Evet Prensesim

553 51 42
                                    

"Ne yani? Aşık olduğun çocuğa aşık olan çocuğa mı aşık oldun?"

"Tam olarak öyle değil gerizekalı. İkisinden de etkileniyorum, ikisiyle de yatmak istiyorum ama aynı zamanda ikisini de istemiyorum.."

Jongin anlamsız bakışlarla süzdü arkadaşını. O günkü dersleri bittiğinde okulun yakınlarındaki bir kafeye gitmişlerdi ve Sehun en yakın arkadaşına dert yanıyordu.

Chanyeol'den etkilenmemesi imkansızın da ötesindeydi. Fakat Kyungsoo'yu da ilk gördüğü andan itibaren beğeniyordu. Chanyeol'ün Kyungsoo'yu sevmesi hem kıskanmasına, hem de üzülmesine sebep oluyordu ve Sehun delirmemek için arkadaşına anlatıyordu hissettiklerini.

"Bence Kyungsoo'nun güzelliği seni etkiledi ama ondan hoşlanmıyorsun. Chanyeol.. Onunla seks arkadaşı olmak istiyor gibisin. Sehun, sakın çıkıp da üçüncü bir kişiye aşık olma."

Sehun dudaklarını büzdü ve omuz silkti. Sütlü, bol sütlü kahvesini içerken Jongin'e cevap vermemeyi seçti.

"Küstün mü çiçeğim?"

Turuncu saçlı olan başını sallayarak onu onayladı. Boyuna, vücuduna ters bir karaktere sahipti. Görünüşü 20+ dursa da içten içe 3 yaşındaydı Sehun.

"Fotoğraflarımı çekmene izin vereceğim, barışalım sevgilim."

Sehun kazandığı zaferle gülümsedi, arkadaşından tam olarak bunu duymayı bekliyordu.

*****

Kyungsoo derse girmemişti, yine. Birçok ders onu sıkıyordu ve derslere girmemesi pek de büyük bir sorun değildi ona göre.

Boş koridorda telefonuna bakarak yürürken duyduğu tiz sesle başını kaldırdı. Koridorun sonundaki yangın merdiveninde üst sınıflardan olduğunu hatırladığı bir çocuk vardı ve daha önce görmediğine emin olduğu, minyon tipli bir kıza oldukça yakın davranıyordu.

Kızın rahatsız olduğu uzak mesafeden dahi belli olurken çocuk onu duvarla arasına sıkıştırmıştı.

Kyungsoo hızlı adımlarla oraya ilerledi ve çocuğun kolunu tuttu.

"Neden geri çekilmiyorsun? Kızın rahatsız olduğu çok açık."

"Sana mı soracağım, ibne?"

"Sadece kızı bırak, tamam mı?"

Çocuk eğleniyormuşcasına güldüğünde hala kızı bırakmamıştı. Kyungsoo'ya döndü ve küçümseyici bir bakışla onu süzdü. "Döver misin yoksa beni? Kendi dengin olan kişilere bulaşmanı tavsiye ederim."

Kyungsoo gülümsedi ve başını salladı. Geri çekilirken kızla göz göze gelmişti ve kız onu kurtarması için yalvaran gözlerle ona bakıyordu.

Geri çekilip koridorda yürümeye devam etti Kyungsoo, ardından telefonunu çıkarttı ve toplu mesajla dört gruba aynı mesajı gönderdi.

*****

Fazla değil, birkaç dakika sonra koridor kalabalıklaşmıştı. Üst sınıflar, çömezler, iri vücutlu erkekler, çelimsiz olanlar ve daha fazlası.

Kyungsoo hiçbiriyle birebir göz teması kurmadı. Yalnızca gülümsedi ve yangın merdivenine doğru ilerledi tekrardan.

Git gide kalabalıklaşan grup Joonhae'nin gözünü korkutmakla kalmamıştı, özür dilemesine aldırmadan kalabalık grup onu okulun dışına kadar sürüklemiş ve güzel bir dayak atmışlardı. Okul sınırları içinde dövmeleri, hepsi için birer sorun haline gelebilirdi ne de olsa.

Kyungsoo kendi başına onu dövemezdi, bu gayet açıktı zaten. Ama ortada yanlış bir şey varsa asla sessiz kalmazdı. Onu seven, hayranlık besleyen kişilerin ortak özelliği de buydu zaten. Kyungsoo onlara mesaj attığında hiçbiri Kyungsoo'nun gözüne girmek için yapmamıştı bunu, hepsi biliyordu ki hiçbir yerde bu tür durumlara sessiz kalınmamalıydı. Kalplerinin güzel oluşunun tek sebebi içinde Kyungsoo'yu barındırmaları değildi elbette.

Do Kyungsoo'ya Aşık O(ğ)lanlar Kulübü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin