"ben küçüklüğümden beri Bakugou'yla birlikteyim... O eskiden normal bir çocuktu.. Aynı sizin gibi.. Yer, içer, oynar, uyur, acı hisseder, yorulur du... Ailesinden hiçbir şekilde sevgi görmedi ve hep mutsuzdu. Sürekli dayak yerdi.. Onun o değişimine ben şahit oldum.. Artık ailesi onu her dövdüğünde sadece gülüyordu. Vur bakalım daha ne kadar vurabilirsin diyordu. Yeme içmeyi kesti. Artık insan olmaktan çıkmıştı.. Küçükken dışarıya veremediği gülücükleri.. Şimdi kurbanlarını öldürürken veriyor.. "
" o... O yüzden mi o kadar gülüyor"
"evet.."
"peki.. Sinirlenince neden elleri titriyor..?"
"o bir tik... Ailesini öldürdükten sonra kendine sinirlendi ve elleri deli gibi titremişti. O günden sonra her sinirlendiğinde elleri titrer"
"b.. Bir dakika.. Ailesini mi öldürdü?"
"evet... Annesinin ve babasının kalbini kendi elleriyle yerinden çıkardı ve onları, sanki güzel bir şey yermiş gibi yedi.. Bağırsaklarını çıkardığını, onlarla nasıl oyun hamuru gibi oynadığını hala hatırlıyorum... Ondan sonra böyle biri oldu.. Kendi eğlencesi haline geldi birilerini öldürmek.. Normalde günde en az 7 kurban getirir evine fakat sanırım sen varsın diye getirmiyor.." Midoriya duyduklarını kafasında toparlamaya çalışırken kafasını salladı. Bakugou mutfağa gelince ikiside sustu:
" birbirinize alıştınız mı? " Bakugou, Shadow'un başını okşadı:
" iyi çocuk.. Ona iyi baktın mı? " Shadow kafa salladı ve önüne döndü. Senelerdir onunla olduğunu söylemişti ama gözlerindeki korku gayet açıktı. Bakugou'da onların yanına oturdu ve önündeki kanlı eti yemeye başladı. Midoriya'nın midesi ağzına gelmişti. Önündeki yemeği bile çiğ et olarak görüyordu. Tabağı ileri ittirdi ve ağzını kapattı. Bakugou, kanlanmış ağzıyla Midoriya'ya baktı:
"sorun ne? Beğenmedin mi?"
"d.. Doydum"
"ama daha yemedin..."
"sen gelene kadar bir tabak yedim.. 2. Yi aldım ama doydum.." yalan söylemişti ama yemicem derse olabileceklerden biraz korkmuştu. Shadow yalan söylediğini bilse de sessiz kalmayı seçti ve yemeğine döndü. Midoriya masadan kalktı ve tam gideceği sirada, Bakugou zincirine basarak onu durdurdu:
" meyve ister misin? "
"yok.. İstemiyorum.."
"çikolata da alabilirim"
"istemiyorum teşekkür ederim.." Midoriya göz ucuyla Bakugou'nun ellerine baktı. Hafif titremeye başlamışlardı. Bakugou bir şey demeden yumruklarını sıktı ve ayağını zincirden çekti:
"tamam.." Midoriya salona gitti ve oturdu. Televizyon falan olmadığı için fazlasıyla sıkılmıştı ve Bakugou'da bunu fark ediyordu. Kapının çalmasıyla Midoriya kapıya doğru baktı. Tam kalkacağı sırada Bakugou geldi:
"hemen yukarı çık.. Sakın inme.." kapı tekrar çalınca Bakugou tekrar söyledi:
"sakın.. Aşağı inme.." Midoriya odaya çıktı ve yatağa oturup Bakugou' nun ona gel demesini bekledi.
Evet buda bitti. Keyifli okumalar~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Psycho Lover ~BakuDeku~
FanfictionMidoriya İzuku'nun hayatı, öncesinde gayet rutin, normal ve bazenleri sıkıcıydı. Çok geçmeden, sürekli birisi tarafından izlendiğini hissetti.. Ve onu izleyen kişi tarafından kaçırılmasıyla.. Bütün hayatı tamamiyle değişti.. "seni çok seviyorum...