Operasyon için bir araya toplanan altı asker. Yarısı azerbaycanlı, yarısı türk. Bu operasyon için aileleri ile vedalaşmış, tanıdığı insanlardan helallik almış, tüm yaşama arkalarını dönerek insanlığı korumak için düşmanların önüne korkusuzca giden altı asker, altı can, belki de ileride altı şehit olacak insan. Tüm duygulara, tüm hisslere, tüm bağlılıklarına kilit vurmuş, kalpte ve akılda sadece vatanı düşünerek toprağın üzerinde adımlıyorlardı. Vatanın kokusunu üzerine bastıkları topraktan bile alıyorlardı. Onlar için vatan ayak bastıkları toprak, baktıkları gökyüzü, nefes aldıkları hava, yüzlerinde hissedilen rüzgar, anne gibi hissettiren memleketti. Onların ailesi, onların aşkı, onların yuvası, onların evi vatandı. En korkakların bile korkusuzca davrandığı vakitti, vatanı koruma vakti. Ama o altı askerin kalbinde korku yoktu, tedirginlik yoktu, yaşama hissi bile yoktu. Hepsi şehit olmak için saniyelerini sayar, vatanın kokusunu hissettikleri toprağın altına gömülmeyi beklerken aldıkları nefesle bile boğulurlardı. Altı askerden biri, komutan olan Azerbaycan askeri Alp Şahin Aliyev. Kokusu için bile canını feda edeceği vatan toprağının üzerinde timi ile adımlarken karşılarına bayılmış bir kadın çıkmıştı. O kadının karşılarına çıkması ile İltica Timi için her şey altüst olmuştu. *** "Vatan için, dedik bu yola çıkarken. Bir birimizi kardeş olarak görüp vatan için savaşmaya geldik. Şimdi sen nereden, neden çıktın karşımıza be, kadın?!" "Kendi vatanımda sizin ve çok sevdiğiniz timinin karşısına çıkmak benim suçum değildi, Komutan Alp Bey!" Pişmanlık duygusu hep kanında dolaşan bir adam için en büyük memnuniyet olacaktı hayatını altüst edecek o kadınla tanışmak.
7 parts