beauty // chanbaek

twenty

Arkamı döndüp gördüğüm kişiyle şok olmuştum. Chanyeol ve Jongin'de noluyo bakışları ikimize bakıyordu.

Kasper sevinçle yanıma koşmaya başlamıştı. Bana yaklaşınca daha ben ne olduğunu anlayamadan bana sıkıca sarılmıştı.

"Kasper nefes alamıyorum!"

"Ah pardon Baekkie." Hemen beni bırakıp üstümü düzeltmeye çalışmıştı.

"Sabah sabah burada ne yapıyorsun Kasper?"

"Beni özlemedin mi? Ben seni özlediğim için geldim. "

"Seni hiç düşünmedim Kasper. Aklıma gelmedin." Açık sözlülüğüm Jongin ve Chanyeol'ü şok etmişti ama Kasper'ı hiç şaşırtmamıştı çünkü istediğimde ne kadar açık sözlü olduğumu biliyordu.

"Sıkıntı yok Baekkie. Benim özlemim ikimiz içinde yeter."

Chanyeol öksürünce ikimizde diğer ikiliye dönmüştük. Chanyeol 'Ne oluyor?' der gibi yüzümüze bakıyordu.

"Şey kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Kasper ve Baekkie'nin eski okulundan arkadaşıyım. Sizde?"

"Bizde yeni okulundan arkadaşlarıyız. Ben Jongin bu da Chanyeol-" Kasper'ın Chanyeol'ün önünde yanlış hareketler yapmaması için lafa atıldım.

"Sevgilim. Chanyeol'de benim sevgilim." Büyük ihtimal onu böyle birisine tanıtmam hoşuna gitmiş olacaktı ki bana büyük bir gülümseme verip saçlarımı öpmüştü.

"Baekkie bu şaka mı? Üzülmem için mi?"

"Ne şakası Kasper? Ciddiyiz biz. Sen burada bekle benim okula gitmem gerekiyor. Çıkışta düzgünce konuşacağız. Şimdi Jinwoo'yu arıyorum seninle ilgilensin." Telefonumu çıkartıp hızlı bir şekilde Jinwoo'yu aramıştım.

"Alo?"

"Yok bir sıkıntım sadece Kasper burada."

"Bağırma kulağıma kulağıma."

"Benim kapımın önüne gel hemen okula gitmem gerekiyor."

"Tamam bekliyoruz."

Telefonu kapatıp merakla bana bakan insanlara döndüm.

"Jinwoo geliyor Kasper. Ve geldiğinde güzel şeyler olacak."

"Keşke Youngbeen'i arasaydık. Neden Jinwoo'yu aradın ki?"

"Çünkü bir süreden sonra Youngbeen sana yumuşuyor. Şimdi otur bu merdivenlere Jinwoo'yu bekle. Benim gitmem lazım."

"Jinwoo beni arıyor Baekkie. Kesin öldürücek beni."

"Sen neden ondan habersiz benim yanıma geliyorsun ki? Jinwoo'nun buna çok sinirlendiğini hatırlamıyor musun?"

"Seni özledim ama Baekkie."

"Ben gidiyorum şimdi ve seninle konuşucaz."

Ben önden yürümeye başlayınca konuşmayı unutan Chanyeol ve Jongin konuşmaya başlamıştı.

"O kimdi Puppy?"

"Bana onun akraban olduğunu söyle Baek."

"Neden Chanyeol ile çıktığını duyunca şaka olduğunu duymak istedi."

"Neden onunla görüşmene Jinwoo kızıyor."

"Arkadaşlar susun. Tamam anlatıcam kim olduğunu ama sıra sıra konuşun."

İkiside eliyle ağzındakş hayali fermuarı çeker gibi yapmıştı.

"Öncelikle adı Kasper, söylediği gibi benim önceki okulumdan arkadaşım. Ve Youngbeen&Jinwoo ikilisi ile kuzen. Ve son sorularınıza gelicek olursak bana takıntılı gibi bir şey. Beni seviyor yani."

"Ha o yüzden sevgilin olduğunu duyunca hüzünlendi."

"Aynen ama zararsız sevgisi, hiç beni üzecek bir şeyde yapmadı. Yumeki gibi değil yani." Chanyeol'e dönüş imayla söyleyince o da sızlanmaya başlamıştı.

"Ama Baekhyun sözünü tutmak zorundasın."

"Ya ben o meseleye vurgu yapmıyorum ki , bana fotoğraf atmasına vurgu yapıyorum!"

"Peki Kasper'ı kendime düşman edinmeli miyim? Sonuçta Tanrı şahidim yakışıklı çocuk."

"Sence edinmeli misin? Seni tanımadan önce bile ona şans vermediysem."

"Ben yine de sorayım dedim."

"İkiniz garip savaşasınızı bitirin ve şu yarım saattir çalan telefona cevap verin!"

Jongin'in ikazıyla kendime gelmiştim. Aslında o kadar da abartılı dalmamıştık muhabbete ama... çalan telefon benimdi.

"Efendim?"

"Tamam çıkışımda gelin."

"Tamam oynarsınız."

Telefonu kapatıp muhabbet eden ikiliye döndüm. "Çıkışta bizimkilerle basket oynayacaksınız haberiniz olsun. Ve ne bu basket sevgisi ,Tanrım!"

"Youngbeen haklıymış."

"Ne için Bu- Jongin." hemen Chanyeol'ün dediklerini hatırlatıp kelimeyi çevirmiştim. Chanyeol'de farkedip omzumu patpatlayıp havadan bir öpücük göndermişti.

"Hatırlamıyor musun? Baekhyun yapamadığı şeylere bok atar demişti. Tabi o daha çok 3 yaş altı şeklinde söylemişti ama olsun."

"Youngbeen'i ikiniz ciddiye almıyorsunuz umuyorum ki?"