Jade'in Bakış Açısı:
Katherine ile Perrie arasında yaşadığım ufak çatışmadan sonra kendi kendime kıkırdamaktan kendimi alamadım. Sınavlarımı notlandırmayı bitirmek için sınıfa gitmem gerekiyordu. Kapımdan bir vuruş geldiğini duydum. Sarışın güzelliğim tarafından karşılanmaya hazır bir şekilde kapıya doğru atlarken yüzüme bir gülümseme girdi. Kapıyı açtım ve gülümsemem sendeledi.
"Hey güzel" dedi "büyüleyici" gülümsemesiyle.
"Merhaba Bay Craske" dedim açıkça cevap verdim.
"Lütfen bana Sam deyin" dedi elimi alıp öptü. Dudakları onunki kadar yumuşak hissetmiyordu, karıncalanma ya da kelebekler yoktu, yüzü dikenli ve yumuşak ve pürüzsüz değildi, o benim kız arkadaşım değil.
Tamam, Sam... .. erm, herhangi bir konuda yardıma ihtiyacın var mı? Kapı çerçevesinde beceriksizce durarak dedim.
Önce gelebilir miyim lütfen? kibarca sordu. Başımı salladım ve kenara çekildim. Ben kendi başıma giderken Sam bir öğrenci masasının üstüne oturdu.
"Öyleyse ......" Garip bir şekilde sordum.
"Ben, ugh, bunu senin için aldım" dedi arkasından tek bir kırmızı gül çıkarıp bana doğru yürüdü. Çok güzel bir gül. Dünyanın en güzel kızından gelmek daha da güzel olurdu.
Ah, teşekkürler, bu çok hoş, dedim beceriksizce elime gülü alarak.
"En az bir içki içmeme izin verir misin lütfen? Sadece bir kez ve seni bir daha asla rahatsız etmeyeceğim "diye yalvardı Bu durumda başka birinin olup olmadığını düşünüyordum. Daha ağzını açmadan önce evet derlerdi. Onları elinden öptüğünde yere düşerek ölürlerdi. Onlara gülü verirken muhtemelen ağlayacaklardı. Onlar olmam dışında, hayatta istediğim her şeye sahibim ve kesinlikle onlardan biri değil. Yine de dışarı çıkarsam beni rahat bırakacağını söyledi.
"Sam neden bu kadar ısrarcısın" diye merakla sordum.
Muhtemelen şimdiye kadar gördüğüm en güzel kızlardan birisiniz. Evet, erkeklerden hoşlanmıyorsun ama seni ikna edebileceğimden oldukça eminim "dedi kalçalarımı tutup beni yaklaştırarak. Ugh, beni yalnız bırak.
Kulağıma fısıldayarak, Seni göründüğün kadar güzel hissettirmek istiyorum dedi. Yine bu başkası olsaydı, kıyafetleri iki saniye içinde çıkarılırdı. Sıcak nefesini boynumda hissedebiliyordum, dudakları bana dokunmak üzereydi. Ellerim göğsünde onu itmeye çalışıyordum.
"Mmmhm" biri arkamızdan boğazını temizledi. Sam bir adım geri çekildi ve sonunda nefes alabileceğimi hissettim. Kız arkadaşımın orada durduğunu görünce minnettar hissettim. Çok tatlı görünüyordu. Yumrukları sıkıldı ve ağzı sıkıca kapandı. Kırmızı yüzünden bahsetmiyorum bile, kıskançlık ona yakıştı. Yardım edemedim ama görünce sırıttı.
"Yardımcı olabilir miyim?" Sam sordu.
Mümkünse patlamak üzereymiş gibi görünüyordu. Yardım edemedim ama kıkırdıyordum. İkisinin de kafaları bana doğru eğildi. Perrie ona gülümsediğimde rahatladı. Birinin başka birine yapabilecekleri inanılmaz.
"Her şey yolunda mı Perrie" diye sordum kahkahayı cümlenin arkasına saklamak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.
"Seninle konuşmam gereken bir sorunum var"
parmaklarını salladığını söyledi. Tekrar konuşmadan önce Sam'e baktı.
"Yalnız" diye neredeyse ona tıslayarak dedi.
Öyleyse, seninle yakında konuşacağım. Bir düşünün lütfen "dedi kapıdan çıkıp arkasından kapatmadan önce.
İçimi çektim ve gülü masama attım sonra kız arkadaşıma doğru yürüdüm.
"Kıskançlık sana çok yakışıyor" dedim, parmaklarımı onun kemer deliklerinden geçirip onu yaklaştırarak. İnce porselen kolları boynuma doladı.
Dudaklarımın üzerinde hissetmeden önce, Kapa çeneni dedi. Bunlar hayatımın geri kalanında vücudumun HERHANGİ bir yerinde hissetmek istediğim dudaklar. Çok yumuşak, narin ve pürüzsüz. Bunları sonsuza kadar hissetmek istiyorum.
Yani bu gece yine beni işte izlemeye mi geliyorsun? Sana ihtiyacım olan yeni bir rutinim var "dedi sırıtarak.
Elbette geliyorum! Kız arkadaşımın seksi görünmesini ve hayatımda bana sürtünmesini özlemem !!!! " Onun sırıtıyor dedim.
"Tamam, beni 5: 30'da al ve birlikte gidebiliriz" dedi kapıya doğru ilerlemeden önce dudaklarımı gagalayarak.
"Oh ve Bayan Thirlwall" diye mırıldandı. Söylediği gibi, beni zevkten ürpertti. Çok seksi.
"Mmmm" Cevap olarak mırıldandım. Gözlerini kırpmadan ve arkasından kapıyı kapatmadan önce tek söylediği "gözlüklerini tak" idi.
Gözlüğümü tak ... Neden ...
