Yıllardır dibine kadar battığım bu zifiri karanlıktan beni kurtarmaya kaderin ağları yeter miydi? Yoksa bu gece tamamen kaderin bana kurduğu bir oyun muydu? Kader bu oyunu bana kurarken ben bir yağmurun altında o yabancının gidişini izledim. Hayır, acıtmadı. Aksine ben bu sayede yaşama tutundum. Ezberledim, gördüm, takip ettim. Bir batıl inanç gibi inandım ona ama kendimden başka kimseye inandıramadım. Her geceye birkez daha benden gidişini izlememek için uyudum. Her sabaha benden gitmemiş olsun endişesiyle uyandım. Ben uyanır uyanmaz rüyadan çıktım, kaderim öyle bir yol çizdi ki yolumun sonundaki kadını bulamadım. Yağmur tekrar yağdı ama ne o gitti ne de ben. Belki de o benden hiç gitmemişti. Sonuçta yarayı açan da kaçan da bendim öyle değil mi?