11. Bölüm

11 0 0
                                    

Can çalışmaya devam ederken ben kitabı okuyorum.
Can'ın Telefonuna gelen üst üste mesajlar ardı kitaba olan dikkatimi dağıttı.
Can'a baktım o an..
Betibenzi atmış bir halde bir şeyleri düşünmeye koyulmuş..

Seslendim Can'a ama cevap veremeyecek kadar dalmış.
En son gelen mesaj sesi ile telefonuna geri baktı, bir şeyler olmuş belli.

Olduğum yerden kitaba geri döndüm ama odaklanamıyorun kitabı okumaya.
Can yanıma geldi ve dizlerimin önüne oturdu, elimde ki kitabı alıp sehpaya bıraktı.
Gözleri ile gözlerimi eli ile elimi sıkıca tuttu.
Ne olduğunu anlamaya çalıştım ama bu tahmin edilmesi ve hissedilmesi kadar zor..

Can'a şu an baktığımda gözlerinde ki farklılığı sezebiliyorum ama hisslerim ve hissettiğim soğuk bir buhar..
Ruhunun bana yabancı kalacakmış korkusu ile diğer elimi yanağına götürdüm..
"Can iyi misin"dedim..
Sanki vereceği cevap beni ama en çok da ruhumu öldürecek kadar güçlü ve keskin bıçak gibi.

"Biliyorum bugün çok güzel ve özel bir gün olacaktı senin ve benim için ama seni şu an eve bırakmam gerek" dedi...
Üzgün mü yoksa tedirgin mi, ya da ne bileyim soğuk mu kalmaya çalışıyor anlam veremedim ama bu his ve hissettirdiği şeyi bir kenara bırakmam gerek.
"T...tabi ama iyisin dimi önemli bir şey yok"dedim zor olsa bile..
"Ah evet tatlım sadece gitmen gerek" dedi, ve ağzından çıkan "gitmen gerek" kelimesi beni istemiyormuş gibi hatta hiç olmasaymışım gibi hissine kaptırdı.
Bi an derin nefes alıp verdikten sonra " Hayatım belli ki çok önemli bir şey var, ben en iyisi taksi ile gideyim sen her ne ise hallettikten sonra beni ara muhakak olur mu" dedim.
Elini çekti elimden.
Ayağı kalktı bende kalkıp çok fazla zaman kaybettirmemek adına evden bir an önce çıkmak istedim.

Biraz ilerledikten sonra taksi bekledim.
Can'ın evden çıkıp arabasına bindiğini gördüm.
İçimde ki soğuk buzları eritmek istiyorum. Bunu nasıl ve ne şekilde düşünüreken gelen taksiye bindim ve önde ki giden siyah arabayı takip etmesini istedim.

O sırada Can'a mesaj attım.
"Lütfen iyi ol" diye..
Mesajıma cevap vermesini beklerken bir yandan takip ettim.

Yol aldıkça içimde ki his kötü gelmeye başladı.
Araba durdu. Uzaktan durdu taksi de..
Büyük bir ev, kocaman bir bahçesi var.
"Sizden ricam burada bekler misiniz beni"dedim taksiciye.
Başını salladı.
Arabadan inip ilerledim.
Arabasını park etti ve evin bahçesine ilerledi.
Can'ı net görebiliyorum, evin kapısına ilerledi.
Zile bastı ve beklemeye koyuldu.

Nefesim ve soluğum kesildi.
Gördüğüm şeyle dehşete düştüm.
Giyindiği kırmızı saten elbisesi ve tenine uyan doğal saçları, uzaktan gördüğüm bir kadındı bu..
Can'ın boynuna atladı ve sarıldılar..
Bolca kahkaha ardı içeri girip kapıyı kapattılar.

Bu kadın kimin nesi!
Yoksa Can evli mi, eğer öyleyse asla affetmem onu.
Türlü düşünceler içinde hapsoldum.
Gitsem mi yoksa biraz daha kalsam mı?

"Kalmam neyi değiştirecek gitmem neye çare olacak" diye sesli düşündükten sonra taksiye doğru ilerledim.
O kadın neyin nesi diye düşünüp kafamda kurgular buldum. Ama cevabım Can olacak kimse değil.
Ona kısa sürede bu kadar bağlandım şimdi apatlaca kurgular kurmanın anlamı yok..

Ama içten içe kendimi yiyeceğim.
Nasıl ikna edip kendimi buna inandırabilirim ki?
Taksiye bindim ama gitmek istemediğim kesin.
Taksi şoförüne "Sizden bir şey rica edebilir miyim" dedim.
Şaşkın ifadesi ile aynadan bana baktı ve "Evet hanım ablam buyur" dedi.
"Şu az önce takip ettiğimiz kişi benim için önemli geldiği bu ev ne, ne değil bilmiyorum ve az önce bir kadına sarıldığını gördüm bana işin aslısını öğrenebilir misin" dedim.
Yüzüme dondu ve hafif güldü.

"Abiye bak sen aynı anda iki kişiyi idare edebiliyor" dedi ve gülmeye devam etti.
"Bana bak lafını bil de konuş" dedim.
"Tamam abla özür dilerim. Sen bana bu işte kârım ne onu söyle" dedi.
Çantamdan cüzdanı çıkarıp biraz para gösterdim.
Parayı elimden alıp arabadan indi.

İçimde ki his her şeyin bittiğini söylüyor.
Ama inanmak istemiyorum.
Can böyle biri değil, yapmaz.
Düşünceler arasında boğuşurken taksici geri geldi.
"Abla için rahat olsun evde bir erkek daha ve yaşlı biri" dedi.
Anlam veremedim.
İçim rahatlamış gibi ama huzursuzum..
"Pekala geri gidelim"dedim ve yola geri koyulduk.
Can'ı aradım ama cevap vermedi.
Çünkü cevap vermeyecek kadar vakti yok.
Şu an bu takside olabilirim ama ruhum burada değil..

Eve geldim, annem yemek masasında oturmuş derin düşünce içinde.
Geldiğimi dahi fark etmedi.
Yanına gidip yanağına öpücük kondurdum.
"Anne iyi misin" dedim.
İyi olmadığını ve ne için bu durumda biliyorum bunu.
"Hiç bir şey kızım, anlat bakalım günün nasıl geçti"dedi.
Gerçekten de hiç bir şey mi?
Annem beni kolayca lafıyla kandırabilir ama gözleri öyle demiyor.
Gözü sürekli kapıda babamı beklediği kesin, hem sahi Babam neden yok?
"İş falan şu an sadece yorgunum" dedim..
Tam bir şey diyecekti ki kapı çaldı.
Derin bir nefes alışverişi ardı annem hızlı adımları ile kapıyı açmaya gitti.

Bu tanıdık sima korkuyu hatırlattı bana, ve kaygı da..
Üzgün ve asık yüz ifadesi ile annem geri geldi salona.
"Kim geldi anne"dedim..
Arkasından Burak'ı görünce sinirler tepeme çıktı.

"Müstakbel eşim de burda ne kadar çok sevindim"deyip beni öpmeye kalktı.
Müsade vermedim buna.
İnsan da biraz onur olur gurur olur ama bu arsız çıktı.
"Bana bak tekrar etmek istemiyorum ama haddini bil" dedim sessizce.
"Senin bu tekrar edişin ve sinirlenmen beni deli ediyor, sana git gide daha da çok aşık oluyorum"dedi.
Göz devirip anneme baktım.
Ne bizi dinliyor ne de bize bakıyor.
Gözü ve kulağı babam da olduğu belli.

Yemeklere bile dokunmamış babamı bekliyor.
Son zamanlarda babamın bu ihmalkar oluşu ve annemle daha çok kavga edişi aklıma çok şey getiriyor.
Bahçeye çıktım ve derin nefes alıp verdim.
Aradım babamı.
"Efendim kızım"dedi, arkadan gelen tandık bir ses vardı bulunduğu ortamda.
"Ne zaman eve gelirsin yemek yemek için seni bekliyoruz ve Damadın Burak'ta burda ayıp olmasın"dedim.
Arkadan gelen kadın sesi ile Can'ın sesini duydum.
Babam'ın ne cevap verdiğini dahi duyamadım.
"Kızım duydun mu beni"dedi.
"Baba o kadın sesi ne, nerdesin sen" dedim.
"Hiç bir yerde şirketteyiz kızım ve hatta Can'da yanımda. İstersen telefonu Can'a vereyim" dedi.
Bir şey diyemedim.
Can bana yalan söyledi.
Üstüne babam da.
O taksicinin dediği kişi babam'dı ben o an nasıl düşünemedim bunu.
Telefonu uzattığını anladım ama kulağıma gelen "aşkım bir saniye şu telefona bakayım" sesin yakınlığından ve bu kişinin Can olmasından anladım.
Telefonu hemen kapattım.
Bahçe de bir o baş bir bu baş dönüp durdum.
Halimi gören Burak yanıma geldi..
Önünde durdu "nedir bu halin" dedi.

Nasıl ve ne şekilde cevap vereceğimi bilmiyorum. Aklım da ki o kurduğum kurgu meğer gerçek.
Can evli ve babam annemi aldatıyor.
Bunun başka bir açıklaması olmaz ve olamaz da.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ESİR AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin