0.1-mavi kelebek

300 37 211
                                    

han jisung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


han jisung

Gök gürültüsü.

Kulaklarımın uğuldamasına neden olan şiddetli fırtına sesi ile gözlerimi araladım. Bedenim sağanağın altında sırılsıklam olmuştu.

Başımı kaldırıp koskocaman bir ormanın içinde olduğumu fark ettim. Gökyüzü grinin en koyu tonuna bürünmüştü.

Nerede olduğumu dahi bilmediğim bu yerde, korkunç bir fırtınanın içinde sıkışıp kalmıştım. Her şey gerçek olamayacak kadar ürkütücü görünüyordu. Fırtına ağaçları savuruyor, etrafta ne var ne yoksa alıp gitmeye hazırlanıyor gibiydi.

Yutkundum ve buradan uzaklaşabileceğim bir çıkış yolu için etrafıma bakındım.

Nefes alışverişlerim düzenini yitirdiği an benden biraz uzakta kalan parlak yapıyı gördüm. Deniz feneri ormanlık alanın dışında, uçurumun kıyısındaydı. Eğer oraya ulaşabilirsem güvende olurdum.

Kolumu yüzüme siper ederek deniz fenerine ilerledim; görüş açım epey daralmış, adımlarım yalnızca ilerideki parlaklığı takip ediyordu.

Islanan bedenim yüzünden tir tir titrerken uçurumun kıyısına ulaştım. Uçurumun kıyısına ulaştığımda hayatım boyunca hiç denk gelemeyeceğim bir manzara ile karşılaşmıştım.

Gördüklerim nefesimin nefesilmesine neden olurken elimi kalbimin üzerine götürdüm.

Tanrı aşkına.. Bu da neydi böyle?

Denizin üzerindeki koca hortum her şeyi içine çekiyordu ve her geçen saniyede daha da büyüyerek buraya doğru geliyordu.

Fırtına buraya doğru geliyordu.

Boşlukta kalan ellerimi saçlarıma atarak küfrettim. Ne yapacağımı dahi bilmeden orada, buraya yaklaşan fırtınayı izledim.

Sonra aniden uyandım.

Başımı hızla kaldırıp derin bir nefes aldım. Bay Park tahtanın hemen önünde, kendine ait olan öğretmen masasına yaslanmış dersini anlatıyordu.

Kabusumun bende yarattığı tuhaf etkiden bir süre daha kurtulamadım. Bir kabustan çok daha fazlası gibiydi, gerçek olamayacak kadar korkunç olmasının yanı sıra o kadar gerçek gibi hissettirmişti ki hala nefes almakta zorlanıyordum.

"Alfred Hitchcock 'Zamanın Küçük Parçaları' filminde her zaman olduğu gibi fotoğraflar hakkında konuşuyor olabilirdi."

Bay park'ı henüz algılayabilecek durumda değildim. Bakışlarımı saate çevirdiğimde saatin on buçuğa geldiğini gördüm.

Tamam jisung, sadece bir kabus gördün ve hala sınıftasın. Sakin ol.

Arkama yaslanıp kendime yeni geldiğimi hissettiğim sıra sol yanımdaki sıradan choi jongho'nun bir kağıda bir şeyler yazdığını görmüş ve gözlerimin kısılmasına engel olamamıştım.

turn back time ; minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin