Muhafız
Masallar Michael'ın renksiz hayatını renklendiriyor, ona dünyanın bosluguna katlanabilecegi hayaller veriyordu. Masalları severdi, kalp kırdıklarını fark edene kadar.
Masallar Michael'ın renksiz hayatını renklendiriyor, ona dünyanın bosluguna katlanabilecegi hayaller veriyordu. Masalları severdi, kalp kırdıklarını fark edene kadar.
Ne kadar basit geliyor, degil mi? Birine carparsın ve asık olursun. Christian Northman içine girdigi sahte dünyaya uyum sağlamaya baslamıştı. İnsanların kirli oyunlarını önemsemiyor, kendi halinde bir yasam sürdürmeye calısıyordu. Hayatında her seyin belli bir düzeni vardı. Kaderin oyununda basrolü kapana kadar. North...
Ariel Silverfang başını belaya sokmaya devam ediyor. Tekme. Ariel, bezgin bir şekilde göz kapaklarını kaldırırken karşısındakinin kim olduğunu biliyordu. Adamın yüzüne bakıp hafifçe gülümsedi. Tekmelerin, zincirler kadar acıtmadığını hala öğrenememiş miydi? Başını geriye yaslayıp huzurlu bir şekilde nefes almaya devam...
Tanrı her şeyi görür ve duyar, dedi kaderin ipliklerini ören muhafız hafifçe gülümseyerek. Tanrı tüm duaları ve isyanları duymuş ve onun hamurunu yoğurmuştu. Ariel Le Fay'in doğacağı yüzryıllar öncesinden kehanet edilmişti. O, edilen tüm duaların ve isyanın karşılığı olarak doğmuştu. Dilenen tüm dileklerin beden bulm...
Göz bebeklerine Füruz yansırken, kadın kan ağlamaya devam etti. Hem acıyla, hem umutla aynı anda kesişti yüreğinden açılan bu yeni yol. Adam uzaktan, ufuk çizgisi kadar uzakta bir yerden ona geliyordu. Yorgundu. Her yanı bereliydi. Sağ kaşından kan akıyordu ve topallıyordu. Ama nefes alıyordu. Yaşıyordu. Ona bakıyordu...
Sesil, yirmi yaşına henüz basmış bir psikoloji bölümü öğrencisidir ve okuduğu bölümü seçmesinin en önemli nedeni, sekiz yaşındayken öğrendiği, modern tıbbın hala gizemini tam olarak aydınlatamadığı bir algı komplikasyonuyla dünyaya gelmesidir: Sinestezi. Bunun üzerine sekiz yaşındaki pek çok kişinin alamayacağı kad...
Miae güzel bir düş gördü. Güzel bir anıya benzer... Herkesin hayatta olduğu, mutlu oldukları sıcak bir bahar günüydü. Ruth yaşıyordu. Yıldızlarla dolu bir gökyüzü gibi yaşıyordu. Gülümsedi. Füruz'un elleri ellerindeydi. Algos, Azel, Darlene, Luna, İsra, Sese, Lorns, Dave, Lunaby, Medus, Potrus... Herkes, herkes yaşıy...
Haykırılamayan çığlıkların, dillere dökülemeyen kelimelerin, yanaklardan süzülemeyen biçare gözyaşlarının kadınıydı, Maria. Onun için yeni yıl, yalnızca geçmişindeki izlerin tekrar gün yüzüne çıkmasından ibaretken, o gece her şey, sanki kaderin yeni baştan yazıldığını işaret ediyormuş gibi tam tersine çevrilmişti. Nef...
Kelimelerin aslında tahsisli ruhkurtaranlar olduğunu bilir miydiniz? Haydi, çekinmeyin, sorumun üzerine hissetmekten bir an olsun korkmadan düşünün. Gözlerinizi kapatın, boyutlarla inatlaşırmış gibi algınızın sınırlarını zorlayın, gerçeklikten hayale sanki özgürlüğünüzün peşinden gidiyormuşçasına...
"Ruhunun rengârenk olduğunu rüyalarında anlayacaksın." İlkim Aksoy... 26 yaşında. Başarısız bir evliliğin sancılarıyla kıvranırken yıllar önce karşılaştığı bir adamın apansız telefonu üzerine izini kaybettirmek için yola çıkıyor. Yıllardır tuttuğu günlüklerinde çok büyük bir gizem saklı... Samuel Paul Reynolds... 22...
"Bir acı var kalbimin tam sol köşesinde. Hemen sen kokan satırların arasında beliriveren çok fazla acı var, sevgilim."