Kim olduğum önemli değil ancak "269"un hikayesini merak edenler olabilir.
Onun bir adı yoktu. Hayata henüz gözlerini açmışken annesinden koparılıp ona bu numara verilmişti.
Kısacık ömrünü hiç sevgi görmeden, güneşin sıcaklığını yüzünde hissedemeden, toprağın kokusunu doyasıya içine çekip özgürce koşamadan; küçük, pis, kapalı ve kalabalık bir yerde, tıpkı kendisi gibi diğerleriyle birlikte geçirdi. Her canlının doğuştan sahip olduğu "yaşama hakkına"  sahip değildi çünkü o bir maldı; o 269 numaralı inekti.
Peki bunun sorumlusu kimdi?
Cinayetin yasal ev sahibi, et ve süt endüstrileri mi yoksa bitmek bilmeyen açlığımızla, sofralarımızda başkalarına ait olana yer veren bizler mi? 
Duvarların ardında olanları görmememiz, sorumlu olmadığımız anlamına mı gelir?