1.1-kırık kalpler senfonisi

127 24 83
                                    

Terk edilmiş bir dans pistinin ortasındayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Terk edilmiş bir dans pistinin ortasındayım.

Tutturmayı beceremediğim dikişlerimle dizlerimi kendime çekiyorum biraz daha.

Kapanmayan yaralarımla, ipsiz bir uçurtmaya benzeyişimle, köksüz kalışımla, olmaktan korktuğum yerde oluşumla baş başayım.

Elin ısısıyla yüreğin ısısı birbirine ne yakınmış diyordu şair.

Biliyorsunuz benim ne ellerim ne de yüreğim hiç ısınmamıştı. İçimde kar altında kalmış bir bedenin biraz daha uyuyacağım diye mırıldanışı vardı.

Bir ateşin başında ellerimle birlikte yüreğimde ısınsın diye bekliyordum ancak kim kapımı çalsa ve ben bu defa her şey güzel olacak diyerek o kapıyı açsam yerle bir oluyor, parçalarıma ayrılıyordum.

Kalp sıkışıyor, el buz.

Tıpkı şimdi boş bir dans pistinin orta yerinde ellerim avuçlarım arasına bırakılmış canımın acısıyla kaldığım gibi.

Bu hikayeye verilecek bir şarkı olsaydı eğer, adı kırık kalpler senfonisinden başka bir şey olamazdı.

Terk edilmiş dans pistinin ta kendisiyim şimdi ben. Biraz eski, biraz toz kokulu ve yarım kalmış ne varsa ona benzeyen.

Dışım sıvası dökülmüş bir duvar, içim yıkana yıkana temizlenmiş boş bir oda.

Ve tek bir şarkı yakışıyor buraya.

Kırık kalpler senfonisi.

Gözyaşları akıyor, ev buz.

Kaçmak istediğini haykırıyorsun, tüm kaçışlar ve yollar buz.

Titrek bir iç çekiş, kalp buz.

Elimin tersiyle burnumdan akan kanı sildiğimde havada asılı duran yağmur damlaları yüzünden birkaç saniyeliğine afallamıştım.

Gücüm zamanı tekrar ve tekrar geriye sarmak için yeterli değildi ancak bana biraz zaman kazandırmaya yetecek bir dilim oluşturmuştu.

Yağmur damlaları hala havada asılıyken dizlerimi hareket ettirip etrafıma baktım.

Tüm bedenler donmuş, hareket eden her şey hareketini kesmişti.

Başımı iki yana sallayarak yurdun çatı katına çıkan merdivenlerine yöneldim, fazla zamanım olmayabilirdi.

Üçer beşer çıktığım basamakların ardından çatı katına ulaştığımda zaman yeniden akmaya başlamış ve yağmur damlaları üzerimize düşmeye devam etmişti.

Yutkunup arkasında durduğum bedene baktım ve tam o sırada felix varlığımı hissedip bana döndü.

Şimdi karşısında durduğum bedenin kırık kanatları var ve ben bundan sonrasını gücüm olmadan, sadece han jisung olarak halletmek zorundayım.

turn back time ; minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin