Merhaba benimde Kara Delik adlı kitabıma bi göz atarmısın şimdiden teşekkür ederim ❤️
Tanıtım: "Benim kalbim mezarlıktan farksız. İçinde kaç tane ölü olduğunu bilemezsin. Bir yenisini daha eklemicem o mezarlığa" duraksadı. O her zaman güçlü ve tok olan sesi titrekti. Sanki dudaklarından firar eden her kelime boğazında bir yara oluşturuyormuş gibi. Kızaran gözleri içindeki acının belirtisiydi belkide. Ne yaşamıştı bu kadar? Ne olmuştuda benim gibi yalnızlığa mahkum edilmişti.
"Yaklaşma bana, uzak dur kızım işte. Neyini anlamıyorsun?" Zaten dolu olan gözlerimden bir gözyaşım intihar etti. Benden izinsiz akan gözyaşımı elimin tersiyle sildim. Ona yaklaşmak için attığım adımla o aynı anda bir adım geriledi. "Git" dedi. Tek bir kelime nasıl bu kadar yakardı insanın canını. Adımları düzensiz, elindeki viski şişesi her an dökülücekmiş gibiydi. O içki içmezdiki, nefret ederdi. Ağlayarak kafamı iki yana salladım. Bir adım daha attım ona doğru, o bir adım daha geriledi. Pes etmicektim.
"Git" dudaklarından firar eden aynı kelime kulaklarıma ulaştığında gözlerimi gözlerine çevirdim. "Aynı kelimeyi ben sana söylediğimde sen gitmişmiydin?" duraksadı. Bir süre düşündü ardından kafasını iki yana salladı. Başını önüne eğdi. Gözlerini benden kaçırıyordu. Aramızda yarattığı mesafeyi geriye kaçmasına izin vermeden kapattım ve kollarımı doladım yıkılmak üzere olan bu adama. Canı yanıyordu, yanmasın istedim. Elindeki bira şişesi loş ışığın aydınlatamadığı karanlık odada yere düşerek tok bir ses çıkardı ve kolları bedenime dolandı.
"Özür dilerim" kulaklarıma ulaşan ses canımı yaktı. Burnumu çektim. Yağmurdan sonraki toprak kokusu burnuma doldu. "Neden?"
"Yalnızlığına yalnızlığımı ekledim ufaklık" gülümsedim. Bunun içinmiydi özrü. "Senden gelen herşeye razıyım ben yeterki bana bir daha git deme"