Yeonjun'um da Yeonjun'um
İyi okumalar arkşlarım ☺️✊🏻Okula gitmek için dışarı çıktığımda durdum. Bugün gitmesem mi ben ya? Hem.. ateşim varmış benim. Öksürüyorum da. Herkese bulaştırırım ben olmaz. Çok sevdiğim arkadaşlarıma hastalık bulaştırmayı hiç ister miyim canım?
İstemeye istemeye yokuşu inerken Soobin'in bana neler yapabileceğini düşünüyordum. Ben de gurursuzun tekiydim sanki ha, hem ben kendimi korumayı biliyordum. Birkaç yumruk çaksam yeterdi herhalde, değil mi? Siz de bir şey desenize be.
Kime seslendim ben az önce? Aman neyse.
Okulun önüne geldiğimde gözlerim Kai'yi aradı. Umarım bugün saçma bir şarkı söylemezdi, malum sıçtım. He bir de Kai ağaç falan öptü ama o önemsiz.
Bir dakika. Kafasında boynuz tacı olan Kai mi?
"Hadi bakalım! Kolay gelsin, bir acayip zor yarış!"
Hayır ya, hayır.
"Bana ne aman, ben anlamam! Pek hesaplı ince iş!" Ağlamaklı sesimle devamını getirince Kai yanıma zıpladı ve kafasındaki boynuz tacını bana taktı.
"Sen seni bil, sen seni! Sen sıkı tut çeneni!" Etrafımda dönmeye başlayınca sabır dilenmeye başlamıştım.
"Eline diline hakim ol, sonra öcüler yer seni!" Acı çekerek söylediğim şarkıdan sonra Kai önüme gelip elini kaldırdı. "Eline diline hakim ol Yeonjun, Soobin'ler yer seni." Benim elimi de kaldırıp kendi eline çaktı ve sınıfa koşmaya başladı. Derin bir nefes verdikten sonra, sevgili hocamın sevgi dolu cümlelerini işiterek okula girdim.
Ve işte, hayvanat bahçesinde demek istediğim ama okul demek zorunda kaldığım yerde yeni bir gün başlıyor. Ağzıma sıçılacak olan o gün, karşınızda.
—
"Kanka sen salak mısın?" Kai'nin artık yüzüncü kez sorduğu soru karşısında kafamı bir kez daha sıraya vurdum. "Asıl sen salak mısın? Ağaca dönüşmüş Eyfel kulesini öperek eski haline döndürmeye çalışan aptal." Önümdeki Hyunjin bana dönüp söylenmeye başladı. "Yeonjun sen bittin kardeşim, hayırlı uğurlu olsun." Kafamı kaldırdığımda elini bana uzattığını gördüm. Ben de elini tutup sıkmaya başladım. "Teşekkürler, Umarım siz de en yakın zamanda bitersiniz amip beyinliler." Hızlıca elimi çekip kafamı tekrardan sıraya yasladım. Ne boktan başlamıştı şu gün ya!
"N'oluyor?" Felix konuşunca abartılı bir şekilde göz devirdim. "Ebenin körü oluyor, Felix. Ebenin körü."
"Ha tamam o zaman." Diyip arkasına döndüğünde cidden ağlamak istedim. Neden böyle salak kişilerle aynı sınıftaydım ben ya? Bıktım ulan. Bıktım.
"Soobin geldi!" Taehyun yine haykırınca saydırmaya başladım. "Başlayacağım Soobin'ine Taehyun ya. Başım çatlıyor zaten, habire 'Soobin geldi, Soobin geldi' diyip duruyorsun. Bir tane çakacağım ağzına var ya." Taehyun endişeyle kapıya baktı ve bana döndü. "Bu sefer harbiden geldi dangalak herif." E ama sıçayım ben böyle işe.
Ben de kapıya döndüm ve tuhaf bir ifadeyle bize bakan Soobin'e kocaman gülümsedim. "Hoşgeldin canımın dışı!" Canımın içi değil miydi ya o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
class rumors ℓ yeonbin
Fanfictionyeonjun, sınıfına dedikodu getiren kaos makinesi soobin'den hiç haz etmiyordu. 💥 yeonbin, texting & düz yazı. (taşak modu açılıp okunması önerilir)