5. bölüm

329 44 140
                                    

satır arası yorumları unutmayııın, güzel okumalar

Duru,

"Anne yapabilir miyim bilmiyorum ki."

"Babanla ben yapabilir miyiz kızım? İki sana iki bize."

"Ama ayırmak olmaz ki birbirlerinden."

"O sıpanın çocukları değil miler? İki size iki bize dedim, nokta."

"Tamam anne tamam, ayarlamaya çalışırım."

"Hafta sonu buradasın Duru. İtiraz istemiyorum."

"Ben de seni seviyorum anne. Kapatmam lazım şimdi."

Telefonu kapatıp önümde masumca duran kedime baktım. Bu bebeğin bebekleri mi olmuştu yani?

Geçen ay babaanne olmuştum. Annem yavrulardan ikisini alabilmem için büyümelerini beklemişti. Ve ben bu haberi biraz önce öğrenmiştim. Babaanne oluyordum!!!

Önümde masumca duran kedime sarıldım. "Baba olmuşsun len." gözleri kocaman açıldığında şaşkınlıkla bakakaldım. Anlamış mıydı?

"Oha! Anladın değil mi? Biliyordum işte! Baba oldun diyorum alooo!" gözleri düzeldi ve olduğu yere kıvrıldı.

1 aylık iki bebeğe nasıl bakacaktım ben? Okul tatildeydi, onlarla sürekli ilgilenebilirdim. Ama annesinden ve kardeşlerinden ayırmak pek mantıklı değildi.

Ger görelim ki, bunu anneme açıklamak hiç mi hiç mantıklı değildi.

Mutfağa ilerleyip dolabı açtım. Alparslan'la tamamını yemediğimiz sarı pasta orada duruyordu.

İçimdeki burkulma hissiyle pastayı tezgaha koydum. Kesip, tabağa koyma ihtiyacı duymadan çatalla ortasına daldım.

Canım, Alparslan'ı öpmek istiyordu.

Allah kahretsin! Böyle olmamalıydı, kesinlikle böyle olmamalıydı.

Siktir! Ben ciddi ciddi öpmek istiyordum onu!

Arasam bir şey olur muydu sanki? Olmazdı değil mi? Önümdeki pastanın sağ tarafını 'kalan' sol tarafını da 'çıkan' yapıp tekerlemeyi söylemeye başladım. Sol taraf gelirse arayacaktım, sağ taraf gelirse aramayacaktım."

"Kalan mı çıkan mı sen söyle tamam mı? Bir kedi varmış yüze kadar sayarmış, sıfırını atmış on kalmış. 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10!"

Çatal en son sağda durduğunda dudağımı büzdüm. Ayağı kalkıp koltuğun üstündeki telefonumu aldım.

Ben kararımı vermiştim zaten, bu yalnızca her zaman yaptığım şeydi o kadar. İsmine tıklamadan önce saate baktım. Belki kahvaltı sözümü tutardım? 10.21

Boğazımı temizleyip sesimin titrememesi için dua ederek ismine tıkladım.

Sikeyim! Yaptığım şey çok aptalcaydı!

Telefonu kapatacağım sırada kulağıma gelen uykulu sesle telaşlandım. Uyandırmış mıydım?

"Efendim?"

"Siktir! Uyuyor muydun?"

"Biraz önceye kadar evet, günaydın."

"Günaydın, özür dilerim."

Clup GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin