ekleme!
jungkook ve taehyung'un giydigi kiyafetleri bolum sonuna koydum ✋🏽"Hey, biraz sakin olmayı dener misin?"
Yaklaşık bir otuz saniyedir tuttuğum nefesimi daha fazla dayanamayıp aralık dudaklarımdan büyük bir sıkıntıyla üfledim.
"Ama- hyung, of çok heyecanlıyım!"
Sırtüstü uzanmakta olduğum yatağımda biraz daha debelendikten sonra bedenimi ters çevirip kendimi yastıkla boğmaya çalışmıştım.
Bu gün yarışma vardı!
Ve ben hiç olmadığım kadar gergindim. Jimin hyung da beni sakinleştirmeye çalışıyordu işte. Fakat pek işe yaradığı söylenemezdi...
Kendimi boğma girişimimi kafama yediğim pek de sert olmayan darbe ile kesmek zorunda kalmıştım. Yanaklarımı şişirip tekrar sırt üstü döndüğümde tam tepemde, sinirden kızarmış yanakları ile bana ters ters bakan bir Jimin hyung vardı. Dudaklarımı büzüüp ona köpek yavrusu bakışları attıktan sonra anbean yumuşamasını izlerken doğruldum.
Yaklaşık iki buçuk, üç saat sonra yarışmanın yapılacağı yere gidecektik. Ve, ve belki de sahne korkum vardı ve şarkıyı söylerken her şeyi berbat edecektim, ya da tam yüksek notaya çıkacağım zaman detone olacaktım, belki de... Sahneye çıktığım anda ayağım takılıp yere kapaklanacaktım. Tüm bu düşünceler yarışmaya saatler kala zihnimde köşe kapmaca oynuyordu ve ben, strestten kemirdiğim dudaklarımın sızısını bile hissedemiyordum.
Dün yaşanan şeyler beynimi, ve kalbimi, altüst etmişti ve sağlıklı düşünemiyordum. Yine de, Taehyung la aramız düzeldiği için hiç olmadığım kadar mutluydum. Fakat... Ona denemek istediğimi söylemiştim, dolayısıyla biz şimdi flörttük, öyle değil mi?
Pekala, sakin olmam gerekiyordu. Fakat her şeyden önce, sanki prova yaparken o şarkıyı hiç beraber söylememişiz gibi, sahnede Taehyungla birlikte şarkı söyleyeceğim gerçeği karnıma koskocaman kramplar girmesine sebep oluyordu.
Jimin hyungun üzerime sahnede giyeceğim kıyafetlerimi atıp odadan çıkışını izlerken kapıyı çarpışıyla irkildim, ardından daha fazla zaman kaybetmemem gerektiğini kendime hatırlatarak yataktan kalktım ve kıyafetleri bir çırpıda üzerime geçirdikten sonra düğmelerimi iliklerken aynada kendimi incelemeye başladım
Taehyung'la sahne kıyafetlerimiz tamamen beyazdan oluşuyordu. İnce ve satenimsi bir kumaşı vardı. Kolları hafif simli ve içini gösteriyordu ama bu hoşuma gitmişti. Pantolonun kenarındaki gümüş işlemeler ve parçasındaki püskülümsü şeyler de çok hoş duruyordu. Fazla dikkat çekmeyi sevmediğimden dolayı kıyafetleri yarışmanın yapılacağı mekanda tekrar giymek üzere çıkardım. Altıma diz kapağının biraz üstünde ufak yırtıkları olan bir kot pantolon, üstüme de siyah bir sweat geçirdikten sonra yatağıma fırlattığım tarağı alıp sabah Jimin hyungun düzleştirdiği saçlarımı ortadan ikiye fazla boşluk bırakmayarak, iki taraf da iki kaşımın başlangıcına denk geliyordu ve ortada alnımın küçük bir kısmı gözüküyordu, ayırdım. Kirazlı dudak nemlendiricimi de sürdükten sonra parfümümden ufak ufak bileklerime ve boynuma sıktım.
Daha fazla vakit kaybetmemek adına yatağımın üzerinde olan telefonumu cebime koyup odadan çıktım.
-
Müdür, yarışmanın olduğu mekana, sadece yarışmacıları götürmek amacıyla bir araç kiralamıştı ve bu yüzden direkt oraya gitmeyip de okula gelmek zorundaydık.
Taehyung'la da okulda buluşacaktık. Ne kadar beraber gitmek istesem de anlamadığım bir sebeple okulda buluşmamızı ısrar etmişti. Bu yüzden heyecandan okula bir saat erken gelmiştim. Okula geldiğimde bahçedeki banka oturup, dizlerimi sallayıp dudaklarımı kemirmekten başka bir şey yapamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire on Fire | taekook
Fanfic[📚🎒🎤] Müzik projesi için bir araya gelen, Kim Taehyung ve herkes gibi onun da nefret ettiği 'okulun asosyali' Jeon Jungkook. [texting, biraz düz yazı]