1. BÖLÜM

13 6 0
                                    

Merhaba yine yeni yeniden ben geldim...😝

Başlama tarihlerini buraya alalım.🤗

Sizi seviyorum canlar...😘💝

1.BÖLÜM

*ACI*

“HAYAT ASİL!” genç kız kahverengi,dizlerinin hemen üstünde biten saçlarını gözlerinin önünden çekerek kadına baktı.

Kesin yine bana bağırıp kollarımı o keskin bıçağıyla uf yapıcak!

Diye düşünürken yemyeşil gözleri korkuyla parlamıştı. Anlamıştı. Nasıl anlamazdı ki zaten. Buraya geldiğinden beri vücudunda oluşan morluklar geçmeden daha fazla yara alıyordu ve bu yaralar bir öncekinden daha derin oluyordu. Her gün işkenceleri 1 kat daha artıyordu ve o artık buna dayanamıyordu. Bedeni 26 yaşındaydı ama ruhu daha 7 yaşındaydı. Annesi ve babası 2 yıl önce trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Ve hayırsız akrabaları Hayat’ın yüzüne bakmayıp direkt bu lanet tımarhaneye göndermişlerdi. Geldiği günden beridir de her Allah’ın günü, canları sıkıldığında istedikleri gibi gelip Hayat’ın ya neşterle kollarını veya bacaklarını çiziyorlar ya da ona tekme atıyorlardı. Ruhu ve aklı 7 yaşında olabilirdi ama 7 yaşındaki herkes gibi bu acılardan kurtulmak istiyordu. Bu acılara artık katlanamıyordu. Her seferinde ona iftira atıp onun canını yakıyorlardı. Kadın yanına gelmesiyle cebindeki neşteri çıkartıp Hayat’ın kolunu tuttu ve konuşmaya başladı.

“FARUK'UN KOLUNU KESMİŞSİN! BENDE SENİN KOLUNU KESİCEM. BİR DAHA DA YAPMAZSIN ARTIK!”

Hayat ağlarken kolunu çekmeye çalışıyordu. Hem o bu gün dışarı çıkmamıştı ki. Hem daha kahvaltı bile hazır değildi. Sabah erkenden kalkmış, duşunu almış, yeni pijamalar giyinmiş ve odasındaki koltuğunun önündeki sehpasında resim çizmişti. Kadının hemen işkencesine başlayıp hemen bitirmesini beklemek istiyordu ama acılarına dayanamıyordu. Korkuyordu. Deli gibi korkuyordu. Kolunda bir iz daha görmek istemiyordu. Bir daha canının yanmasını istemiyordu. Kadın koluna ilk çiziği atarken acıyla bağırdı. Ama kimse onu duymuyordu, kimse onu anlamıyordu.

“YAPMAA LÜTFEN YAPMAA LÜTFEE-“  cümlesini bölen şey koluna bir çiziğin daha gelmesiydi. Tekrar acıyla bağırdı. Ağladı ama yine kimse duymadı. Bir anda gelen cesaret ile kadını geriye doğru itti. Kadın sehpanın üstünden geriye doğru düşerken elindeki neşter de eliyle birlikte kapıya doğru fırlamıştı. Hayat kadının düşüşünden yaralanarak ayağa kalkıp hızla kapıya koşmaya başladı. Kilitli kapıyı açarken kadın hala doğrulmamıştı. Kapıdan çıktıktan sonra titreyen elleriyle kadını odaya kilitledi. Kesik kesik nefes alırken sağ elini bağazına götürüp hafif hafif ovmaya başlamıştı. Sol kolundaki yeni kanayan yaralarından eline doğru ince bir hat halinde akmaya başlamıştı bile. Koşmaya başlayıp merdivenleri inerken herkesin uyuduğunu biliyordu. Sürekli arkasına bakıyordu çünkü onu yakalamalarından korkuyordu. Eğer buraya getirilirse cezasının daha ağır olacağını biliyordu. Binanın dışına çıktığında bir kaç gün önce keşfettiği merdivene koşmaya başladı. Koşarken arkasına bakmasıyla ayağı takılıp, öne doğru yalpaladı. Anında kendini toplarlayıp koşmaya devam etti. Ağaçların ardında saklanmış ve duvara dayanmış merdivene varıp çıkmaya başladı. Duvarın üstündeki demir korkulukları da atlayıp duvarın üstüne oturdu. Ellerini açıp,

Allah’ım lütfen bir yerim uf olmasın.

Diye içinden dua ettikten sonra ellerini duvara dayadı ve kendisini ileri itti. İki elinin ve bir dizinin üstüne düşerken bir kez daha şükredip ayağa kalktı. Hızla koşmaya başlayacak iken arkasında duyduğu sözler kalbini ağzında attırmaya ve korkudan tekrar gözlerinin dolmasına sebep oldu.

“HAYAT ASİL SARUK! SAKIN KAÇMA!!”  Arkasında olan 2 güvenlik görevlisi, kadının bağırışları üzerine odaya gitmiş, odanın kapısı açılmayınca da kapıyı kırmışlardı. Odada olan herşeyi öğrenince de kızın peşinden gitmişlerdi. İşte burası böyle bir yerdi. Hayat'a yapılan haksızlıklara karşı gelmemişler, üstüne ona haksızlık yapıyorlardı. Şimdi de nerede olduğunu bulmuş onu geri götüreceklerdi. Yani en azından öyle sanıyorlardı. Ama Hayat bu sefer kararlıydı. Bu b*ktan yerden kurtulacaktı. Görevliler, onun peşinden koşmadan önce yavaşça arkasını döndü ve birden koşmaya başladı. Görevliler arkasından koşarken daha da hızlandı. Koşmasıyla yüzüne çarpan rüzgardan dolayı yanaklarındaki göz yaşları yanakları yanmıştı. Durmadı. Bu sefer durmayacaktı. Bu sefer bu cehennemden kurtulacaktı. Biraz daha koştuktan sonra arkasına baktı. Görevlileri geride bırakmıştı. Bir sokak daha geçip bir site bahçesine girdi ve bahçe duvarının arkasına saklandı. Biraz sonra görevliler gelmiş ama Hayat’ı göremedikleri için yollarına devam etmişlerdi. Hayat biraz daha bekledikten sonra saklandığı yerden çıktı ve başka bir sokağa koşmaya başladı. 3 4 sokak geçtikten sonra bacaklarının yorulmasını yenik düştü ve oradaki bir banka oturdu. Biraz nefeslendikten sonra tatlı bir şekilde kaşlarını hafif çatıp dudağını büzdü ve bacaklarına bakıp kendi kendine konuşmaya başladı.

“ Neden bu kadar çok yoruluyorsunuz ki, artık sizi taşıyamıyorum." Biraz düşünüp kendi kendine gülmeye başladı. "Ama doğru ben sizi değil siz beni taşıyorsunuz."

   İşte Hayat böyleydi. Kendi acılarını kendi dindirmeye çalışırdı. Çünkü kimsesi yoktu. Kimse onunla ilgilenmesede hayat neşesini asla kaybetmiyordu. Ama orda biraz daha işkence çekmeye devam ederse yaşadıkları üstüne onu da ekler, durumu daha kötü bir hal alırdı. Biraz daha soluklanıp dinlendikten sonra ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Tam banktan uzaklaşmıştı ki arkasında duyduğu sesler gözlerinden yaşların tekrar akmasına sebep oldu. Arkasına baktığında 1 güvenlik görevlisinin arkasından hem koşup hemde seslendiğini gördü ve hemen koşmaya başladı. Bankın arka tarafındaki sokağa koşarken bir yandan da önündeki binaya baktı. Bina yüksek bir Holdingti ve içinden siyah bir araba çıkıyordu. Güvenlik görevlisine bakmak için arkasını döndüğünde ayağı takılıp arkaya doğru poposunun üstüne düştü. Ellerinin acımasıyla hıçkırıkla ağlamaya başladı. Omzuna birinin dokunmasıyla refleksle çığlık attı. Gözlerini kapatıp yavaşça arkasını dönerken gözyaşları hala akıyordu. Arkasını döndüğünde gözlerini açtı ve güvenlik görevlisi olmadığından dolayı hızla ayağa kalkıp siyah takımlı adamın boynuna kollarını sardı ve hıçkırıklarının arasından konuşmaya başladı.

"Lü-lütfen bana yardım et. "







Veeeeeeee hikayenin sonuna geldik gencolar. Sizce hikayenin ilk bölümü nasıl? Bu arada sizce o adam kim olabilir?
Neyse hadi bay baaayyyyy!!!!

*Instagram hesabı @hayatinklbi_ *

HAYATIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin