Merhabalar Mochilerim. Nasılsınız?
'ON ÜÇ' bölümünü hatırlıyorsunuzdur umarım. Bölümde bir açıklama yapmıştım; Büyük bir tartışma olacak annesinin doğum gününün bölümünde. Sinir olacaksınız bana göre, diye. Sonraki bölüm Ji Min'in annesinin doğum günü.
İyi okumalar Mochilerim...
"Bu sabah Ajan Iseul beni görmeye geldi," Dedi Ji Chang-wook.
"Senin hakkında şüpheleri varmış."
"Hislerimiz karşılıklı o halde," Dedi Ji Min.
"Yeteneklerinden şüphe duymuyor. İyi bir polis olduğuna inanıyor."
"Ama?"
"Bu vakada komutanın sen de olmasının doğru olmadığını düşünüyor."
Ji Min bir süre tek bir şey söylemeden sükûnet içinde oturup Ji Chang-wook'un masasına baktı. Ji Chang-wook sabah onu odasına çağırdığında anlamıştı bunun nedenini. İçeri girerken duygularının önüne demir bir perde indirmeye ve ona istediği şeyi vermemeye kararlıydı. Sinirlerinin bozulduğuna kanaat getirip onu başka birisiyle değiştirmesini istemiyordu. Konuşurken sakin ve mantıklı görünmeye çalışıyordu Ji Min.
"Endişeleri neymiş?"
"Dikkatinin dağılması. Park Chanyeol ile, hâlâ bitmemiş bir meselen olduğunu düşünüyor. Cerrah soruşturmasının etkisinden hâlâ kurtulamamış olduğuna inanıyor."
"Kurtulamamış derken?" Diye sordu Ji Min. Aslında Teğmen'in neyi kastettiğini çok iyi anlamıştı.
Ji Chang-wook konuşmadan önce düşündü.
"Ji Min, bunu söylemek hiç kolay bir şey değil. Bunu sen de biliyorsun."
"Sizin ağzınızdan duymak istiyorum."
"Dengesiz olduğunu düşünüyormuş, tamam mı?"
"Peki siz ne düşünüyorsunuz Teğmen?"
"Başında çok dert olduğunu düşünüyorum. Bence Chanyeol'ün firarı hızını kesecektir."
"Siz de dengesiz buluyor musunuz beni?"
"Dr. Bang Si-Hyuk'un da endişeleri var. Geçen sonbahardan beri psikoloğa gitmemişsin."
"Böyle bir emir gelmedi bana."
"Böyle mi olması gerekiyor? İlle de birilerinin emretmesi mi lazımdı?"
"Terapiye ihtiyaç duymadım."
"Bang Si-Hyuk, Cerrah'ın etkilerini hâlâ üzerinden atamadığını düşünüyor. Her taşın altından Chanyeol çıkıyormuş. Henüz son vakayı üzerinden atamamışken bu soruşturmaya nasıl komuta edebilirsin ki?"
"Galiba bunu sizin ağzınızdan duymak istiyorum Teğmen. Sizce ben dengesiz miyim?"
Ji Chang-wook iç geçirdi.
"Bilemiyorum. Ajan Iseul karşıma çıkıp endişelerini söyleyince onu dikkate almak zorunda hissettim kendimi."
"Ben Ajan Iseul'ün güvenilir bir kaynak olduğuna inanmıyorum."
Ji Chang-wook tereddüt içindeydi. Kaşlarını çatarak öne doğru eğildi.
"Bu ciddi bir suçlama."
"Bana getirdiği suçlamalardan daha ciddi olamaz."
"Bu iddianı destekleyecek bir bilgin var mı?"
"Bu sabah FBI'ın Busan ofisini aradım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE APPRENTICE | PARK JIMIN
FanfictionTelefonu kapattı. Çıkışa ne kadar kaldığını görmek üzere ileri baktı. O esnada gözleri gayri ihtiyari dikiz aynasına takılmıştı. Onunla göz göze gelerek hata etmiş, adamın onu izlemekte olduğunu anlamıştı. Şimdi ikisi de biliyordu; ikisi de anlamışt...