1. Bölüm

32 1 10
                                        

Yazar'dan

Onur arabaya bindiğinde kalbi çıkacak gibi atıyordu. Heyecandan nefes alamıyordu. Eli ayağı birbirine karışmıştı.. düşünüyordu, değişti mi acaba diye.. beni tanıyacak mı acaba diye.. bu düşünceler onu yiyip bitirecekti. Terlemiş avuç içlerini pantolonuna silerken arkada ona alaylı bakışlar atan kızkardeşini görünce sinirle ona baktı.

"Ne var?"

Kızkardeşi kıkırdadı.

"Abi cidden çok komiksin ya.. şu hâline bak. Az sakin ol ne gerildin ya"

Gözlerini devirdi Onur.

"Oya bir sus. Çocukluk aşkını görecek olan sen değilsin benim boş yapma"

Oya gözlerini devirdi ve telefonda ki flörtü ile yazışmaya devam etti. Onur en son yapacağı şeyi, tırnaklarını yemeye başlayınca Oya abisine baktı ve durumunun içler acısı olduğunu anladı. O sırada Onur ise Serhat'a sövmek ile meşguldü, 'hem söz veriyor götüreceğim diye hem de geç kalıyor yavşak herif' diye geçirdi içinden.

Sonunda Serhat gelebilmişti. Onur Serhat'ı görünce ellerini kaldırıp dua etmeye başladı. Serhat yüzünü buruşturdu. Serhat arabayı çalıştırdıktan sonra Onur sinirle lafa girecekken Serhat hemen kendini savundu.

"Banyoda kaldım amk saçım, vücudum köpüklü sular kesildi ne bok yiyeceğimi bilemedim oturdum suların gelmesini bekledim."

"Ha yani akşama kadar gelmese orada öyle oturacaktın?"
Dedi Onur karşısında ki adama şaşkınlık ile bakarken.
"Heee" dedi Serhat.

Onur gözlerini devirdi ve saate bakmak için telefonun ekranını açtı. Sonra kapattı, sonra saate bakmayı unuttuğunu fark etti tekrar açtı ve saatin 09:28 olduğunu gördü. Ankara'dan İstanbul'a gidiyorlardı, en az beş saatleri vardı. Trafik olmaması için dua ediyordu.

Ecem'in kendisini tanımamasından çok korkuyordu. 17 yaşında babası yüzünden topluca Ankara'ya gelmişlerdi. Bunu öğrendiği ilk an öyle çok ağlamıştı ki.. o gün ki çıkan kavgalar beynine kazanmıştı. Dile kolay 7 yıl olmuştu.. 7 yıldır hayatına birkaç kadın girmişti ama unutamamıştı Ecem'i. Ecem kim mi? Ecem onun için kalbinin bir köşesinde sakladığı bir çiçekti. Ecem ile ortaokulda tanışmışlardı, 6. Sınıfta yine babası yüzünden İstanbul'a gelmişlerdi. Tanışmaları çok komikti.. hatırlayınca yüzüne bir gülümseme kondu istemsizce..

Flashback

Yıl, 2007 İstanbul.

Yazar'dan

Onur gelmek zorunda olduğu okula baktı içine girmeden. Çok üzgündü.. tüm arkadaşları, kuzenleri, yakınları Ankara'daydı. Hiç gelmek istemiyordu buraya. Kollarını birleştirdi ve karşısında ki okula pis bakışlar atmaya başladı. Öylece dikilirken yanına annesi geldi.

"Hadi oğlum içeri girelim müdür bizi bekliyor."
Onur göz devirdi.
"Anne nolur beni Ankara'ya geri yolla ben okulu hiç sevmedim ben Yiğit'i istiyorum anneannemde kalırım noooluur"
Dedi annesine yalvararak. Annesi derin bir nefes aldı ve okulun kapısından kendilerine 'hadi artık' dercesine elini sallayan kocasını görünce Onur'un önünde diz çökerek güzel dille anlatmaya başladı.
"Oğlum, lütfen. Bizim yanımızdan ayrılamazsın. Anla artık.. hem anneannen ile eski okulun arasında bir sürü mesafe var. Hadi gel inat etme.."
"HAYIR!"
Diye bağırınca tam annesi bir şey diyecekken babası Onur'un kolundan sinirle tuttu
"Bana bak küçük adam o sesini kes her dediğini alttan aldık yeter yürü düş önüme, tek kelime dahi edersen o zaman.."
"Faruk!?"
Dedi Sibel iğneleyici bir şekilde.

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin