0.8

953 104 37
                                    

kaybedenler kulübü

Mingi
günaydın
bugün de yunhonun sevgilisiyim 😌

San
günaydın
döverim seni çocuk

Jongho
gm

Seonghwa
günaydın
bugün de hongjoonga aşığım

San
yıkıks

Seonghwa
tşk

Mingi
nys siz biraz daha aglayin ben 🤚🏻some yunoma gidiom

Jongho
öğk bu iğrenç espriyi neye borçluyuz acaba

San
gördüklerimi sil

Seonghwa
eww

Mingi
siz ne anlarsiniz be espriden

...
Araya girmiştik. Zil çalmasaydı altıma yapacağım için hızla tuvalete girmiştim. Geri döndüğümde Hongjoong sınıfta yoktu, ben de onu bulabilirim düşüncesiyle bahçeye çıkmıştım etrafa bakınmış ve olmadığına emin olduktan sonra merdivenlerden yukarı çıkmıştım.

Hongjoong'a mesaj atıp nerede olduğunu soracaktım. Mesajlara girmiş neredesin yazmıştım ki müzik odasından gelen sesle adımlarımı oraya yöneltmiştim. Yazdığım mesajı gönderecektim ama Hongjoong'u gitar çalarken görmüştüm. Yüzü gitara dönük olduğu için beni fark etmemiş çalmaya devam ediyordu.

O hâlâ gitarı çalarken, ben de odayı inceliyordum, kocamandı ve daha önce görmediğim çeşit çeşit müzik aleti barındırıyordu.

Sonrasında ise yanına yavaşça gitmiş. Omzuna dokunmuştum. Biraz korkmuş olacak ki yerinde zıplamıştı.

"Ödümü patlattın salak." "Özür dilerim hipnoz olmuş gibiydin." "Ne zaman geldin?" "5 dakika olmuştur sanırım." "Çalarken duydun beni yani." "Evet bir sıkıntı mı var?" "Hayır sen değilde başka birisi olsaydı utanırdım." "Oldukça güzel çalıyordun neden konservatuar seçmedin?" "Teşekkürler, çok meraklı değilim aslında ama ilkokulda gitar çalmayı öğrenmiştim, arada sırada çalıyorum o kadar." "Oh anlıyorum." "Dersi sevmediğim için ben de kafa dağıtmak için gelmiştim, söylemedim sanada affet." "Sıkıntı değil, ben de sana bu dersi ve diğer dersleri ekelim diyecektim hem ikimiz de sevmiyoruz bugünün derslerini, artık üniversitedeyiz biliyorsun." demiş göz kırpmıştım.

Kıkırtısı boş oda da yankılanmıştı. "Kabul işime gelir benim de ama bir şeyler hem fikri ortaya atan sensin." "Hmm okulun yanında büyük bi park var biliyorsundur oraya gidelim mi?" "Kahve alıyorsan geliyorum." "Tek istediğin kahve olsun no problem." "Peki hadi gidelim." Sınıftan çantaları alıp okuldan çıkmıştık.

Büyük bi kafeye girmiştik sipariş verecektim. Hongjoong hâlâ istediği kahveyi seçememişti, onu kolumla dürtüp hadi demiştim. İce latte ve frappe sipariş ettikten sonra şuan bana kapkek almam için yalvarıyordu resmen.

"Alalım işte yeriz beraber lütfen ya hadi." demiş kolumu çimdiklemişti. Kolum çok acıyordu artık kesin daha sonra moraracaktı. Ona kızgın bi bakış atmış eline vurup 5 tane de kapkek sipariş etmiştim. Birazcık konuşmayaktım onunla.

Paket yapılan kapkek ve içecekleri almıştık. Parka giriş yapmış, manzarası güzel bir yere oturup içecekleri ve kekleri yemeye başlamıştık. Hâlâ yüzüne bakmıyordum fark etmiş olacak ki benimle konuşmaya çalışıyordu.

"Küstün mü bana?" İçeceğimden yudul alıp konuşmuştum. "Yo nerden çıkardın bunu." "Yüzüme bakmıyorsun çünkü çimdikledim diye dimi?" İç çekmişti. "Ah böyle olacağını bilseydim yapmazdım diğerlerine de böyle davranıyorum rahatsız olacağını düşünemedim, özür dilerim." Göz ucuyla ona bakıyordum iki eliyle içeceğini tutmuş içiyordu.

Ben de kolunu çimdiklemistim eşit olması gerekti degil mi? Ah demiş bana bakmıştı. "Eşitledik işte ne öyle bakıyorsun." "Öyle olsun benimle konuşmamandan iyidir."

Son bir tane kek kalmıştı. İkimiz de aynı anda keke uzanmıştık ki Hongjoong elini çekmiş sen ye diyerek elini uzatmıştı. Kek cidden güzeldi onun da yemek istediğini biliyordum sonuçta o istemişti. Keki olabildiğince ortadan böldüğümde Hongjoong'a vermiştim. Sevinmiş olacak ki elimizdeki keki birbirine vurup yemişti. Ona gülmüş bende keki yemiştim.

Son kalan kahvemi de içerken Hongjoong konuşmuştu. "Buraya sık sık gelmeliyiz heleki keklerini yemeye cidden çok güzeldi." "Katılıyorum arada kaçamak yapıp gelmeliyiz."
"Ee şimdi ne yapacağız okuldakiler diğer derse girecekler şimdi." "Sen karar bu seferde."

Bekle beni demiş beni bırakıp gitmişti. Geri döndüğünde elinde 2 çift paten vardı. Paten mi sürecektik?

"Nerden buldun bunu?" "Burada çalışan bir arkadaşlarım var onlardan aldım." "Ben sürmeyi bilmiyorum ki nasıl yapacağız?" "Ben ne güne duruyorum sana öğreteceğim bugün öğrenebilir misin tam emin değilim"
"Sen daha beni bilmiyorsun ben hızlı öğrenirim." Bi gülümseme atmıştım. "Oo iddialıyız bakıyorum da başlayalım o halde." Tabii iddialıydım. Bugün öğrenecektim bu pateni kaymayı.

Hongjoong patenleri giymiş, ayakkabılarını bir köşeye bırakmıştı.
"Bak şimdi ilk dengede durmalısın ben seni tutacağım anlaştık mı?" "Hmhm."
"Of bu yerler çok engebeli sürülmüyor be." "İstersen basketbol sahasına gidelim orası daha iyi." Tamam demiştim. Hongjoong da beni arkadan sahaya ittiriyordu.

Sahaya girdiğimizde hâlâ dengede duramadığım için etrafta olan tellerden tutunuyordum.

"Şimdi dediğim gibi dengede durmaya çalış ben seni tutuyorum." Göründüğü kadar kolay değildi ayakta bile adam akıllı duramıyordum. "Dik dur yoksa düşersin, bacaklarını kırma!"

Bir süre sonra ayakta durabiliyordum fakat hâlâ Hongjoong'un elini tutuyordum zaten kalbim bi türlü rahat vermiyordu o ayrıydı.

"Aferim oğluma şimdi ayaklarınla ittir kendini ama sakın yürüme yoksa süremezsin." "Dalga geçme sanki sen hiç düşmedin." Gülüyordu. "Tamam tamam gülmüyorum."

"Aynen böyle bıraktım seni sürmeye çalış şimdi." Yanımdan uzaklaşmış biraz uzak bir yere geçmişti.
"Ya sana yürüme dedim niye yürüyorsun Seonghwa." "Tamam ya yavaş yavaş öğreneceğim işte ne kızıyon amk."

"Hongjoong bana bak geliyorum." "Tamam gel bekliyorum." Sürmeye çalışarak yanına gelmiştim ve sarılmıştık. Ölmemeye çalışıyordum. "Harikasın Seonghwa." alkışlamıştı.
"Boşuna demedim öğrenirim diye."

Daha iyi sürmek için öğrenmeye devam ediyordum. Bazen dengemi kaybetsem de Hongjoong beni tutuyordu.

Hava iyice kararıyordu. Bizimkilerin okuldan çıkmasına az kalmıştı.

Hongjoong patenleri çıkarırken konuşuyordu. "İlk öğrenen birine göre baya iyiydin bir dahaki sefere sahada değilde normal yolda sürmeyi deneriz."
"Çok zor ama ben Park Seonghwa isem yaparım." "Onu o zaman göreceğiz."

Okula yaklaştığımızda konuşmuştum. "Bugün benimle birlikte vakit geçirdiğin için teşekkür ederim, çok eğlendim." "Ben de çok eğlendim bunu kesinlikle tekrarlamalıyız."

Çocukları bizi beklerken görmüştüm. Hepsi bizi şaşırmıştı haberleri yoktu tabii.

Hongjoong'un tayfayla vedalaştıktan sonra eve dönmüştük.

>>>>>>>
uff cko şirin

merhabaゞSeongjoong [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin