler." Uğur Böceği uzaklaşırken arkasından onu izleyen Kara Kedi sessizce hapis gibi gelen evine yol aldı. Açık camdan girmesiyle kendini yatağa atması bir oldu. "Pençeler içeri."

Kwamisi Plagg yorulmuşçasına kendini Adrien'ın yanına attı. "Bir Cacamber'i hak ettim sanki!" dedi tiz sesiyle. Daha sonra esneyerek ayağa kalktı. "Adrien?" Yaşlı gözleriyle sırt üstü yatan çocuğa bakarak saçına kondu. "Onu takma! Her zamanki Uğur böceği işte." Yakışıklı çocuk kafasını iki yana salladı. "Ondan başkasını düşünemiyorum Plagg."

*

Ashley sıcak uçağın içinde kitabını okurken annesi ona döndü. "Heyecanlı mısın bakalım?" dedi sevinçle. "Orayı seveceğine eminim." Ashley gözünü kitabından ayırmayarak annesine belli belirsiz cevap verdi. "Neden heyecanlı olacakmışım? -Her zamanki- gibi şehir değiştiriyoruz." Annesi gözlerini devirerek elini omuzuna getirdi. "Orası aşıklar şehri Ash," dedi. "hem biliyorsun orada süper kahramanlar var." Ashley belli belirsiz gülümsedi. "Aşk tam bir saçmalıktır anne. Ayrıca ne süper kahramanı?"

Annesi gözlerini hayranlıkla açtı. "Uğur Böceği ile Kara Kedi tabi ki!" dedi heyecanla. "Onlar Paris'in koruyucuları." Ashley tekrar kitabına döndü. "Öyle mi?" dedi sorgularcasına. "Görmeden inanmam." Kadın omuzlarını silkti. "Zevksiz şey.."

Bir kaç saat sonra uçağın inme bilgisi geldiği zaman Ashley derin bir nefes aldı. Rahatlamaya çalışıyordu. Acaba bu seferki ülkede rahat edebilecekler miydi? Ayrıca bu süper kahraman saçmalığı da neydi böyle? Bir kaç dakikaya uçak durduğu zaman herkes yavaşça ayaklanıp tek tek dışarı çıkmaya başladı. "Tamam hadi bu taraftan sayın yolcular!" Ashley dışarıya adım attığı an büyük bir kargaşa koptu. "Bu tarafa gelin!" dedi bir erkek sesi. "Çocukları önden alın! Haydi hızlanın!" dedi ince bir kadın sesi. Ashley'in ailesi olaylara anlam veremeyerek aşağı indi.

"Ash buraya gel!" Uçaktan inen hostes yolculara döndü. "Sakin olun şimdi gelirler!" Ashley onlara doğru giderken büyük kırmızı kanatlara sahip akumalanmış Kim büyük bir kahkaha attı. "Neredesin Chloe?" Aşağı doğru süzüldüğü zaman herkes hızlıca kaçmaya başladı. Siyah kısa saçlı kız ailesine bakmak için arkasına döndüğünde onlara koştu. "Anne, baba!"

Babası ona uzanmak için elini uzattı fakat babasına denk gelen ok Ashleyi yere itmesine neden oldu. "Uzaklaş!" Annesi ona döndü. "Paul iyi misin?" Babası onu da ittirince Kara Aşk Meleğinin isabet aldığı kişi yerine ok ona da denk geldi. "Aptal şey, uzaklaş benden!" Ashley ikisine de bakarak bir iç geçirdi. Değişen bir şey olmamıştı ki? Onlar.. hep böylelerdi. Ani şokla arkasına döndü. Ona doğru gelen oku fark edince seslice yutkunup gözlerini kapattı.

Ama onu havaya kaldıran bir bedeni hissedince hızla gözlerini açtı. Karşısında duran Paris'in kurtarıcılarından olan Kara Kedi'yi görünce anlamayarak ona baktı. "Sen de kimsin? Ve bu aptal kostümde ne böyle?" dedi sorarcasına. Kara Kedi onu yere bırakarak sopasını sallamaya başladı. "Ne varmış kostümümde?" dedi şaşkınlıkla. "Bu ne kadar sen biliyor musun?"

Ashley yüzünü ekşitti. "Ucuz bir şey olduğu kesin." Kara Kedi sinirle ona döndü. "Böyle mi teşekkür ediyorsun?" dedi sinirle. Ashley dudaklarını yana büzdü. "Teşekkür ederim.. şey?" Kara Kedi egoyla ona döndü. "Ben Kara Kedi, beni cidden tanımıyor musun sen?" Ashley içinden düşündü.  Demek ki annesinin dedikleri doğruydu. Kara Kedi denilen -kahraman- onu kurtarmıştı değil mi?

Akumalanmış Aşk Meleği yükselerek ona döndü. "Chloe nerede!" Okunu onlara doğru tuttuğunda Uğur Böceği yoyosunu yayına doladı. "Burada!" Ashley benekli kıza döndüğü zaman mavi saçlı kız ona bir bakış attı. "Odaklansan iyi olur Kara Kedi!" Uğur böceğinin sinirli çıkan sesi ile birlikte Kara Kedi gözlerini Ashley'den ayırdı. "Bundan sonrasını halledebilir misin?" Kız kafasını olumlu anlamda salladı. "Denerim."

O güzel mavi saçlı kızın yanına uzaklaşırken Ashley çatının yanındaki merdivenlerden aşağı indi. Kalabalığın yanına giderek olayları izlemeye başladı. Bu da neyin nesiydi? İnsanlara ne oluyordu böyle? Daldığı yerden gözlerini çevirerek başka tarafa döndü. Her şey eski haline dönmüş, annesi ile babası bile birbirlerine sarılıyorlardı. "Anne baba!"

Ashley hızla onlara koşarak sarıldı. "İyi misiniz?" İkisi birden kızı kucaklayıp ona gömüldüler. "Asıl sen iyi misin?" Ashley olumlu anlamda kafasını sallayıp Uğur Böceği ile Kara Kedi'ye döndü. Ona garip garip gülümseyen Kara Kedi ile karşılaşınca gözlerini kaçırıp tekrar ailesine döndü.

*

"Beni cidden tanımıyordu Plagg, inanabiliyor musun?" dedi Adrien şaşkın çıkan sesiyle. Plagg onun etrafında dönmeye başladı. "Sanırım buraya yeni gelmiş dostum," dedi kendinden emince. "hem neden bu kadar taktın ki?" Adrien ensenini kaşımaya başladı. "Hayır ne takması? Takmadım ki ne alaka şimdi bu!" Plagg sinsi sinsi güldü ama Adrien o konuşmadan devam etti. "Okula geç kalacağız Plagg değil mi?" dedi konuyu kapatmak istercesine. Plagg ağzını kocaman açıp gülümsedi.

"İlk görüşte aşk mı?"

"Hayır plagg!"

"Öyle değil mi?"

"Plagg!"

Arkadaslarinizi etiketler misiniz??

Unsure Of His Feelings - CHAT NOİR İLE HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin