Ellerime eldivenlerimi geçirip yavaşça ayak parmaklarımın üstünde yürümeye başladım.
Etrafa dikkatlice bakarken kimsenin olmadığını anladığımda yavaşça babamın odasına girip kapıyı kapattım.
Babamın yanına oturup elini tuttuğumda gözlerimi kapattım.
"Baba..." gözlerimi açarsam ağlayacaktım "bir süreliğine gidiyorum...her şeyi öğrenip geri geleceğim...." yavaşça ayağa kalktığımda babamın yanağını öptüm "bekle beni. " gözümden akan yaşları silip sarayın merdivenlerinden indim.
Kai odasında olduğu için işim kolaylaşmıştı küçük sırt çantamı sırtıma takıp atlı arabalardan birinin arkasına atlayıp kendimi örtüyle kamufle ettim.
Sarayın kapılarından çıktığımda yavaşça kafamı kaldırıp büyük saraya baktım.
Gözlerim dolarken gülümsedim ve mırıldandım "geri geleceğim..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Atlı araba orman yolunun tam ortasında durup mola verdiğinde yavaşça kafamı kaldırdım.
Adam hem kendisi çeşmeden su içiyor hem de atların önüne tasla doldurup koyuyordu.
Hızlıca yere atlayıp eğilerek ormanın içine girdim beni fark etmesin diye hızla otların içinde koşuyordum.
Bir süre sonra bayağı uzaklaştığımı fark ettiğimde durup derin bir nefes aldım.
Kai herkese benim cadı olduğumu söylemişti köylüler inanmasada akıllarında soru işareti kalmıştı elbet, bu yüzden hiç kimsenin haberi olmadan kaçmıştım.
İsyancıları bulacaktım onları bulup her şeyi öğrenecektim.
Gözlerimi kapatıp nefes aldım.
Eğer olağanüstü bir şekilde güçlerim varsa ve onlarla bağlantılı isem onların nerde olduğunu da bilebilirdim öyle değil mi?
İz mavi olup söndüğünde gözlerime perde inip ayaklarım benden bağımsız bir şekilde koşmaya başlamıştı.
Gözlerim kapalıydı ama bir yol görüyordum ve bacaklarım o yolda istemsizce koşuyordu.
Bir süre sonra durduğumda bacaklarım beni daha fazla taşıyamamıştı ve yere düşmüştüm.
Gözlerimi açtığımda irkilip yerde geri geri gittim.
Karşımda tahtalı ve çivili bir yol vardı bir de o yetmezmiş gibi benim oturduğum bölgedeki ağaçlar otlar yeşilken karşı tarafta her şey siyahtı.
