-12. Bölüm-

2.5K 257 94
                                    

"ayh çocuk-adam yardım et!!!" brut'un üstüne doğru koşmasıyla Midoriya ne yapacağını şaşırdı:

"n.. Ne?! Ne oldu?!"

"shadow geliyor!!" o koskoca adam, gelip Midoriya'nın arkasına saklandı. Zaten kamburdu, saklanmak için ekstra eğildi ve Midoriya'yla bakıştı:

"koru beni çocuk-adam.."

"ben seni nasıl koru-"

"BRUTAAALLL!!!" Midoriya, Shadow'un sesiyle irkildi ve geldiği yere baktı. Ağaçların arasından yağdıra yağdıra geliyordu. Evet. Ağaçlar... Ve evet.. Midoriya dışarıda.. Ayağında zincir yok. Özgür iradesiyle dışarıda.. Nasıl mı oldu?

FLASHBACK

Bakugou, Midoriya'ya baktı ve yavaşça elini tuttu:

"... Midoriya. Burada sıkıldığını biliyorum.. Ama bu kadar da suratını asma. Üzülüyorum.." Midoriya bir şey demeden sadece başını sallamakla yetindi. Bakugou nefes verdi:

"bak.. Tamam. Senin zincirini çözeceğim. Ama-"

"gerçekten mi?! Teşekkür ederim!"

"daha bitirmedim. Sadece ormanda gezebilirsin ve yanında illahaki biri olacak"

"kabul! Tamam kabul!!"

FLASHBACK END

ve şimdi de Shadow ve Brut'un kavgasıyla uğraşıyordu. Bakugou birkaç saatliğine evde yoktu. Aslında şuan onlar kavga ederken kaçabilirdi. Ama Brut'un kolları sese duyarlıydı o yüzden nerde ses varsa o tarafa dönüyorlardı. Oda ayak uydurayım dedi ve Brut'un sırtına zıpladı. Yani 2 metreden uzun birinin anca beline kadar gelmesi dışında her şey iyiydi. Brut, belinde sallanan küçük çocuğa baktı:

"çocuk-adam. Ne yapıyorsun?"

"seni tutuyorum.."

"beni değil Shadow'u t-" Brut, Shadow'dan yediği yumrukla yere serildi. Midoriya'da Brut'un yanına düştüğünde gülmeye başladı:

"dev gibi adamsın. Dayak yiyorsun"

"ben sevdiğimden dolayı vurmuy-" shadow, Brut'un suratına bastı:

"kes sesini moruk.."

"mhmhm.." suratındaki ayak yüzünden konuşamayan Brut, Shadow'un ayak bileğini tuttu ve suratından kaldırdı:

"doğruları söylüyorum.." Shadow, ayağını çekti ve ormana doğru yürüdü:

"akşam olmadan eve gel tatlııım~"

"götümü yala babalık!!"

"gerçekten mi?! Yapabilir miyim?!"

"siktir git!!!" Shadow gözden kaybolunca Brut, Midoriya'ya döndü:

"eee çocuk-adam. Aç mısın?"

"biraz.."

"sana yemek getireceğim"

"sende Bakugou gibi çiğ et mi yiyorsun?" Brut midesi bulanmış bir şekilde Midoriya'ya bakınca Midoriya şaşırdı:

"Iııyh!! Ben onun gibi hayvan mıyım be?! Tabiki çok pişmiş yerim. Ve hayvan eti yerim. İnsan eti yemem. Yemektense içmeyi tercih ederim. Özellikle kahve. Meyve sularıda çok güzel olur. Ahh damla çikolatalar. Evet. Onlarda çok güzel" Brut'un kendisi gibi olması Midoriya'yı şaşırtsa da... Hiç susmamaca konuşmaya başlamıştı. Elini salladı:

"tamam Brut.. Gidip alacak mısın?"

"oh evet.. Evet ama senin zincirini takalım"

"takmak zorunda değilsin.. Kaçarsam beni kolayca bulabilme kapasitesine sahipsiniz.. Hepiniz.. Gerek var mı zincirlemeye?"

"aa mantıklı... Yok evet. Hadi görüşürüz" Brut'un ışınlanmasıyla Midoriya, eve girdi ve salonda oturdu. Birkaç dakika sonra Bakugou eve geldi. Kendisini karşılamaya gelen Midoriya'ya baktı:

"hoşgeldin Bakugou~" sanki karı-koca 'ymış gibi hissetmişti ve bu istemsizce gülümsemesine sebep oldu:

"hoşbuldum.. Hayatım."

Tamam tatlış bitiriyim dedim. Neyse keyifli okumalar~

A Psycho Lover ~BakuDeku~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin