►19: "Stockholm Syndrome."

3.8K 231 26
                                    

Bölüm Müziği: One Direction - Stockholm Syndrome

Mikayla'nın Bakış Açısından;

Elimdeki bardaktan bir yudum daha içtim. "Nasıl hissediyorsun?" Endişeli bakışlarını benden ayırmayan Mia'ya baktım ve sakinleşmesini umarak küçük bir tebessümle "Daha iyiyim ama sanırım uykum kaçtı." diye espri yaptım.

Becky başarısız espri deneyimime göz devirerek iç çekti.
"Tamam, kızlar siz uyumaya devam ediyorsunuz. Ben ve Mikayla kendi odamıza dönüyoruz."

Harry yataktan kalkıp elini bana uzatınca kızlar itiraz etmediler. Bende tereddüt etmeden Harry'nin elini tutup yataktan doğruldum. "İyi geceler kızlar." dedikten sonra Harry ile beraber odadan çıkıp kendi odamıza yürüdük.

Koridorun başındaki odamıza ulaştığımızda Harry kapıyı açıp önden geçmemi sağladı. Dağınık yatağa yürüyüp nevresimin altına girdim ve başımı yatak başlığına yasladım. Kapının önünde dikilen Harry kısa bir süre sonra harekete geçip yatağa yanıma uzandı.

Kısa bir sessizliğin ardından Harry derin bir nefes alıp sanki kelimelerini dikkatle seçmek için düşünüyormuş gibi konuşmaya başladı. "Bütün bunlar benim hatam değil mi? Eğer bugün sana kötü davranmasaydım, seni korkutmasaydım sen kriz geçirmeyecektin değil mi?"

Odanın tavanını izlemeye devam ederken dudaklarımı ısırdım.
"Hatanı kabulleniyor olman güzel bir davranış." diye şakalaştım.

Kısık sesli kıkırdamasını işittiğimde yatakta bana doğru döndü ve başımı yakalayıp göğsüne yatırdı. "Özür dilerim, seni incitmek istemediğimi biliyorsun."

Çok değişken bir ruh hali olduğunu kabullenmem gerekiyor. Çünkü bugün beni köşeye sıkıştırıp tehdit eden adamla şuan göğsünde yattığım adam kesinlikle farklı kişiliklere sahiptiler.

"Rüyanda ne gördüğünü anlatmak ister misin?"

Harry'nin fısıltı gibi çıkan sesi düşüncelerimden arınmamı sağladı. "Her zaman kriz geçirmeden önce gördüğüm kabusu gördüm. Annemi."

Ellerini saçıma götürüp okşamaya başlamadan önce mırıldandı. "Nasıl yani? Her kriz geçirmeden önce kabus mu görüyorsun?"

Derin bir nefes alıp olayı açıklamaya karar verdim.

"Olay şöyle; annem ve babam bir uçak kazası geçirdiler. Uçakları okyanusa düştü ve onlar boğularak öldüler. Sonra benim astım krizlerim başladı. Her kriz geçirdiğim günün gecesi rüyamda ya annemi ya da babamı görürüm. Bir okyanusun dibinde. Farkında olmadan uykudayken nefesim kesiliyor ve tekrar kriz geçiriyorum. Doktorum bunun psikolojik bir travma sonucu olduğunu iddia ediyor. Bana göreyse bu o uçakta olmamamın ve ailemle birlikte ölmememin bir cezası, tekrar tekrar kabuslarımda ölerek."

Son cümlemi duymamış gibi davranarak mırıldandı. "Tedavisi yok mu peki?"
Sorusu karşısında bir süre sessiz kaldım. "Doktorum mutlu olduğum ve korkutucu deneyimler yaşamadığım sürece kriz geçirmeyeceğimi söylemişti. Gel gör ki bunlar pek bana uyan şeyler değil. 3 haftadır kriz geçirmiyordum..."

Boşta duran eliyle belime sarıldı. "Bugün seni kriz geçirirken gördüğümde kendimi ilk defa bu kadar savunmasız hissettim. Elim ayağıma dolandı." diye itiraf etti.

Rahat bir konuma ulaşabilmek için kolumu karnının üstüne atarken mırıldandım.
"Beni neden bu kadar önemsediğin hakkında hiçbir fikrim yok. Özelliklede beni nasıl bu kadar tanıdığın hakkında."

"Yakında öğreneceksin güzelim. Şimdi uyu."

'Bu kadar yaşanan olaydan sonra uyuyabileceğimi düşünmüyorum' diye mırıldanmak üzereydim ama göz kapaklarım ansızın kapandı ve uykuya teslim oldum.

Getaway (Harlena Fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin