Last Mistake •TAEKOOK•

2 : Kasabaya Yeni Taşınan Yakışıklı Doktor

Vote verip yorum yaparsanız çook mutlu olurum 🥺 👉💜👈

Umarım beğenirsiniz 🍓

Sizi seviyoruuum 💘

***

Doktor Jeon Jeongguk olanlardan sonra
Hayeon'u bir kaç hafta boyunca dikkatle izlemiş daha sonra da ne olur ne olmaz diyerek şehirden uzaklaşmaya karar vermişti.

Tamamen insanlardan uzaklaşıp vahşi bir yaşama dönemiyordu çünkü doğduğundan beri insanlar ile iç içe yaşamayı öğrenmişti. Anne ve babası vampir olan Jeongguk saf kan bir vampirdi. Kore'de yaşayan sayılı vampirlerden biriydi. Diğer vampirler genellikle insanların yaşamasının zor olduğu ormanlık ve dağlık alanlarda özgürce yaşarlardı.

Jeongguk ise biraz da olsun insanlardan uzaklaşmak için Busan'ın ormanlara yakın ve çok bilinmeyen bir kasabasına yerleşmişti. Kasabada tanıştığı yaşlı bir çiftten eski ama yaşanabilecek durumda olan küçük bir ev kiralamıştı. Küçük kasaba bu olayı kulaktan kulağa taşımış herkes 'kasabaya yeni taşınan yakışıklı doktoru' konuşuyordu.

Jeongguk'un gün içinde bir kaç kez kapısı çalınmış kasaba sakinleri tanışmak için gelmişti. Doktor onlar tarafından sevilmek için elinden geldiğince insancıl davranmış ve kasaba halkının kalbini kazanmıştı.

Kasabadaki üçüncü gününde artık gelen giden sayısı azalmıştı. Doktor sonunda kafasını dinlemenin tadını çıkarıyordu.
Şehir hayatından uzaklaşmak ona iyi gelmişti.

Eski demir başlıklı yatağında uzanan Jeongguk gelen kapı sesi ve belli belirsiz fısıldanan şarkıyı duymuş ayağa kalkmış ve kapıyı açmıştı.

Karşısında kendisinden on santimetre civarı kısa, hafif esmer tenli, açık kahve saçlı ve koyu kahve gözleri ile güzel bir çocuk duruyordu.

"Ah merhaba! Ben Taehyung. Kasabamıza yeni gelmişsiniz sizi görenler sizden çok bahsetti bende dedim ki "Bu kadar abarttıkları adam acaba nasıl biri?" Ve işte buradayım. Huh çok konuştum değil mi?"

Konuşması biten güzel çocuk şirince gülümsemiş ve çok konuştuğunun bilinci ile kızaran yanaklarını saklamak için kafasını önüne eğmişti.

Bu görüntü sebepsizce soğuk ve taşlaşmış kalbini ısıtmıştı doktorun.
Yüzünde oluşan minik gülümseme ile adının Taehyung olduğunu öğrendiği çocuğa bakmış kapıyı biraz daha aralamıştı.

"Gel sana bir şeyler ikram edeyim."

Taehyung teklifi minik bir gülümseme ile kabul etmiş ve içeri girmişti.

Eski evin geniş salonuna girmişlerdi. Isınmaya ihtiyacı olmayan doktor şömineyi yakmamıştı ama gelen misafiri fazlasıyla narin duruyordu. Soğuktan burnunun ucu kırmızı olmuştu. Bu tatlı misafir için ateşi sevmeyen Jeongguk şöminenin yanında duran odunlardan bir kaçını şöminenin içine yerleştirmiş ve yakmıştı.

Meraklı ve çekingen bakışlar ile onu izleyen çocuğun önüne geçmiş bakışlarıyla baştan aşağı fark ettirmeden süzmüştü.
Şömineye yakın olan koltuğu göstermiş, "Şuraya otur istersen üşümüş gibisin bende sana sıcak bir şeyler getireyim." diyerek mutfağa yönelmişti.

Taehyung ise doktorun söylediği yere oturmuş ve yanan odunları izlemeye başlamıştı. İçten içe çok utanıyordu. Resmen adam kapıyı açtığı anda saçmalamıştı. Çok heyecanlı bir yapısı vardı ve düşünmeden hızlıca konuşurdu.

Bir kaç dakika sonra Jeongguk elinde zar zor tuttuğu sıcak kupayı Taehyung'a uzatmış ve karşısına oturmuştu.

Taehyung kısaca teşekkür etmiş elindeki kupadan bir yudum almıştı.

"Ee Taehyung buraya gelmeden önce hakkımdaki her şeyi duymuşsun zaten. Başka bir sorun var mı?"

Hafif alayla söylediği cümle esmer tenlinin daha da utanmasına sebep olmuştu.

"Ben aslında tanışmak için gelmiştim. Her duyduğuma inanmak saçma olur sonuçta. Adınızı da bilmiyorum mesela."

Taehyung'un bu halleri doktora aşırı sevimli gelmişti.

"Hm tanışalım bakalım. Ben Jeon Jeongguk. Doktorum. 28 yaşındayım."
Jeongguk aslında otuzlarının sonuna geliyordu fakat kesinlikle göstermediği yaşı, hep genç kalan cildi yüzünden herkese yirmi sekiz olduğunu söylüyordu.

"Ben Kim Taehyung. 20 yaşındayım. Aileme yardım etmek için iki sene mezuna kaldım önümüzdeki sene gireceğim sınava."

"Ah öyle mi zorlandığın konuları bana sorabilirsin. Seve seve yardımcı olurum."

Jeongguk'un cümlesi ile Taehyung aniden oturduğu yerden kalkmıştı.
"Gerçekten mi!"

Taehyung'un bu tepkisine şaşıran doktor hafif bir gülümseme ile kafasını sallamış, "Tabii ki yardım ederim." demişti.

Taehyung sakince koltuğa oturmuş yine utangaç haline bürünmüştü.

"Gerçekten çok teşekkür ederim. Şey size hyung demeliyim değil mi?"

"Nasıl istersen. Jeongguk da diyebilirsin. Çok takılmam yaş farkına."

"Tamam o zaman. Tanıştığıma çok memnun oldum hyung! Şimdi gitmem gerek annem merak eder."

"Ben de çok memnun oldum Taehyung. Yine beklerim."

Doktor Jeon Taehyung'u geçirip kapıyı kapattıktan sonra direkt üst kata çıkıp kendisini odasına atmıştı.

Dün gece avlanıp susuzluğunu giderdiği için kendini şanslı hissediyordu. Dakikalar önce tanıştığı esmer tenli o kadar güzel kokuyordu ki bir an gözleri asıl rengine -kırmızıya- dönecek diye çok korkmuştu.

Taehyung'da çözemediği garip bir aura vardı. Hiçbir canlı için atmayan taştan kalbi sanki onu görünce üzerine sıcak su dökülmüş buz gibi eriyip gidecek sanmıştı.

İnsancıl bir vampir olabilirdi ama asla bir insana aşık olmazdı. Aslına bakarsanız Jeon Jeongguk aşık olmazdı.
Onun kalbi yoktu. Bu yüzden esmer tenliden fazlasıyla şüphelenmişti. Ama içinden bir ses bu şüphesinin boş olduğunu söylüyordu.

Uyumak gibi bir ihtiyacı olmayan Jeongguk düşünceleri arasında boğuşmaktan bıkmış hava kararmaya başladığı için kendini dışarı atmaya karar vermişti. Bütün gece ormanda dolaşacak belki de Taehyung'u gördükten sonra artan kan ihtiyacını karşılamak için avlanacaktı.

***

🌙