İHTİLAL
O gece yağan yağmur, yer ve göğün yerini değiştirmişti. O geceden sonra bir daha şafak sökmemeli, güneş doğmamalı, sabah olmamalıydı. O gece şafak söktü, güneş doğdu, sabah oldu. Olmamalıydı.
O gece yağan yağmur, yer ve göğün yerini değiştirmişti. O geceden sonra bir daha şafak sökmemeli, güneş doğmamalı, sabah olmamalıydı. O gece şafak söktü, güneş doğdu, sabah oldu. Olmamalıydı.
☆YAKINDA KALDIRILACAK☆ Bir yıldız kaydığında hep tek dilek dilerdim... 'Uzaylı istilası istiyorum.' Ve bir uzaylı gelip tüm kalbimi istila etti. O bir uzaylıydı... Ben ise artık Uzay'lıydım. ⭐⭐⭐ "Ya Sedef niye bana inanmıyorsun? Yıldız kaydı diyorum, dilek diledim diyorum. Sonra hop biri bir uzaylıyı paketleyip kapıya...
"Geçmişin bana ait," dedi ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı. "İstesen de beni unutamazsın." Geçmiş can yakar. Yıllar sonra karşılaştığında bile. Fakat madalyonun iki yüzü vardır. Her şey çok güzel olabilirdi; onu tekrar görmeseydim. 💔 Henüz gençliğinin baharındayken, sevdiği ad...
"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam edildi, aç istekler ölümün kucağına yuvarlandı. Kaderin ağır bir tebess...
"Birbirimiz için yaratıldığımızı ne zaman kabul edeceksin?" "Asla! Sen ve ben... o kadar farklıyız ki!" "Ah evet evet biliyorum şu klişeler değil mi? Gündüz ve gece, siyah ve beyaz, ay ve güneş gibi bir sürü benzetme yapacaksın." "Hayır, öküz ve trene benzetecektim aslında!" * 2012'de kitap olarak yayınlanmış ve baskı...
Ruhlarının saflıkları kalplerinin siyahlıklarında yok olmuştu. Kapanmaya yüz tutmuş yaralar yeniden açılmıştı. Hatalıydılar. Ve kendi hatalarını bir başkalarının günahlarıyla kapatmıştılar. Prangaların birbir açıldığı, tabuların tek tek yıkıldığı bir oyuna; binlerce kez hissetmeye var mısınız? Binlerce His Sizlerl...
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYL...
"Güneş'in ölmeye başladığı zamanlarda, Dünya'yı başka bir galaksiye taşıyacak güce sahip iki kolye icat edilir. Ne var ki kolyeyi taşıyacak iki kişinin, insanlığı korumak adına ödemesi gereken ağır bir bedel vardır. " Yeni devirde, dengeler değişmiş; teknoloji ilerlemiş fakat insanların teknolojiden yararlanmaları kı...
Aşk bazıları için gece kadar SİYAH ve ASLAN kadar cesur olmak zorundadır. Onlar için, arada kalmaktır aşk, mantığından soyunup çırılçıplak kalmak, bedeninden sıyrılıp sevdiğine ruhunla dokunmaktır. Onlar için AŞK'ın kaderi arafa varmak, cennet ve cehennemin eşiğinde yaşanmaktır..
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuşturucuya mahkûm olan bir kız... Lavin Kutup. İkisi bir araya gelince, öfkeleri cehennem olacak. Tenleri alev alacak... Porselen güzelliğindeki tenine doğru fısıldadı. "S...
DÜŞ DAHA BAŞINDAN BİR ANIDIR!!!(Oruç Aruoba) Sonsuz bir aşkın içinde kayboldu Tanrıça.. Bütün şairler, söylenen bütün sevda sözleri, yaratılmış her şey onları anlattı yüzyıllarca. Şimşeklerle düştü iki aşık, Zeus'un lanetiyle.. Ayrı yerlerde iki ölümlüydü onlar artık... Biri maviye aşık, diğeri mavinin ta kendisi. ...
Nefretin iliklere kadar ulaştığı yere, itiraz etmeden yürüyordu. "Ölmemi neden bu kadar çok istiyorsun? Ben sana hiçbir şey yapmamışken?" dedi. Gözleri buğulanmış korkudan titriyordu. "Basit." diye yanıtladı. Acımasızca bakan gözleri ona takılı kalmıştı. Genç kızın üzerine yürümeye başladığında kapattığı sandığ...
Elindeki yüzüğe baktı genç kız. Mahallede her zaman dalga geçtiği, adını insandan bozma koyduğu, yıllarca aşağıladığı adam ile nişanlıydı artık. Bol ve uzun pantolonu, dede kazağı ve uzun sakalları ile ilgiyi nasıl üzerine çektiğini anlamıyordu. Mahalledeki kızların dalga geçtiği içten içe hayranlık duyduğu biri oldu...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
Masumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...
Bir dosta karşı yapılan fedakarlık, güneşli bir günün ortasına düşen bulutlara katlanmaktı. Aydınlığın enerjisini yok edip tüm pejmürdeliğin ve yıkımın bir arada olduğu duyguları bu koyuluğa gark eden bir renkti Gri. Eris Arıkan, siyahın ve beyazın netliğini içinde taşırken bu karışımdan oluşan Grinin karmaşasını da...
Geçirdiği kazadan dolayı 1 ay komada kalan Giovanni Giordano gözlerini açtığında hiç beklemediği sürpriz bir eşle karşılaşır. Üstelik sürpriz eşi hamiledir.
Bir avuç kimsesiz çocuğu, bir mahalle saklamıştı her türlü tehlikeden. Yıllar önce dostunu kaybeden Kurtaran, nihayet mahallesine dönmüştür. Ancak hiçbir şey giderken bıraktığı gibi değildir. Özellikle de sevdaya olan inancı ve yüreği... Geride bıraktığı dostlarından bir aile kurmaya ve hayata yeniden tutunmaya çalışı...
+18 Cinsel içerik -Olumsuz ve kötü davranış içerir. Gecenin karanlığı ruhuma ilikleniyor bir çırpıda. Ses yok, insanlar yok... Kan ve bıçak var. Haz ve korku var. Ve oldukça insiz kimsesizliğe davetli bir orman kanın kokusuna doyuyor, tıpkı içimde ki ben gibi. İnanılmaz yoğun taze kan kokusu iliklerime kadar işlemiş...
Sert buzlarla kaplı bir patron * * * * ve..... hayallerini gerçekleştirmeye çalışan bir kız * * * "herkesin kalbi vardır Savaş bey " "evet Melis hanım herkesin kalbi vardır ama yanlış bildiğiniz bir şey var kalp kan ponpalamak için olan bir organ " "siz öyle diyorsanız Savaş bey" "öyle diyorum"
Elis Las Vegas'a tatile giderken başına bunların gelebileceğini tahmin etmemişti. Ne mi oldu? Sevgilisi olacak adam kaybetmek pahasına kızı poker masasına koydu. Kız ne mi yapacaktı? Tanımadığı adam ile tek gece geçirecekti. Sevdiği adama güvenmenin cezasını çekecekti.. ♤♡♢♧♤♡♢♧♤♡♢♧♤♡♢♧♤♡♢♧ 'Bu geceki ödülüm sensin gü...
**Bazen birşeye sahip olduğumuzu sanırız. Ama yalnızca 'sanırız'** "Herşey yoluna girecek!" "..." "Herşeyi unutturacağım sana. Bütün yaşadığın o kötü zamanları" "..." "İnsanlar neleri unutuyor.. Sende bu yaşadıklarını unutacaksın!" "Unutmayacağımı ikimizde biliyoruz" "Unutmak zorundasın lanet olası! Unutacaksın!!!" ~B...
Tüm seçenekler aynı yere çıkıyorsa ve siz seçeneklerde kaybolup bir sonuca ulaşamıyorsanız Emir ve Beste'yi çok seveceksiniz.
Küllenmeye yüz tutan aşklar birer kor gibidir yüreklerde, tıpkı yakmaya hazır birer ateş parçası gibi... Acıtsa bile küçüktür, kaçabilirsin ondan. Dönüp kalbine bakmazsan yok sayabilirsin, hatta unutmuş gibi sahte mutluluklarla doldurabilirsin hayatını. Yalnız bir gün bir hata yapar da onun orada olduğunu bildiğini fa...
Karnınızdaki bebeği sizden almak isteseler ne yapardınız? Mutsuzluktan ölen bir kadının kızı olsanız, mutluluğa inanır mıydınız? Hüma; evlenme fikrine karşı, ancak anne olma isteğiyle yanıp tutuşan genç bir kadındır. Tek çaresi sperm bankasına başvurarak hamile kalmaktır. Ne var ki aniden ortaya çıkan biyolojik baba b...
Bir adam var; nefret dolu, hırs dolu, geçmişinin mahkumu yaşayan. Bir kadın var; hayat dolu, huzur dolu, sabır dolu geleceğine tutunarak yaşayan. Hayalleri ölmüş biri, hayalleri olan birine aşık olursa ne olurdu ki? ''Kapak tasarım busra_ari <3''
Romantizm #1 Hiçbir hasta inancını kaybetmiş bir insan kadar umutsuz vaka değildir. Umudumu ve sahip olduğum tüm inancımı kaybetmiş ve son olarak da kendimi de kaybetmemle bitiş noktasına ulaşmıştım. Her şeyin bittiğine, hayatın acımasızlığına karşın kesin mağlubiyetimi aldığıma kendimi artık tamamen inandırmıştım k...
Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan tabular yıllar arasında kaybolurken hatırlamazdı evlat denen mahlukat k...