Sıcağın bunalttığı yaz aylarındandı.Yine bir gece yarısı uyuyamamıştım.Neden mi?Çünkü bu sıcakta uyuyamıyordum..Resmen yüksek derecedeki ateşte yanıyordum!Oflayarak tepetaklak olduğum yatağımdan kalktım.En iyisi sahile gitmekti.En azından orası serin olur ve kafa dinlememe yardımcı olurdu.Odamın ışığını yakarak dolabıma doğru yöneldim.Dolaptan beyaz bir şhort ve pembe bluz alarak giyindim.Saçlarımıda omuzumdan aşağı bırakarak askıdan çantamı aldım ve evden çıktım.17.kattan aşağıya inmeye üşendiğim için asansörü çağırdım.Biraz bekledikten sonra bindiğimde içeride hiç görmediğim bir gencin olduğunu farkettim."İyi akşamlar" diyerek zemin kata bastım."İyi akşamlar" diyerek karşılık verdiğinde gülümsedim.Aramızda sessizlik olurken asansörden takır tukur sesler gelmeye ve sallanmaya başlamıştı.Korkuyla demire tutunduğumda bir el hissettim.Tam elimi çekeceğim sıradada ışıklar gitmiş ve asansör durmuştu.Çığlık attığım sırada yanımdaki genç bana sarılıp kulağıma "Korkma yok birşey...çıkıcaz buradan!" demişti.Gözyaşlarım t-hişortünü ıslatırken saçıma minik bir buse kondurmuştu.Şuan fobim sayesinde resmen tanımadığım birisiyle yakınlaşmıştım.Ama nedensizce kendimi güvende hissetmiştim bir an...
"L-lutfen ç-çıkar bizi b-buradan" dedim hıçkırıklarım arasından."Çıkarıcam sakin ol..." diye sakinleştirmeye çalıştı.Yavaşça yere oturturken titreyen ellerimi tuttuğunu hissettim.Ellerimi hızla çekerek biraz uzaklaştım."i-iyiyim ben..." dedim iyi olmamama rağmen."Merak etme çıkarıcaklar bizi buradan" diyerek karanlıktan gözükmeyen asansörde düğme aramaya başladı."Yok bu böyle olmayacak"diyerek tekefonunu çıkardı.Çekmeyeceğini biliyordum ve ne yapacağını merak ediyordum.Telefonunun flash'ını açarak tek tek düğmelere bastı.İşe yararmı diye baktığında hiç bir şeyin olmadığını fark etti.Asansörün kapısına vurmaya başladı ardından."Lutfen yardım edin! Kimse yok mu?! Asansörde kaldık!" bağırışmaları boşunaydı.Çünkü gecenin bir yarısıydı ve biz bu gecenin bir yarısı asansörde kalmıştık."Buradan çıkamayacağız!" dedim ağlamaklı sesimle.Dizlerimi kendime çekerek kafamı dizlerime koydum ve tekrardan gözyaşlarımı serbest bıraktım.Yanımda bir hareketlenme olduğunda genç in yanıma oturduğunu anladım.Kolunun birisini sırtıma koyarak güven verircesine okşamaya başladığında kalbim sebebsizce hızlı atmaya başlamıştı."Korkma ben varken bir şey olmayacak" dediğinde zihnimde yankılandı her kelime.Bir an sıcak olan asansör iyice ısınmıştı.Şaşkınca yüzüne baktığımda daha yeni görüyordum karizmatikliğini.Sarı saçları sıcaktan dolayı teriyle ıslanmış, şekilli kaşlarına düşmüş.Yeşil lensleri gözlerinin güzelliğini ortaya çıkarmış,şekilli burnu ve dolgun dudaklarıyla çok yakışıklı görünüyordu.Ben tek tek gencin her yerini iyice incelerken gülümsemesiyle kendime geldim."Adın neydi senin tatlı kız?" dediğinde utangaçlığımdan yanaklarım kızarmıştı.'' Y-y/n...y/n...''dedim titreyen sesimle."Bende Park Jimin...memnun oldum.''dedi gülerek.''Utanmana gerek yok y/n'cığım''diyerek yanağımdan makas aldığında bir an kalbimin yerinden çıkacağını sanmıştım."Ee...sen hangi dairede oturuyorsun? Seni hiç burada görmedim" dedim konuyu dağıtmak için."Ben buraya 1 hafta önce taşındım.33 nolu dairedeyim"dediğinde anladığımı belirterek kafa salladım.Şuan asansörde kaldığımı unutmuş durumdaydım."Peki kaç yaşındasın? Sevgilin varmı?" dediğinde gözyaşlarımı silerek dudaklarımı araladım."21 yaşındayım...Sevgilim yok" dedim yere bakarak."Güzel" diye mırıldanarak güldüğünde "birşey mi dedin?" dedim.Anında kafasını sallayarak "hayır demedim" dedi.Asansörden sesler gelmeye devam ederken dizlerimi iyice kendime çektim.Bir an önce buradan çıkmak istiyordum.Ama nedensizce Jimin'i de bırakmak istemiyordum...Jimin korktuğumu anlayarak kollarını açtı ve bana sarılarak kafamı göğüsüne koydu."Ne zaman çıkıcağız buradan?" dediğimde bilmediğine dair sesler çıkardı.Ardından saçıma minik minik öpücükler kondurmaya başladı.Kendimi onun kollarında güvende hissetmemi sağlıyordu."Hangi dairede oturuyorsun?" dediğinde gözlerimi karanlığa sabitleyip mırıldandım."28 nolu dairede oturuyorum..." Elleriyle elimi kavradığında asansör hafif hareket etmişti.Korkuyla çığlık attığımda Jimin beni sakinleştirmek adına şarkı mırıldanmaya başladı.
(BTS - Heartbeat şarkısı)
It leaves me feeling seasicle baby꿈 같 은 현 실 규 ㅣ이 갇 혔 나 봐
It spins me round drives me crazy
한 낮 에 뜬 흔 ㅈㅏ 였 다 면 혹 시 널 몰 랐 다 면
기 했 을 지 몰 라 lost at sea
But my heart's still on fire with a burning desire
다 시 널 찾 을 거 야 운 명 처 럼
I wish that you would love (love) me (me)
어 제 ㅊㅓ 럼 다 시 이 손 놓 지 말 고
And every time my heart (heart) beats (beats)
발 맞 춰 뵈 다 시 더 는 헤 매 이 지 않 도 록
운 명 을 느 껴 널 널
운 명 을 느 껴 날 날 날
Korkuyla sıkı sıkıya kapadığım gözlerim beni uykuya doğru sürüklüyordu.Sesi o kadar güzeldi ki içimdeki korkuyu huzura çevirmişti.Şuan keşke zaman dursa dedim...
Umarım beyenmişsinizdir bu arada bu hikayeyi ben yazmadım gerçeğine youtube'daJimin'nin Lolipopu kanalından ulaşabilirsiniz.
hepinizi öpüyorum 2. bölümde gelicek:)