class rumors ℓ yeonbin

eight,,

MERRRRAP MONSSTAAAAAA
Tamam kötüydü.
UZUUN ZAMAN SONRA SELAMÜN HELLO AŞKOKUŞLAR
Bu bölümü kiwiflix aşkoya ithaf ediyorum 😚💘
O zaman çok tutmayayım sizi, iyi okumalarr 😀❤️

"AĞZINA SIÇARIM LAN!" Belasına atlayacağım ben bu çocuğun. Sevgiliyiz ne lan? Sevgiliyiz ne? Çocuk oyuncağı mı bu?

A pardon bunları sesli söyleyecektim.

Bir dakika.

"Sevgiliyiz ne lan?! Sevgiliyiz ne?! Çocuk oyuncağı mı bu?!" Heh, şimdi oldu işte.

"Yeonjun bi' dur! Yeonjun saçımı çekme! Yeonjun ayağım acıyor!"

"Acısın diye vuruyorum zaten salak!" Çıldıracağım ya!

Gerçi benim çıldırmama gerek yok, bir tanecik sınıfım benim yerime çıldırıyor çünkü. Temiz temiz sıyırıyorlar. Yine mükemmeller.

"Nasıl kurtulacağız bu dedikodudan? Söyler misin canımın dışı Soobin? İçimi dışıma çıkardın Soobin! Bir şey söyle Soobin." Soobin 'dedikodu' kelimesini söyledikten sonra beyninden vurulmuşa döndü ve kocaman olmuş gözleriyle bana bakmaya başladı.

"Dedikodu mu? Ne dedikodusu?" Canımın dışı olan Soobin'e meşhur 'salak mısın cemile?' bakışımı attım. "Sınıfa biz sevgiliyiz dedin ya aptal insan." Tıslayarak ve aynı zamanda kolunu cimcikleyerek konuştum.

"Ah, acıdı. Biz sevgili değil miyiz?" Gözlerimi kapatıp derin derin nefes almaya çalıştım. Ama nefesim bile o kadar sinirliydi ki içime çekemiyordum! "Biz sevgili miyiz Soobin?"

"Hayır değiliz."

"Ee? Yani? Anladın mı şimdi? Bastı mı o kullanılmamaktan küflenmiş beynin?" Soobin kafasını salladı. "Hayır."

"Salak." Sabır çeke çeke sabır kusacağım. Artık. Yeter.

"Kurtarın beni!" Ve kendimi yere attım.

"YEONJUN! İYİ MİSİN KANKAM?!" Hueningkai bunları sıralarken dediklerinin tam tersi olan bir şey yaptı, üstüme atladı.

"E ben öldüm!" Dünyanın yükü üzerimde şu an. Ciddiyim. İnanın bana. İnanın yani. İnanın lütfen!

"Ölmemişsindir ya, göğüs kafesin kırılmıştır en fazla." Sınıf delirdi. Sınıfça. Delirdik.

"Taehyun, orada dikileceğine şu üstümdeki bok çuvalını kaldırsan diyorum hani!" Taehyun aydınlanmış gibi kaşlarını kaldırdı ve kafasını sallayıp yanımıza geldi. Ellerini Hueningkai'nin koltuk altının bir tık aşağısına koydu ve Hueningkai'nin kahkahayı basması-artı olarak hayvan gibi olması-nedeniyle Taehyun da onun üstüne kapaklandı.

Şimdi üç katlı bir krep gibiydik. Bir üzerimizde olan tereyağı ve aşağı doğru akan bal eksikti.

"Neden en altta ben varım! Nedir bu çektiğim zulüm ya!" Ne biçim bir gün oluyor ya?

Soobin beynini yerine takmış gibi silkelendi ve önce Taehyun'u, sonra da Kai'yi üstümden kaldırıp attı. Eliyle elimi tuttu ve kaldırıp beni kendine çekti.

Yerden kalkar kalkmaz vücudum onun vücuduna bir mıknatıs gibi çekildi. Resmen dip dibeydik. Ellerimiz de ikimizin göğsünün ortasında birleşmiş bir şekilde duruyordu.

O da, ben de donmuştuk.

"Öp! Öp! Öp! Öp! Öp! Öp!" Chaeryeong ritimli alkışları eşliğinde tezahürat etmeye başladı. Haliyle onunla beraber bütün sınıf da.