4🎄

83 8 9
                                    

tek çare wowkwan
wow eklendi
babykwan eklendi

Chanie:
ister küs olun ister olmayın
bu akşam junjun hyungun evinde olun
her yıl birlikte kutluyoruz bozanu s@@rim

Junie:
evet aynısı

Dongdong:
evet aynısı aynısı
buu arada
Kim Min Jae ile birlikte geliyoruz

Dongdong:evet aynısı aynısıbuu aradaKim Min Jae ile birlikte geliyoruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Babykwan:
tamam geliyorum
bir şey isteyen var mı?

wow:
yoldayım

Junie:
dövücem seni bk
/niye geliyo ki
/gelcek şimdi
chana yavşarsa döverim😡

Dongdong:
junjun yazdığını gördün mü
yazı yazıp silersen sonunda
yanlışlıkla yollarsın
çocuk hetero sakin ollll

Chanie
NEEEEE
JUNJUN CİVCİVİM BENİMM
HADİ ARTIK İTİRAF ET
BENŞM SENİ SEVDİĞİM KADAR OLMASADA
BENİ SEVİYORSUNNN💖💖💖

Babykwan:
başardık chan👊🏼

Junie:
/saçmalama
/daha çok seviyorum
saçma konuşma
gelin sizde hadi
chan'la evde daha yalnız kalamicam

wow:
geldim aç kapıyı


+++

Byeongkwan

Jun'un evine geldiğimde kalbim hızlandı. Tartışmamızdan sonra ilk bir araya gelişimiz. Zaten hep soğuk davranıyor şimdi tam bir buz kral olur. Ona kral olmakta çok yakışırdı. O keskin bakışla- aağğ ne diyorum ben? Hemen yelkenleri suya indirmemem gerek.

Soğukta iyice donarken zile ardı ardına bastım nefret ederim soğuktan Kapı açıldığında onu gördüm. İkimizde bir şey demeden bakıştık.

''Çekilsene aptal üşüdüm.'' Omzumla onu ittirip içeri girdim.

''Junjun hyung!!'' bağıra bağıra mutfağa ilerledim. Elimdeki poşetleri tezgaha bırakıp içinde meyveli yoğurt aradım. Mmmh en sevdiğim. Bir dakika nerede bu? Olamaz almadım mı?

''Off meyveli yoğurt almayı unutmuşum, sen de var mı hyung?''

Dudaklarım büzerek cevabını bekledim. Kurabiyeleri fırına koyarken bağırdı.

''Ne bilim ben, çok işim var. Zaten siz aptallar bir işe yaramıyorsunuz!!'

''Byeongkwan boş ver onu. Siz gelmeden önce biraz sinir ettim de. Meyveli yoğurt mu arıyorsun? Sehyoon hyung almış bir sürü.''

Chan elini omzuma atıp konuştu. Dediklerini algıladığımda gözlerim açıldı. İnanmıyorum kavga etsek bile almış. Tanrım çok seviyorum onu. Nasıl başkasıyla flörtleştiğimi düşünür. Kendime gelip başımı salladım. Daha fazla utanmamak adına salona geçip oturdum.

Koltuğa geçtiğimde arkamdan gelip karşıma oturdu. Onunla aynı oda da kalıp sarılmamak çok zor. Hem bu koltukta çok rahatsız ne olur gidip kucağına otursam? Ne tepki verir ki? Ay aman aman şundaki suratsızlığa bak aşağı iter beni. Telefona o kadar gömülmüş ki aptal ona baktığımın farkında bile değil. Bir dakika niye telefondaki, kimle konuşuyor? Sinirlendirmekte üstüne yok.

Kapının çalmasıyla düşüncelerimden kurtuldum. Daha fazla düşünmemek adına kalkıp kapıyı açtım.


wow (Biraz önce)

Kapı çaldığında Chan'ı açmaya giderken görüm. Bebeğimin geldiğini düşünerek onu durdurdum ve kapıyı ben açtım. Beni gördüğüne pek memnun değildi. Onu gördüğümde gözlerimi alamadığımdan biraz orada dikildik.

''Çekilsene aptal üşüdüm.'' Omzuma çarptığında kendime geldim. Tanrım kokusu tüm bedenimi sardı. Kapıyı kapatıp arkasından mutfağa girdim.

Elini poşetlere daldırmış bir şeyler arıyordu. Meyveli yoğurdunu unuttuğu için yakındı. Hıh unutmasına hiç şaşırmadım. Ona almama o kadar alışmış ki.

''Byeongkwan boş ver onu. Siz gelmeden önce biraz sinir ettim de. Meyveli yoğurt mu arıyorsun?'' Chan'ın dediklerini duyduğumda hemen bakışlarımı kaçırdım.

O da bir şey demeden salona ilerledi. Jun sinirle yemek yaparken Chan onu deli ediyordu. Ah bebeğimle böyle olabilirdik bizle. Burada durmanın pek anlamı olmayacağından ben de salona geçtim. Karşısındaki koltuğa oturduğumda ne yapacağımı bilemedim. Gözlerini dikmiş beni izliyordu. Tek çözümü telefonda bulunca onunla oyalanmaya başladım. Neden gözlerini ayırmıyor? Kötü mü görünüyorum? Gözlerini çekmeli yoksa kalpten gideceğim. Kapının sesini duyduğumda şükrettim binlerce kez.

Sonunda Donghun ve Min Jae geldiğinde sofrayı kurup oturmuştuk. Ben, Jun ve Donghun masanın bir tarafında oturuyorduk. Karşımda Kwan ortada Min Jae yanında da Chan. Yemeğe başladığımızdan beri ikisi de Min Jae'nin ağzına düşüyordu. Olanları dikkate almamaya çalışıyordum ama inadına daha da yanaşıyordu. Jun kulağıma eğilerek konuştu.

''Sence de çok samimi değiller mi?'' Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım.

''Siz ikiniz ne fısırdıyorsunuz. Ayıp bilmiyor musunuz?'' Chan söylendiğinde Jun sinirle karşılık verdi.

''Aaa pardon ya bir an bizim olduğumuzu unuttuğunuzu düşündük.'' İkisi de atışırken kaçamak gözlerimle bebeğime baktım. İkisine bakarak gülümsüyordu.

''Min Jae hyung biraz daha şarap ister misin?'' Kwan'ın sorduğu soruyla sinir vücudumu kapladı. Kaldırdığı şarap şişesini elinden hızla adım. Ani şok yaşasa da bir şey demedi.

Kendime şarap koyduktan sonra Min Jae'nin bardağını da doldurup yemeğime döndüm. Yemekte zaten saçma konularla son buldu.

+++

''Chan bırak beni. Yeni yıla kucağımda giremezsin.'' Jun kucağındaki Chan'ı yere fırlatmaya çalışıyordu.

''Junjun güneşim olmazzz. Yeni yıla böyle girmemiz gerek. Sonra tüm yılı böyle geçiririz.''

Herkes ikisini kahkahayla izliyordu. Keşke bebeğim kucağıma gelse.

''Hey hadi geri sayım başlıyor. Son bir dakika.'' Donghun bağırdığında ışıkları kapatıp hepimiz ayaklandık.

Tanrım yeni yıla küs girmemiz beni çok endişelendiriyor. Ne olur şimdi sarılsam? İter mi beni yoksa o da sarılır mı?

''10, 9, 8, 7, 6,''

Sanırım daha fazla duramayacağım.

''5,4,''

Hızla belinden tutup onu kendime çektim. Dudaklarımızı birleştirdiğimde bir süre şok geçirdi. Sonra karşılık verdi.

''3,2,1 YENİ YIL KUTLU OLSUUUUUUNN''

Yeni yıla işte böyle girmek çok daha güzel.

choice |wowkwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin