Perrie'nin Bakış Açısı:
Annem ve ben yemek pişirmeyi yeni bitirmiştik ve şimdi masayı kuruyordum. Bay Craske ve kız arkadaşımla ne istediği hakkında düşünceler aklımdan hızla geçti. Daha önce duyduğum bir şöhreti vardı ve Jade'emle konuşması fikri hoşuma gitmedi. Beni ürküttü.
"Jade ne zaman burada olacak aşkım?" annem mutfak tezgahının karşı tarafından sordu.
"Her an burada olabilir" dedim ona gülümseyerek. Biraz daha yemek hazırlamadan önce başını salladı.
"Anne, kız arkadaşımı şişmanlatamaz mıyız" diye alaycı bir şekilde sordum. Annem Hafifçe kıkırdadı.
"Yemeklerime bayılacak, daha fazlası için yalvaracak" dedi az önce yaptığı sosun tadına bakarken.
"Bunu zaten yaptım" diye mırıldandım nefesimin altında.
"Neydi o?" annem tezgahın üzerine eğilerek sordu.
"Hiçbir şey söylemedim" dedim onu silkeleyerek.
"Evet yaptın, nefesinin altında bir şey mırıldandın" dedi sırıtarak. Ne dediğimi tam olarak biliyordu.
"Ben-" Ön kapımdan gelen ses yüzünden çabucak kısalmıştım.
"Bahse girerim Jade" dedim anneme tatlı ve masum bir gülümseme vererek. Gözlerini devirdi ve işleri hazırlamaya devam etti. Bir kulaktan kulağa bir gülümsemeyle kapıya doğru yolumu atladım. Kapıyı açarken parmaklarım kapı kolunun etrafına dolandı.
"Oh, hey Jesy" biraz sıkıcı dedim.
"En iyi arkadaşın Edwards'ı selamlamanın güzel yolu," dedi alaycı bir şekilde gözlerini devirerek. Sadece güldüm.
"Peki senin ön kapımda olmanın zevkini neye borçluyum?" Sofistike bir sesle sordum. Beni tamamen dışarı çekmeden önce kıkırdadı. En iyi arkadaşıma dönmeden önce arkama yaslanıp kapıyı kapattım.
"Bayan Thirlwall nasıl?" Dedi kaşlarını kıvırarak.
"Jesy sana telefonda söyledim" dedim kıkırdayarak.
"Evet ama ayrıntılar şahsen daha iyi" dedi gülümseyerek.
"Ne yaptığımı ayrıntılı olarak anlatmayacağım Jesy" dedim kollarımı göğsümün üzerinden geçirerek.
"MASA SEVDİNİZ-" diye bağırmaya başladı ama kısa süre sonra elimi ağzına vurdum.
"Kapa çeneni" dedim gıcırdayan dişlerimin arasından. Kıkırdamaya başladı ve kollarını belime doladı. Jesy'nin kollarında sallanırken ayaklarım yerden ayrıldı.
"Beni dooooooooown'a koyun" Omzuna kıkırdadım.
"Asla!" bana tutuşunu sıkarken dedi.
"Mmmhm" birisi boğazını temizledi. Jesy beni döndürmeyi bıraktı ve sonunda orada kimin durduğuna bir göz attık.
"Bir şeyi mi bölüyordum, daha sonra geri gelebilirim" dedi evini işaret ederek. Hızlıca Jesys'in elinden kıkırdayıp kollarından ayrıldım.
Kız arkadaşıma doğru yürürken "Hayır, hiçbir şeyi bölmedin" dedim.
Tamam o zaman dedi gülümseyerek ve bana doğru yürüdü. Parmaklarımı onun kemer deliklerinden geçirdim ve onu yaklaştırdım. Yüzümün sağ tarafını kavradı ve dudaklarını benimkine bağladı. Öpücük sırasında gülümsedim, tatlı dudaklarının benimki üzerindeki hissini sevdim. Geri çekildi ve baş parmağı yanağımı okşayarak alnını benimkinin üstüne koydu. Ellerimi kalçalarına koydum ve sırtının altına yasladım.
Seni özledim dedim gülümseyerek. Sözlerimden sonra gülümsemesi benimkiyle eşleşti.
"Ben de seni özledim" dedi yine hafifçe öptü.
"Ugh, siz ikiniz çok tatlısınız" dedi Jesy Avustralya aksanıyla bizi kıkırdattı.
"Merhaba Jesy" Jade parmaklarını benimkiler arasında bağlarken dedi.
"Hiya Jade" Jesy ışıldadı. Ön kapım açıldı ve annemin yüzü göründü.
"Jade !!!!!" Jade için koşarken annem pratikte bağırdı. Diyelim ki annem Jade'e biraz aşıktı, şimdiye kadarki en iyi kız arkadaş olduğunu düşünüyor. Evlenmemizi istiyor, neredeyse sadece bir ay oldu, hevesli konuştu.
"Merhaba Bayan Edwards" Jade annemi yanına gidip kucakladı. Annem geri çekildi ve doğrudan gözlerinin içine baktı.
"Merhaba Deb" Jade utangaç bir şekilde söyledi. Annem yine de bunu bir cevap olarak kabul etmedi. Jade kıkırdadı çünkü annemin tam olarak ne isimlendirilmek istediğini biliyordu.
"Merhaba anne" Jade yine kıkırdadı.
"Merhaba güzel kızım," dedi annem karşılık verdi.
"ANNE, onu korkutma, onu tutmak istiyorum" dedim Jades'in elini tekrar tutarken.
"Yakında hiçbir yere gitmeyeceğim aşkım" dedi çenemi tutup dudaklarımı hafifçe öptü.
Jesy! Merhaba!" annem en iyi arkadaşıma görünce söyledi.
"Hey Deb!" Jesy ona sarılırken dedi.
Akşam yemeğine kalmak ister misin? annem Jesy'ye sordu.
Jesy başını iki yana sallayarak, "Oh- hayır hiçbir şeye müdahale etmek istemiyorum" dedi.
"Aptal olma! Aç küçük karnınızı doyuracak kadar yiyeceğimiz var "dedi annem midesini karıştırırken. Jesy annemin hareketlerinden kıkırdadı ve başını salladı.
"Tamam, tamam, geliyorum" dedi kolunu annemin arasından geçirip onu eve çekerek.
Jesy'nin "Ne kadar tatlılar" dediğini duydum Gözlerimi devirdim.
Annem yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, "Bir gün evlenecekler" dedi.
"BRIDSEMAID ÜZERİNE DALDIR" Jesy anneme kıkırdayarak bağırdı. Sadece içimi çektim ve Jade'e döndüm.
"Gerçekten üzgünüm" dedim diğer elini serbest elimle tutup parmaklarımızı kenetleyerek, baş parmağım onun elinin arkasına küçük daireler çiziyordu.
"Olma, bence çok şirin ve komik" dedi bana gülümseyerek.
"Gerçekten mi?" Yüzümü buruştururken dedim. Kıkırdadı ve nazikçe öptü burnumu
Dürüst olmak gerekirse, kendimi hayatımda hiç kimseyle bir ilişki yaşarken görmedim, ama sen içeri girdin ve nefesimi cidden kestin. Beni ve hayatımı daha iyi hale getirdin. Bu yüzden senden ne bekleyeceğimi asla bilemiyorum Perrie ama tek bildiğim seninle geçirdiğim her anı sevdiğim, "dedi Jade bana parlak kahverengi gözleriyle bakarken.
"Seni seviyorum" Bir aptal gibi gülümsedim.
"Seni sevdiğim gibi" dedi Jade dudaklarını dudaklarıma bastırırken, dili alt dudağıma sürtünürken dudaklarımız senkronize hareket ediyordu. Tabi ki içeri girmesine izin verdim ve tüm hakimiyeti ele geçirmesine izin verdim. Orada ön bahçemde tutkulu bir öpücükte kalıyoruz, bu anı çok seviyordum. Uzaklaştım ve tekrar gözlerinin içine baktım.
Onu içeri sürüklerken, Hadi gidip yemek yiyelim dedim.
