YG-12

93 6 0
                                    

Multimedya;Helin ve Ateş

Helinin ağzından;

Heryer çok güzeldi tam istediğim gibi.Küçükken hep böyle evlilik teklifi almayı hayal ediyodum şimdi ise gerçekleşti.Ateş yanıma yaklaşıp cebinden yüzüğü çıkarttı önümde diz çökerek

"Bi ömür boyu benimle geçirmeye var mısın?"

"Evetttt" Boynuna sarıldığımda beni döndürmeye başladı.

Rüyamın etkisinde fazla kalmış olmalıyım ki Özge kolu dürtüp "Helin uyan artık"

Gözlerimi ovuşturara büzüştüğüm yerden doğruldum.Herkes bana bakıyodu Ateş ellerini göğsünde birleştirip " Rüyanda ne gördüysen artık baya seni sevindir miş olmalı"

Ah lanet olsun! Herkes evet diye bağırdığımı duymuş.Ateşin bunu demesiyle Özge kesin bana soru sorucaktı.Bende saf gibi Ateş evlenme teklifi ediyo demicektim herhalde.Çık bakalım işin içinden Helin hanım.

"Saat kaç"

Rüzgar kolundaki saate bakıp "6.30"

"6.30 mu?"

"Kusura bakmayın hanımefendi seni prenses uykundan uyandırdık"

Ateşten böyle bi tepki beklemiyodum kısık bi sesle "Kime evet diyosan artık" dediğinde

"Efendim.Hem ne alaka prenses uykusu falan sadece bu saatte üçünüz nasıl kalktınız ona şaşırdım"

"Şöyle Helincin Rüzgar sabaha kadar uyumamış ben zaten erken kalkıyorum alışkanlık sonra Özgeyi uyandırdık tabi seni uyandırmaya çalıştık ama rüyanı bölüpte uyanamadın"

Birincisi Ateş bana Helincim demişti kulaklarıma inanamıyorum! İkincisi bu rüya mevzusuna neden bu kadar kafayı taktı ki!

Rüzgar elini saçından geçirip "Birazdan okul açılcak Toprak ve Savaşı alıp gidelim."

"Nasıl yani derse girmiycekmiyiz"

"Formasız okula girersek nolur biliyosun dimi sizin gibi cici kızlar disiplinlik olmak istemez."

Özge ve Rüzgarın atışmalarına dayanamayıp arabadan dışarı çıktım.Özgede arabadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı.Ateş ve Rüzgarda arabadan indiğinde Özge sinirden dişlerini birbirine bastırıyordu.Okul servisinin yanına gittiğimizde Toprak ve Savaş hala uyuyolardı.Rüzgar yüksek bi sesle

"Gençler bölmek istemezdik ama uyanın artık"

İkisindende tepki gelmeyince derin bi nefes çekerek yanlarına gidip "Şşşttt kime diyorum" diyip Savaşın kolunu dürtmeye başladı.Gözlerini ovuşturarak açtıklarında şaşkınlıkla bize bakıyolardı ikisiden panikle kalktılar gülmemek için zor tutuyodum kendimi ikiside şuan çok komik gözüküyoladı.Toprak çantasını bi hışımla alıp servisten dışarı çıktı arkasından hep beraber çıktık.Toprak saçını toplayıp "Taksi çağırsanıza eve gidelim"

Savaş esnemesi bittikten sonra "Taksiye falan gerek yok Ateş ben Rüzgar benim arabayla gideriz sizde Rüzgarın arabasıyla gidin.Arabayla geldin dimi Rüzgar"

"Evet."

"Tamam o zaman bize gidelim.Kızlar sizde gelinde anneanneniz soru falan sorarsa zor durumda kalmayın.Bu arada araba kullanmayı biliyosunuz değil mi?"

"Özge biliyo."dediğimde Rüzgar anahtarı cebinden çıkartıp Özgeye fırlattı.

Arabaya doğru yürüdük.Savaş arabasını okulun dışına park etmişti.Özge arabanın kilidini açıp arabaya bindi.

"Rüzgarın arabsını kullandığıma inanamıyorum!, kızlar o değilde bi Ateşlerde napıcaz"

"Evet ya bence biz cafeye falan gidelim"

"Helin yanımızda para yok"

Toprak kafasını cama yaslamış dışarıyı izliyordu.Özge arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.Rüzgarın arabasını kullandığı için büyük ihtimalle tedirgindi.Arbanın içinde sessizlik hakimdi,ışıklara takılmıştık arka koltukta oturduğum için çok sıkılmıştım öne eğelip torpidoyu karıştırmaya başladım.

"Helin napıyosun?"

"Bişey olmaz ya nolcak"

Elime albüm gibi bişey geldiğinde kucağıma alıp kurcalamaya başladım.Rüzgar Ateş ve Savaşın resimleriyle doluydu.Albümden küçük kız resmi çıkartıp

"Bu kim?"dedim

"Derya yani kız kardeşi"

Özge bunu nerden biliyodu ki? Toprak kısık bi sesle "Yeşil ışık yandı"dediğinde Özge gaza basarak arabayı hılı bi şekilde sürdü.Evin önüne geldiğimizde Ateşler çoktan ordaydı.Özge arabayı park edip anahtarı Rüzgara verdi.Ateş kafasıylaişaret edip "Hadi gidelim"

Toprakın ayakta durucak hali bile yoktu."Gerek yok biz eve gdelim zaten Meryem teyze hastaneye gidicekti akşam dönerim demişti."

"Aaa doğru nasıl unuttum ben bunu"dediğimde cebimden evin anhtarını çıkarttım.Apartmana girdiğimizde Ateşler yukarı hızlıca çıktılar.İçeri girdiğimizde üçümüzde odaya gidip rahat olabilmek için pijamalarımızı giyip salona gittik.

Ateşin ağzından;
Yukarı çıktığımızda Rüzgara dönüp "Anahtarı versene"
"Ne anahtarı oğlum"
"Sen almadın mı?"
"Ateş evin sahibi sensin ben niye alıyım"

Sıçtığımızın resmiydi anahtarımız olmadığı için eve girenimiyoduk.Saat çok erkendi hepimiz birbirimizin yüzüne bakıyoduk cebimden telefonu çıkartıp çilingirci Ayhan abiyi aradım.
"Abi anahtarımız içerde kaldı bi gelsene bizim eve"
"Nasıl?"
"Abi ciddi olamazsın.Neyse tamam"
Telefonu kapatıp cebime koydum.Dışarı doğru derince üflediğimde
"Ne oldu?" Savaşın böyle demesiyle sıkkın bi sesle "Ayhan abi şehir dışındaymış elemanda yokmuş"
Merdivenlere oturup elimi saçımdan geçirdim.

Hah şimdi bi bu eksikti akşama kadar merdivenlerde oturamazdık herhalde yüzümü buruşturarark

"Akşama kadar böyle duramıcağımıza göre kızlara mı gitsek"

"Melis ve Tutkuya mı?"

"Saçmalama Savaş Helinlere"

Savaş Rüzgara baktığında bende bakışlarımı Rüzgara çevirdim.

"Anneannesi falan gelir şimdi başımıza dert almayalım."

"Oğlum anneannesi akşam üstü gelcekmiş ya kız öyle dedi."

"Ateş sen baya isteklisin"

"Hayır ya ne alaka sadece Ayhan abi gelene kadar burda durmayalım hem siz ikiniz uykusuzsunuz ondan"

Sanırım bu lafıma ikna olmuş olmamlılar ki başlarını salladılar.

Yeni GelenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin