Ölmesi Gereken Çocuk

826 48 2
                                    

Severus Snape. Bir  tebessümü  bile insanlara çok gören adam. Her zaman mutsuz gibi görünen, özellikle öğrencilerinin canına okuyan, onlara kök söktüren adam. Çoğu kez bir kalbi olduğundan bile şüphe duyan adam, şimdi neden böyleydi? Neden böyle hissediyordu? Çaresiz olmak ona yakışmıyordu. Kendisi bile böyle bir şeyi anlamıyordu. Aldığı nefes ciğerlerini yakıyor, canın acıtıyordu.
İzin vermeyecekti. Yine aynısın olmasına izin veremezdi. Buna izin veremezdi. Düşünmeli ve bir yolunu bulmalıydı. Her zaman bir yolunu bulurdu. APTALDI. Kabul ediyordu bunu. Her zaman usta bir yalancı olmuştu Severus. İnsanları - Merlin! Karanlık Lord'u bile kandırıyordu.  Ama  şimdi aptal yerine konulup, yalan söylenen kendisiydi. Kızıyordu kendine, kendi önlemlerini  kendisi almalıydı. Dumbledore'un aklına uyarak hata yapmıştı. Hatalarının bedelini çok ağır ödüyordu.

Birkaç saat önce...

Snape ve Dumbledore'un gece yarısı yaşlı adamın ofisindeki sohbetleri son zamanlarda çok artmıştı. Aralarındaki sessizlik o kadar uzun süre devam etti ki, yaşlı adam sonunda konuşmuştu.

"Harry son ana kadar, gerçekten gerekli olana kadar bilmemeli, yoksa yapması gerekeni yapacak gücü nereden bulabilir?"

"Ne yapması gerekiyor?"

"Bu onun ile benim aramda. Şimdi beni kesmeden iyi dinle Severus. Bir an gelecek ki, ben öldükten sonra, Lord Voldemort'un yılanının hayatından endişe duyduğu bir zaman gelecek."

"Nagini'nin mi?" Snape baya şaşkın görünüyordu.

"Kesinlikle. Eğer Lord Voldemort bir gün onu korumak için çabalarsa, onu güvende tutmaya başlarsa, ancak o zaman Harry'e söylemenin vakti gelmiştir."

"Neyi?" dedi Snape kaşlarını çatarak. Sesindeki meraklı tonu gizlemeye gerek duymamıştı. Dumbledore derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.

"Ona de ki, Lord Voldemort'un onu öldürmeye çalıştığı akşam, Lily kendi hayatını ikisi arasında bir kalkan gibi koyduğunda, Öldüren Lanet Lord Voldemort'a geri tepincce Voldemort'un ruhunun bir kısmı kalanından ayrılarak kendisini yıkılan binada hayatta kalan tek kişinin ruhunun bir yerlerine kilitlendi. Lord Voldemort'un bir kısmı Harry'nin içinde yaşıyor ki bu da ona yılanlarla konuşabilme yeteneğini veriyor ve Lord Voldemort'un zihniyle onun nasıl olduğunu hiç anlayamacağı bir bağlantı sağlıyor. Ve Voldemort'un fark edemediği bu ruh parçası Harry'nin içinde güvende olduğu sürece Voldemort ölemez"

İki adamda sessiz kaldı. Snape duyduklarını hazmetmeye çalışıyor gibiydi. İçine bir ağırlık oturduğunu hissetti.

"Yani oğlan... ölmeli mi?" diye sordu Snape sakince. Dumbledore başını salladı hafifçe.

"Ve bunu Voldemort'un kendisi yapmalı Severus. Bu şart." Yine çok uzun bir sessizlik oluştu. Sessizliği bozan yine Snape oldu.

"Ben... düşünmüştüm ki... bunca yıl... onu koruduğumuzu düşünmüştüm." Siyahlara bürünmüş adam konuşurken zorluk çekiyor gibiydi.

"Onu koruduk çünkü ona öğretmemiz, onu yetiştirmemiz ve gücünü kazanmasına yardım etmemiz gerekiyordu." Dumbledore'un hala gözleri kapalıydı.

"Bu arada, aralarındaki bağlantı gittikçe güçleniyor. Bazen bundan kendisinin bile şüphelendiğini düşünüyorum. Eğer onu tanıyorsam, işleri öyle bir ayarladı ki kendi ölümüyle karşılaşmayı göze aldığında bu Voldemort'un sonu demek olurdu" yaşlı adam sonunda gözlerini açtı. Karşısında dehşete düşmüş bir Snape görmüştü.

GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin