0.3-yetmez bize bu şehir

163 28 126
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Zamanın ters saatlere vurduğu bir koridordayım.

Yolum, bu koridorlar ilk defa bu kadar karanlık belki de bana.

Bittiğimi zikreden zihnim ise bu yoldan daha siyah, daha tüyler ürpertici.

Benim içimde biraz daha dayanmamı sayıklayan bir sızlanış var. Sesi bana ait değil; bana ait olmak için fazla duru, fazla güzel bir ses.

İçine koca bir dünya'yı sığdırmış, biraz titrek bir ses. Söyleceği onca güzel şarkı varken, kendine ve bana dayanabilmek için yalvaran bir ses.

Minho'nun sesi.

İlk defa görmediğimi söyleyebileceğim bir yüz var yine o karanlıkta. Herkes kadar tanıdık, ben kadar yabancı bir yüz.

Her detayı işlemiş zihnimin toz kaplı odacıklarına, o yüzden şimdi aydınlanıyor tüm zifirler.

Çıkmaz sokakların bitiminde, zamanın en lanetli tik tak sesleri arasında birisi bekliyor; o birisinin tüm detayları, her bir çizgisi hep yüreğimde bitiyor.

Şimdi gidecek hiçbir yer yok. Yol bitmiş ama ben sıkışıp kalmışım orada. Ellerime, avuçlarım arasına bırakmışlar tüm endişelerimi, en çok korktuklarımı ve en acı kayıplarımı.
Yine orada turuncu saçlı bir oğlan içinde biraz yer var.

Ben o oğlanı tanıyorum.

Öncesiz sonrasız bir hiçliğin orta yerindeyim ve ben onu tanıyorum.

İnsan bir kez doğar, bir kez yaşar ve yine bir kez ölür. Ben ona ikinci bir yaşam vermek için yürüyorum şimdi.

Zamanın ters saatlere vurduğu bir koridordayım.

Yürüyüp geçtiğim her yerden sonra ardımdan ışıkları kapatıyorum.

Saat 10.32, birkaç dakika sonra 10.31 ve daha sonra 10.30..

Zamanı unutuyorum, bildiğim yolları unutuyorum, kendimi unutuyorum. O an bildiğim ne varsa hepsi yanıp küllerine dönüşene kadar unutuyorum.

O an yalnızca onu hatırlıyorum, lee minho'yu.

Yanından geçip gittiğim bedenler bana endişeyle bakıyor, rengimin attığına ve neredeyse kireç gibi bir suratla okulun koridorlarında yürüdüğümü bende biliyorum.

Midemde korkunç bir his var, titreyen ellerim insanların dikkatini daha fazla çekmesin diye ellerimi hoddiemin ceplerine saklamak zorunda kalıyorum.

Dakikalar önce zamanla oynayabildiğini öğrenen birisine göre felaket bir haldeyim.

Çünkü yine dakikalar önce Queenstown'daki, hatta bu koca ülkedeki ya da ne bileyim bu coğrafyadaki en aşağılık insanlardan birisi olduğumu da öğrendim ve sanırım sahip olduğum güç bile beni bu boktan durumun içinden kurtarmaya yetmez.

turn back time ; minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin