On iki yaşımda ki halimi düşünüyorum da.Hiç dostum yoktu.Aslında hep vardı beni hiç yalnız bırakmayan beş dost:Birincisi tüm her şeyi onunla anlattığım kalbimin tercümanı olan kalem.İkincisi benim en iyi dostum ve kalemin sevgilisi olan kağıt.Üçüncüsü dertlerimi bir dağa bir taşa haykırırmış gibi ve tüm sırlarımı içtenlikle gizleyen duvarlar.Dördüncüsü sonbaharda kendimi onlarda gördüğüm hazan yaprakları.Beşincisi ise yüreğimin hükümdarı olan yalnızlığım.Bunlardan başka hiçbir dostum yoktu.Kalbim milyonlarca parçaya bölündüğünde, beni parçalayan kişinin karşısında ağlamaz;bir kağıdın sayfasına yazarken dökerdim gözlerimden akan okyanus damlalarımı.Ama en çok asker olma isteğimin sadece ve sadece cennete gitmek için kalbim kaskatı tutar,üzülürdüm.Hatta bir dosyam vardı.İçinde onlarca kağıt ve karanlık hüzünlerim...Veya derste ben arkadaşlarımın söz ve anılarını pür dikkat dinlerken,onların ben anlatırken içimi parçalayan derin bir "Of" çekmeleri.Artık umrumda bile değil.Hâlâ bir parça
1 part