Roman ve Roan çok kararlıydı, zira babaları iyice haddini açmıştı. Lakin önlerinde büyük bir problem olan; sarayın bodrum katındaki muhafızlar vardı. Anneleri Pandora büyücü goblinlerin onlara yardım edebileceğini; hızlı ve küçük oldukları için dikkat çekilmeyeceğini söyledi. İkizler de buna katıldılar. Şafak sökmeden saraya ulaşmaları gerekti. Yol uzun ve meşakkatli olduğundan gece yarısı yola koyuldular. Tüneldeki ölü cesetler onları karşıladı. Saraydan kaçmaya çalışan kişiler olmalılardı. Neyse yollarına devam ettiler. Büyücü goblinler bir çırpıda bodrumdan çıkıp muhafızları alt ettiler, şafak sökmek üzereydi: İkizler bodrumdaki kıyafetler arasından aşçı kıyafetlerini giyinip aşçı kılığında saray mutfağının yolunu tuttular. Hiçbir sorun yoktu kimse onları farketmemişti. Tam yemeğe zehiri katacakları an arkalarında babalarını gördüler. Karşılarında dikilmiş onlara ters ters bakıyordu. Tam o sıra Roan masadaki bıçağı alıp babasına sapladı. Babaları irkildi kanlar içinde yere yığıldı. Mutfak kanla dolmuştu sesi duyan aşçılar mutfakta toplandı. İkizlerle birlikte kralın cansız bedenini gören aşçılar pek de üzülmemişlerdi. Yıllardır süre gelen zorbalık, zalimlik artık sona ermişti; Roan ve Roman bir koşu annelerine haber uçurup saraya çağırdılar. Sürgünde olan herkes bağışlandı, evlerine döndüler. Ülke başsız kalmazdı elbet;
Pandora Kraliçe, Roan ise Kral ilan edildi; artık önlerinde hiçbir engel yoktu. Yıllardır süre gelen ataerkil zorba rejim yok olmuştu. Ülkeyi bir şenlik havası kaplamıştı. Kader başından beri onların elindeydi; ve evet değişmişti ;)) Ülke mutlu, güçlü ve adaletli zamanlarına geri döndü. Zalim babaları ise tarihin tozlu sayfalarına karıştı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Unutmayın ne olursa olsun kader hep sizlerin elinizde...
