TEHDİT

5.4K 292 63
                                    

Sonunda çarşı izni gelmişti ben buraları pek bilmediğim için Cenk bizi önce biraz gezdirmişti daha sonra ise birşeyler içmek için bir kafeye oturduk. "gardaş sen az bekle burda bende gidem bir yengene telefon edem nasıl özledim ceylan gözlümü.

Yazardan

Cenk gidip telefon konuşması için jetonu attı ceylan gözlü eşinin  numarasını girdi sanki telefon elinde bekliyormuşcasına hemen açtı Deniz telefonu." Ceylan gözlüm, güzelim benim canım" konuşmaya başlamadan önce bir burun çekme sesi geldi  Cenk'in kulaklarına ahh yine ağlamıştı Ceylan gözlüsü.

"Cenk'im, aşkım sabahtan beri bekliyorum senin aramanı, nasılsın sağlığın sıhhatin yerinde mi"

"yavrum tamam sakin ol gayet iyiyim hem sen söyle bakalım yine ağladın mı sen hem söz vermiştin ağlamak yok diye"

"şey aşkım aslında ağladım evet ama mutluluktan ağladım az önce" dedi ama sesi o kadar heyecanlı geliyordu ki Cenk neler olduğunu anlamlandıramamıştı "ne oldu da mutluluktan ağlattı yavrum seni anlat bakalım hele."

Ömer'den

"heyt beğ ulan ulan başkaaan herkesin hesabı benden hatta birer tane de sütlaç ver ordan herkese hepsi benden" Cenk'in bağırışı ile birden irkilerek içtiğim çayı dökmüştüm ve evet çay sıcaktı ve evet şu an fena halde yanıyorum. Cenk umarım geçerli bir sebebin vardır yoksa bittin oğlum sen. Hızla yerimden kalkıp lavaboya geçtim ve üzerimi temizledim tamamen geçmemişti ama yine de idare ederdi. Tekrar masaya gittiğimde yerinde duramayan bir Cenk görmeyi beklemiyordum doğrusu beni görür görmez gelip sarıldı.

"kardeşim baba oluyorum baba ben baba oluyorum Ceylan gözlüm hamileymiş" yanlız harbi geçerli sebebi varmış helal olsun ulan.

"vaay kardeşim benim hayırlı olsun umarım sağlıkla kucağınıza da alırsınız."

"ulan çok mutluyum ya benim bebeğim olacak ulan...lan-Ömer be nasıl becereceğim? nasıl baba olacağım ki? nasıl aile olacağım? Beceremem ki ben olum ben görmedim ki nasıl baba olur ne yapar babalar bilmem ki" diye telaşla sıraladı cümlelerini ulan benim bile gözlerim dolmuştu daha fazla konuşturmadan ben söze girdim. "yavaş be Cenk senden güzel baba mı olur hem biz ne güne duruyoruz burda tamam bende pek bilmem ama hallederiz be öğreniriz bi şekilde birlikte hallederiz hem sen böyle yaparsan yengeye nasıl yardım edeceksin" bir an duraksadı.

"ulan doğru ya oda doğru tamam sakinim ceylan gözlümün bana ihtiyacı var ama ne olacak ki şimdi o orda yanlız biliyorsun ikimiz de yurtta büyüdük ne ana var ne baba"

Tamam bi dur bi bakalım düşünelim...aha tamam Antalya'da değil mi yenge?"

" evet"

"e tamam işte annem Adana'da benim söyleriz ona geçsin oraya ne dersin hem benim aklım da annemde kalıyordu orda bir başına küçücük elif ile diye" Cenk'in gözleri parladı ışıl ışıl.

"harbi mi be yapar mısınız ki böyle bir iyiliği?"

"o ne demek be kardeşim böyle zamanda birbirimize yardım etmeyeceğiz de ne zaman edeceğiz. Hatta dur ben arayayım annemi hemen." dedim ve annemi aradım tam tahmin ettiğim gibi dert etmeyi bırak mutlu bile olmuş sevinmişti hatta "senden torunum olamayacak diye üzülüyordum orda torun severim en azından" diye sitem bile etmişti bana evet annem eşcinsel olduğumu biliyor aslında homofobik değil ama ona gelin getirmemi ve bir torun vermemi de isterdi her anne kadar yine de şanslıyım ki bir gün sevdiğim adamı ona götürdüğüm zaman benim yanımda olacağını, bana destek olacağını biliyorum.

Cenk ile işlerimizi hallettik ve tam kafeden çıkıyorduk ki karşıma hiç beklemediğim birisi çıktı yok artık aq bunun ne işi var şimdi burda. Ben donmuş bir şekilde ona bakarken beklemeden söze girdi. "selam konuşalım mı biraz Ömer"

"pardon? Ne konuşacağım ben seninle ya defol şurdan bak gitmem gerekiyor zaten ya" ben onu kovmaya çalışırken Cenk araya girdi. "kardeşim bu kim ya?"

"sen karışma benim ömerle işim vsr çık bi şurdan" dedi ve kolumdan tutup dışarı doğru çekti ona engel olmadım çünkü hem ne diyeceğini merak ettim hem de orda rezillik çıkarmasını istememiştim sonunda insanlardan uzak bir yere ulaştığımızda kenara geçtim. "evet Metehan dinliyorum söyle ne diyeceksen"

"bebeğimi özledim ve yanına geldim aşkım yaa gelemez miyim ki yani"

"metehan sen beni aldattın ne demek özlemek ya"

"tamam yavrum bak herkesin hataları olur dedim ya hem seni de özledim ben tekrar dönmene daha 2 saat var çok yakınlarda bir otelde kalıyorum ben de dedim ki belki Ömer'im ile biraz hasret gideririz orda hı? Ne dersin bebeğim" diyip yanıma doğru yanaşmaya başladı o sırada Mete'nin arkasında bir yere takıldı gözlerim. Kerim komutan ve yanında bir de kız vardı ve Kerim komutan tam olarak buraya bakıyordu tam o sırada yanındaki kız ona biraz daha yanaşıp yanağına sulu bir öpücük bıraktı ne ulan o nasıl öpmektir öyle beğ. Allahım bu hala yanaşmaya çalışıyor bana o sırada aklıma cin bi fikir gelince yaklaşmasına izin verdim tam dudakları dudaklarıma değmek üzere iken malum yerlerine sert bir tekme atmam ile yerde acıyla kıvranması bir oldu.

Ama hala hırsımı alamadım ve yerde yatan Mete'yi dövmeye başlamıştım ki beni birinin çekmesi ile dövemedim onu. Ama hala ona atılmaya çalışıyordum ki Kerim komutanın gür sesi ile olduğum yerde durdum. "kendine gel asker!" tam komutana dönüp konuşacakken polis sirenleri ile hepimiz oraya dönmüştüm siktir ya ama polis olmaz ki ya off. "aferim asker aferim şimdi dua et de askerliğin uzamasın."

********

Polisler gelip beni ve Metehan'ı aldı Kerim komutan ise Cenk'i yoladı ve beni de alıp geleceğine dair haber verdikten sonra oda bizimle geldi karakola. Biz orda beklerken komutan lavaboya gitmek için yanımdan ayrıldı ve o gider gitmez de Metehan yanıma yanaştı. "bence beni dinlemelisin Ömer ya dinlersin ya da başta bu komutanın olmak üzere herkes ne olduğunu anlar senin de eline tezkereyi verir yollarlar. Bak beni dinle Ömer ya halledelim işte sen de çarşı izinlerinde çık gel ayarladığım otele ya bak biliyorum hem sanki sen zevk almıyorsun benden. "

Yazardan

Ömer sessizce dinledi Metehan'ın dediklerini aslında herşeyin duyulmasından korkmuyor da değildi ama böyle birşeyi de yapmazdı, ölse yapmazdı ikisi ayrı ayrı planlar kuruyordu lavabodan çoktan gelmiş olan ve onları dinleyen komutanın kurduğu planları görmeden...

Kerim komutan konuşup bir şekilde ayarlayıp askeri acilen götürmesi gerektiğini ve daha sonra ifadeye kesinlikle getireceğine dair ikna etmişti polisleri ve Ömer'i de alıp hızla uxaklaştırmıştı oradan. Ömeri alıp arabaya bindi ama asla tek kelime bile etmedi ikisinden de çıt çıkmıyordu.

Ömer koğuşuna girdi elini yüzünü yıkadı ve içeri dönmüştü ki bir asker girdi Koğuştan içeri ona doğru yaklaştı. "Ömer Kerim komutan seni çağırdı odasına" dedi ve gitti oradan Ömer aslında çok düşünmüştü Kerim komutanın neden bu şekilde sustuğunu ama sormaya da cesaret edememişti şimdi ise gidiyordu aslında şimdi sadece şu an için değil şimdi ikisinin de tüm hayatlarını etkileyecek bir konuşmaya gidiyordu.

Acaba ne olacak birbirlerini ya yerle yeksan edeceklerdi ya da birbirleri ile dünyaya yeniden geleceklerdi bakalım kader önlerine ne çıkartacak

Huh 1062 kelime parmaklarım ağrıdı ulan

Bu bölüme daha çok yorum istiyorum haydeeğ




KIŞLADA TEHLİKELİ AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin