Sahip olduğunuzu düşündüğünüz her şeye dönüp bir kez daha bakın derim.
Neden mi..?
Çünkü; nereden ne şekilde hangi zorluklarla başa geldiğinizi görmenizi isterim."Kızım hadi ama geç kaldık" dedi annem.
"Siz gidin ben arkanızdan geleceğim" dedim anneme.
Ayak sesleri uzaklaştıkça daha rahat nefes almaya başladım.
Pencerenin köşesinden dış kapıya doğru göz gezdirdim.
Babamın arabasının gittiğini görür görmez yatağıma uzandım.Tavanı seyretmeye koyulmuştum ki birden telefonum çaldı.
"10 dakikaya seni yemekte görmezsem başına geleceklerden sorumlu olmam ona göre" dedi telefonun diğer ucunda ki babam.
"Tamam çıkmak üzereyim baba" dedim.
Cevap vermek yerine telefonu yüzüme kapattı.
Aynanın karşısına geçip hazırlanmaya başladım.Benim için çok zor bir gece olacak bu. Böyle bir duruma mecbur bırakıldığım için de öfkeliyim.
Evden çıkıp arabaya geçtim."Kızım nerede kaldın" diye mesaj atmış bu defa da annem.
Bunlar çıldırmış olmalı. Bu zamana kadar benimle asla yemeğe çıkmayan ve çıkmak istemeyen babam şimdi neyin peşinde anlam veremiyorum.
"2 dakikaya oradayım anne" diye mesaj attım.
Çok fazla zaman geçmeden oldukları yere geldim.
Arabayı valeye verip içeriye doğru ilerledim.Kolumda ki saate bakarken önünde ki duvarı fark etmedim az kalsın kafamı kırıyordum.
"Hay aksi!!" Diye konuşmaya başladım kendime.
Meğer çarptığım duvar değil de biriymiş bu.Ego dolu tavrı ile "önüne baksana sakar" dedi.
Hemde bana.
"Pardon"dedim.
"Sağırsın da her halde" dedi şımarık edası ile.
"Bana bak sana sakar da kim sağır da kim gösterirdim ama dua et acelem var" dedim.
Üzerine atlamamak için kendimi tuttum sadece.
Ödün vermek istemiyorum.
"Sen kimsin ki ve benim kim olduğumu biliyor musun" dedi.
"Ah evet kim olduğunu biliyorum. Sen şımarık aptalın tekisin" deyip göz devirip arkama bakmadan ayrıldım oradan.Anmemlerin yanına geçtim hemen.
"Herkese iyi akşamlar, kusura bakmayın geç kaldığım için. Az önce öküze denk geldim de" dedim hafif gülümseme ardı boş olan sandalyeye geçip oturdum.
Herkes gülümsememe karşılık verdi.
Daha yemekler dahi söylenmemiş oysa ben çok acıktım.
Yanlışlıkla yanımda ki boş tabağın çatalını yere düşürdüm.
Tam almaya yeltenirken elime biri bastı.
O sırada "oğlum hoş geldin" dedi biri.
"Hey elime basıyorsun" dedim sesimi yükselterek.
Ayağını elimin üstünden çeker çekmez ayağı kalktım.
"Se..." tam cümlemin devamını getirecektim ki az önce denk geldiğim öküz bu!
"Demek yine sen " dedi bana bakarak.Ardından babamın arkadaşı " nasıl yani siz tanışıyor musunuz" dedi.
"Hayır kendisi müsade edecek olursa yeni tanışacağım bu güzel hanım efendi ile" dedi.
"Kızım müstakbel eşinle tanışsana" dediğinde neye uğradığımı şaşırdım.
"Merhaba ben Burak"dedi pişkin tavrı ile.
Şaşkın ifadem ile hala daha olayı çözmeye çalışırken annem kolumu dürttü. Kendime gelir gelemez " be.. Ben de Hanzade" deyip babama kaş göz hareketleri yaptım.
Anladı mı beni bilmiyorum ama şimdi farkına vardım beni neden bu yemeğe çağırdığını.
"Şey eğer size ayıp olmaz ise biz Hanzade ile biraz yalnız kalabilir miyiz" dedi öküz ve pişkin Burak.
Herkes onay verdi ve herkes dünden razı buna.Tam itiraz etmeye yelteniyordum ki babamın gözleri bana susmam gerektiğini gösteriyordu.
Susup kapıya kadar yürüdüm.
"Bana bak ve beni iyi dinle. Eğer gerçekten mutlu bir geleceğe sahip olmak istiyorsan bu anlaşmayı kabul etmelisin" dedi.
Sinirden tokat atıp içeri geçtim.Bu insanlar neyi saçmalıyor anlamadım ama beni de böyle kimse kullanamaz.
"Baba bu ne oluyor Allah aşkına" dedim.
Gözümde ki akan yaşa aldırış etmeden.
"Kızım eve geçince zaten konuşacağız bunları. Şimdi güzelce yemek yiyelim" dedi dalga geçer gibi.
"Çok Sağ ol ama ben almayayım size afiyet olsun" deyip oradan hızlıca ayrıldım.
