1 saat sonra:
Aradan 1 saat geçmesine rağmen hayla itfaiyenin gelmesini bekliyorduk.Her an asansör düşücek korkusuyla doluyor, buradan çıkmak için dua ediyorduk.1 saat öncesine göre şuan Jimin tam karşımda uzanmış, kafasını asansörün duvarına yaslamış gözlerini dinlendiriyordu.Benim ise Jimin'den farkım yoktu.Sadece onun bu halini izliyordum.1 saat öncesine gitti aklım.Beni öpüşü gözümün önünde canlandı.Sebebsizce dudaklarım iki yana kıvrıldı.Cidden o şansı verecektim.Henüz acemice bir yanaşma olmasına rağmen bundan şikayetçi değildim.Tam tersine hoşuma gitmişti.Düşüncelerimle dalmış gitmişken Jimin'le göz göze gelmiştik.Bir süre birbirimizi izledik.Birbirimizin gözlerinde kaybolduk.Ama ilk o labirentten çıkan ben olmuştum.Jimin öyle bir bakıyorduki...yanaklarımın kızarmasına sebeb olmuştu.Jimin benim bu halime gülüyorken asansörün ışıkları yanıp söndü.Heralde tamir etmeye çalışıyorlardı.Sevinçle ayağı kalktık ikimizde.Jimin gülerek alnımdan öptüğünde asansör şiddetlice hareket etmeye başlamıştı.Çığlıklarımızın eşliğiyle yere yapışırken kendimi Jimin'in üstünde buldum.Üstünden kalkmak için hareket ettiğimde asansör tekrardan hareketlenerek üstüne düşmemi sağlamıştı.Jimin tekrardan düşmemem için belimden tutarken dışarıdan sesler duyuldu."Çocuklar iyimisiniz!" Hemen Jimin'in üstünden kalkarak yan tarafa geçtim.Jimin vurduğu başını tutarken ben dışardaki adama seslendim."İyi sayılırız!" dışarıdan bir başka ses daha duyuldu."Şimdi kapıyı açıcaz! Biraz geri çekilin!" Ayağı kalktık ikimizde ve iyice duvara yapıştık.Kapının açılması için uğraştıklarına dair ses geldi.Ardından kapı açıldı.Tam açılmayan kapıdan içeriye ışık vururken 11.kattla 10.kattın arasında durduğumuzu fark ettim."İlk sen çık" dedi Jimin beni kapıya yönlendirirken.Lafını ikiletmeden ellimi kapının boşluğundaki duvara koydum ve tırmanmaya başladım.Dışarıdan birisi çıkmam için yardım etti.Sonunda asansörden çıkıp üstümü başımı çırptım.Jimin'e çıkması için yardım edeceğim sırada asansör şiddetlice hareket etmişti."JİMİN!" sesim binada yankılanırken arkadaşları olduğunu düşündüğüm gençler hızla merdivenlerden inmeye başlamıştı.Gözyaşlarım firar ederken bende peşlerinden gittim.Ayağımın kaymasına rağmen inatla hızlı hızlı iniyordum merdivenlerden.Zemin kata ulaştığımda nefes nefese karşımda duran insanlara baktım.Neden ağlıyorlardı?! Yoksa...Hayır! Hayır! Hemen kötü düşünme Y/n!..Gençlere yaklaştıkça kalbimde bir sızı oluşuyordu.Koyu kumral saçlı çocuktan ayrılan Jimin'i gördüğümde tuttuğum nefesimi dışarıya vererek yanına koşmuştum.Kollarımı boynuna dolayarak hıçkırarak ağlamaya başlamıştım."S-sana birşey oldu sandım!" dedim zar zor.Gülerek ellerini belime sardı ve sıkıca sarıldı."İyiyim ben korkma!" Kafasını boyun girintime koyarken arkadaşları sahte bir şekilde öksürmeye başlamıştı.Onların bu haline ikimizde gülerek ayrıldık birbirimizden.Göz yaşlarımı koluma sürerken Jimin tek tek tanıştırdı bizi."Memnun olduk yenge!" demişti Jin sırıtarak."bende memnun oldum" dedim gülümseyerek.Jimin elimi tutarken "Ee o şansı verecekmisin bana?" dedi.Kafa sallayarak "evet" dedim.Göz kırparak "O zaman sende bizimle kafeye geliyorsun?" dedi."Eh geleyim bari" diyerek başımı koluna yasladım.Aslında boyum yetse omzuna koyucaktım ama koyamıyordum...Güle eğlene gittiğimiz kafede yemek yiyip aramızda konuştuk.Cidden çok iyi insanlardı! Heleki asansör şokundan sonra onlarla eğlenmek iyi gelmişti...
22.00
Akşam eve geldiğimizde Jimin'le vedalaşıp kendi daireme girdim.Tabikide merdivenleri kullanmıştım.Her ne kadar yorulsamda...Telefonumdan her hangi bir şarkı açarak gardırobumdan giymem için kıyafet çıkardım.Soğuk bir duşa girerek çıkardığım kıyafetleri giyindim.Saçımı kurutarak omuzumdan aşağıya bıraktım.Telefonumu alarak mutfağa geçtim.Dolapları kurcalayarak atıştırmalık aradım.Bulduğum abur cuburları tabaklara dökerek salona geçtim ve televizyonu açtım.Kendime izlemem için film ararken kapı çalmıştı.Kucağımdaki tabakları koltuğa bırakarak kapıya bakmaya gittim.Delikten baktığımda gelenin Jimin olduğunu gördüm.Gülerek kapıyı açtığımda Jimin'de bana karşılık vermişti."Girebilirmiyim?" diyerek kedi gibi baktı gözlerime.İçeriye geçmesi için kapının önünden çekildiğimdd hiç beklemeden içeriye girip yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.Ardından gülerek kızaran yanaklarımı sıktı."Benim prensesim domates gibi kızarırmıymış?" dediğinde omzuna bir tane geçirmiştim."Bak kovarım seni!" "Tamam şampiyon sakin ol!" diyerek gözleri kısılana kadar güldü.Harbiden böyle gülerken görebiliyor muydu? Çok merak ettim...İçeriye geçerek kanepedeki yerini aldı."Film mi izleyecektin?" dedi cipsten ağızına atarken."Evet" dedim yanına oturarak."Peki o zaman birlikte izleyelim" diyerek kumandayı aldı ve film aramaya başladı.Bulduğu filmi açarken bende ışıkları kapatmış ve başımı göğüsüne koymuştum.Heyecanla açtığı filmi izlerken arada gülme tutuyordu.Kendimi zor tutuyordum!Önümüzde film oynamasına rağmen biz birbirimizi izlemiş, şakalaşıp durmuştuk.İyiki Jiminle karşılaşmıştım.
Hepinizi yine kocaman öpüyorum
4.bölüm gelicek birazdan:)