Çok eskidendi.
İçindeki toprakta küçük bir tohum ekili koca bir saksı vardı içimde.
Bir süre; uzunca bir süre, saksıyı sulamasını hep başkalarından bekledim.
Belki umduğum, onlar için yaptıklarıma karşılık verebilecekleri bir damla suydu yalnızca.
Minnet edip toprağa gönderdikleri her damla sonrası tohumun filizlenmesini bekledim.
Oysa tek filizlenen göğsümde açılan yaralardan büyüyen boşluktu.
Bir gün,siyah'ın aslında bir renk değil,renksizlik olduğunu öğrendiğim sıralıklarda, tohumun asıl ihtiyaç duyduğunun ''ben'' olduğumu farkettim ve arıtılmış bir damla ''ben'' gönderdim toprağa.
Filizlenmeyi bekleyenin ''kendim'' olduğunu,o koskoca ihtişamlı çiçek en sonunda açtığında farkettim.
Sonra hayat,aynı hayattı.Acılar,mutluluklar...Bilirsiniz. Ben ama,aynı değildim.Gereksiz şeylere gereklilerle birlikte bir daha boşu boşuna hiç üzülmedim.
Kendi çiçeğini açtırabilenlere; Selamun Aleyküm.
- JoinedNovember 27, 2014
- facebook: EdaKatun's Facebook profile
Sign up to join the largest storytelling community
or
Stories by EdaKatun
- 2 Published Stories
KARA
2.8K
822
13
Hayal kırıklığı ile omuzları silkelendi. "Boşver! Sormadım farzet."
Göğsümün ortasına koca bir...
#706 in kehanet
See all rankings
DÜŞ KANADI
165
60
1
Arsız küfürlerle kuşatıldığından değil, kelimelerin dizilişi bakımından devrik bir düş bu okuyacağınız.
Bi...