Geçmişimin Gölgesi (TAMAMLANDI)
Bazen 'gerçek'ler duymaya ihtiyacımız olan son şeydir..
Bazen 'gerçek'ler duymaya ihtiyacımız olan son şeydir..
""Her şeyden habersiz 17 yaşında bir kız. Suçsuz ve çok masum. Sadist bir Mafyanın ellerinde. Ona neden böyle davrandıklarını bilmiyor... Mafya ona yaptıkları yüzünden pişman olursa, Damla onu affedecek mi??
Sabah uyandığınızda yaşadığınız her şey aslında bir rüyaysa ne yaparsınız? Siz maceradan maceraya koştuğunuzu sanırken bütün bu olanlar beyninizin size oynadığı ufak bir oyunuysa? Geceden sabaha ne olabilir ki demeyin, her an her şey olabilir! Siz beyaz atlı prensinizi rüyanızda görürken ya o da sizi rüyasınd...
Annem, gizemli bir sesle, "Bir anlaşma yapalım mı? Anne kız anlaşması, ufak bir kalp ortaklığı..." dedi usulca. Merakla döndüm anneme ve ışıldayan gözlerimi diktim üzerine, "Neden ortaklık yapacağız ki? Hem babam bir şeyler çevirdiğimizi hemen anlar," dedim gözlerimi devirirken. "Birincisi güzel kızım, ben istemezsem...
Heyecanla başlayan yeni hayat. Yeni umutlar , yeni hayaller... Her istediğini yaptıran kontrol manyağı ve inatçı yer elmasının hikayesi. İyi ve kötünün yolu kesişiyor. Küçük bir anlaşma ile başlıyor herşey. "Kimse bilmeyecek bu anlaşmayı. En yakının bile" dedi soğuk bakışlarla. Sesi son derece sert ve kararlıydı. "Sen...
Sinan Tümer; başarılı, insanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu olan bir spor spikeridir. Yurt dışında çalıştığı kanalda Beşiktaş'ına laf ettiği için canlı yayına gelen konuğuna kafa atıp, istifa eder ve Türkiye'ye dönmeye karar verir. Bütün spor camiası şerefli davranışıyla onu bu dünyaya kabul etmeye hazı...
''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan önce son kez bana bakıp göz kırptı. ''Dikkat et de, çam yarması seni...
Gülerek uzandım ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. - Seni seviyorum. - diye fısıldadım - Ben de seni seviyorum sevgilim. Hemde deliler gibi. - dedi saçlarımı öperek Sonra yine Kerem'in göğsüne yatıp sarıldım ona. Kokusu, dokunuşu, sesi, varlığı...o kadar huzurlu hissetiriyordu ki bana. Bebeğimle beraber kendi...
- Kerem. - diye başladı Ama bitirmesine izin vermedim. Onu kapıya doğru ittim ve kalçasından tutup kaldırdım. Kollarımın arasında mahsur kaldı. Ellerini korkuyla omuzlarıma koydu. - Beni yere in...- Onu ilk gördüğümden beri yapmak istediğim şeyi yaptım. Sertçe dudaklarını öptüm. O masumiyetin en beyaz noktası o...
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYL...
Sen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel...
"KURŞUN"un ikinci hikayesi sayılmakla beraber, başka bir karakter üzerinden ilerleyen bir hikaye Başer'in Ural'ı. Bu sefer ana karakterimiz Olcay Başer. * (KURŞUN'dan) Birden gözlerim Olcay'a kaydı. Kıza bakıyordu. Hem de pür dikkat ve aynı... Bartu'nun bana ilk zamanlar baktığı gibi. Yapma Olcay ya. Kıza döndüğümde h...
Kabul ettiğimi söylediğimde bana bir adres ve çanta verdi. Ve bir de silah. "Sana güveniyorum." * "Bu ne demek? Bana hemen bir açıklama yapıyorsunuz! O adam annene benziyorsun derken neyi kastetti? Kurşun kim! Ve eğer, tek bir yalan daha duyarsam çeker giderim. Ama bu sefer geri dönmem." * Ne olduğunu bile anlamadan...
"Adios amigo." Söylemeyi en çok sevdiği cümlelerden biri olmuştu her zaman. Arkasında bıraktığı cesetlere bakarak söylerdi bu iki kelimeyi ve yüzündeki gülümsemesiyle uzaklaşırdı. Nedeninin ne olduğunu sorgulamadan yerine getirdiği emirler yüzünden ölen onlarca insanın hepsine söylemişti. Kısa bir zamanda nam salm...
"Hatırla Rüzgar! Bir hayalet olarak girdim hayatına. Yani aslında hiç olmadım. Beni görünür yapan sendin..." "Bir hayalete sarılamazsın, dokunamazsın, hissedemezsin. Bir hayalete aşık olamazsın. Ama ben sana oldum..." "Kimsin sen Duru?" "Arafta kalmış biriyim. Sevdiği ve geçmişi arasında kalmış biri." "Hangisini seçec...
Hayatım boyunca öldürmek için yetiştirildim... Bunun normal olduğu öğretildi bana.... Ama şimdi bir ölü yerine, bir canlıya sokulmamı istiyorlar... Hemde karanlığın en güçlü liderlerinden birinin içine... Korkması gerekenler onlar... Sonuçta dünyada nam salmış, tek canlı cellat, yani "Ölüm Meleği" benim... Peki neden...
3 kız, saf ve masum. Güneş: 20 yaşında. Üniversiteye gidiyor. Annesi ve babasıyla yaşıyor. Sidal: 22 yaşında. Tıp öğrencisi. Hayata pozitif bakan saf ve masum biri. Ailesini trafik kazasında kaybetmiş, hayatın acı gerçekleriyle küçük yaşta karşılaşmış bir kız. Eslem: 23 yaşında. İşinde oldukça başarılı bir mimar. Zek...
"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu görebiliyordum. İlk defa duygu duvarlarını indirmişti. "Aşığım sana! Sana...
"Beni hemen evime götür!" dedim sert yapmaya çalıştığım sesimle. Kaşları çatık bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu, Allahım çıldırıcam. "Hayır!" dedi benim sesimi bastıran bi sesle. Sinirle dişlerimi gıcırdattım, "Babamın kim olduğunu biliyor musun?" dedim meydan okur gibi. Tek kaşını kaldırdı ve çalışma masasında...
"BUNU YAPAMAZSIN!" diye bağırdım karşımdaki adama doğru. Bi katile bağırmak ne kadar mantıklı onu da siz düşünün,ne kadar salak olduğumu anlayın. "Haklısın, aileni öldürmek kolay olur. Hm... Ailene acı çektirmek? İşte bu daha mantıklı" dedi adam ve oturduğu yerde daha da yayıldı. "Aileme acı falan çektiremezsin" dedim...
Karanlığın Efendisi' nin devam kitabıdır. "Siz Beren Başak, Ares Karal' ı iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" "Onun bastona ihtiyacı olduğu o yıllara dek hayatında olmak istiyorum. Yaşlılığın getirisi olarak sokakta top oynayan çocuklara kızarken onun yanında olup sakinleştir...
"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile sevdim seni. Gözlerin kararıp, Azrail'e büründüğünde bile sevmeye devam ettim. Atmayı unutan kalbin ile kalbimi un ufak ettiğinde dahi sevdim ve sevmeye devam edeceğim...