Öncelikle bildiğiniz gibi Dabi Hawks shiplemiyorum ve bu kitap sadece çeviri. Açıkça çevirmemin nedeni içindeki kaosun hoşuma gitmesiydi, aslında iki tane hayran kurgu arasında kalmıştım ama biri bunun üç katı kadar uzundu ve daha bitmediğinden bunda karar kıldım. Uzun zamandır sadece düşünce olarak aklımdaydı ama bir an da dün canım çevirmek istedi ve başladım. Çoğu kişinin bildiği gibi Dabi Hawks falan shiplemiyorum, yani bana kendinde bu konuyla ilgili kendin özgün kitap yazacak mısın gibi sorular sormayın. Genel olarak ship yazmayı zaten hiç sevmem. Bu kitap bence Numb To The Feeling'den daha ağır ve zamanla zaten anlayacaksınız. Çevirmek isteme nedenim de tam da bu.
İlk defa böyle bir işe giriştiğimin de altını çizerim, oldukça dikkatli çevirmeye çalıştım ama hatalarım vardır fakat o kadar büyük değillerdir diye umuyorum. Çevire çevire gelişeceğim ama bu iş uzun ve zor olduğundan eğer kitap okunur ve sevilirse anca bölümleri çevireceğim, boşuna yapmak istemem. Yani sizin yorumlarınıza bağlı.
Asıl yazar: AO3 - Neurotoxin.
Original book belongs to Neurotoxin on AO3.
Spoiler vermemek için içerikten çok bahsetmek istemiyorum ama ağır olduğunun altını çizerim. Kitap kesinlikle +18dir.
Keigo çok fazla arkadaşa sahip değildi.
Hawks çocukken çok yalnızdı. Normalde arkasındaki parlak kırmızı kanatları öbür çocukların onun tuhaf olduğunu düşünmeleri için yeterdi. Eğer bu yapmasaydı, garip sosyal yetenekleri işi yapardı. Yalnız bir çocuktu ve özgünlüğü çıkar çıkmaz hızlıca kahraman olarak eğitime alınmıştı. Arkadaş edinecek kadar fazla zamanı yoktu. Bu Keigo'nun nasıl Hawks olduğuydu. Bir arkadaşı vardı. İkisi de yalnızdı, Keigo bunu görebiliyordu. İkisi de kendi derilerine ya da dünyanın onları içine çektiği yere uymuyorlardı. Touya ile güneşli ilkbahar öğleninde tanışmıştı, sakin bir gölde ağaçların ve çalılıkların huzurlu eşliği içinde saklanmıştı. Sıcak yalnızlık ve sakin sular. Vahşi çiçeklerin taze kokusu ve doğal her şey.
Touya ona hayaleti andırıyordu.
Karın rengi olan saçları ve elektrik mavisi gözleriyle Touya sessiz, ürkek bir çocuktu. Onunla yaklaşık aynı yaştaydı fakat göze çarpar derecede daha küçük ve kırılgandı. Keigo sık sık hasta olup olmadığını merak ederdi ama asla sormadı. Ayrıca her zaman bandaj ve çürükler ile kaplıydı. Keigo diğer çocuğu asla onlarsız görmemişti, ikinci deri gibiydiler.
Hayalet gibi görünüyordu.
Sekiz yaşındayken Touya ile onun arasında benzer ancak farklı bir şey olduğunu öğrendi.
"Ailen nasıl Touya?" Bir gün göldeki kayaları atarken sordu.
Touya omuz silkti.
"Neden bilmek istiyorsun?"
Keigo gergince ellerine baktı, parmaklarındaki taşı döndürdü.
"Merak ediyorum... Ailemi gerçekten göremiyorum. Kardeşlerim de yok... Evin hakkında asla konuşmadın, ben sadece merak ediyordum."
"İki ebeveynim ve üç küçük kardeşim var ama babam dışında hiçbirini bilmiyorum."
"Neden?"
Touya yeniden omuz silkti, her zaman sahip olduğu aynı boş ifade ve ses vardı.
"Babam kardeşlerimden farklı olduğumu söylüyor, özel. En azından bebeğin özgünlüğü ortaya çıkana kadar ve babam annemin yanında olmamı sevmiyor.. Doğuştan zayıflığını daha çok alacağımı iddia ediyor. Bu yüzden ne annemi ne de kardeşlerimi biliyorum. Asla bilmedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Things {Dabi/ Hawks}
FanfictionHawks Touya ile güneşli ilkbahar öğleninde tanışmıştı, sakin bir gölde ağaçların ve çalılıkların huzurlu eşliği içinde saklanmıştı. Sıcak yalnızlık ve sakin sular. Vahşi çiçeklerin taze kokusu ve doğal her şey. Touya ona hayaleti hatırlattı. - Hawks...