Finaline kadar hazır kısa bir texting. Hep şu kısacık hikayeleri olan yazarların nasıl yazdığını merak etmiştim eldlwdwğf ben de deneyeyim dedim.
Tarih alayım?
*
Instagram'da gezinip bloggerların neler yaptığıyla ilgileniyordum. Yaşadıkları hayatı görünce iç çektim, boşa yaşıyorduk.
"Lan benim canım çok sıkıldı." dedi Mert telefonundan başını kaldırıp. Hepimiz onu onaylayan şeyler söyledik. Ben de çok sıkılmıştım. Okulların kapanmasına iki hafta vardı ve biz dışardaki güzel havaya rağmen sınıfta pinekliyorduk, o son devamsızlığı yapmayacaktık.
"Abi cidden ya, ben de bunaldım. Millet dışarda gezip tozuyor, biz klimasız sınıfta can çekişiyoruz." dedi Helin.
"O son devamsızlığı yapmayacaktık." Az önce düşündüğüm şeyi dillendiren kişi de Berker'di. "Hepsi senin suçun Özgür, hep sen kışkırttın bizi kaçalım kaçalım diye."
"Lan siz dünden razıydınız, benim suçum ne?"
"Kavga etmeye gerek yok, hepimizin suçu bu. Sene boyu eğlendik şimdi son günlerin işkencesini çekiyoruz. Hamdi hoca da asla salmaz bizi, kaldık böyle." Cümlemi bitirdikten sonra dudağımı büzdüm. Gerçekten de ayvayı yemiştik. Şimdiden sırtımdan akan terleri hissediyordum.
Hani her sınıfta arka sıraları kapan ve derslerle alakası olmayan bir tayfa vardır, devamsızlığın dibine vurup son günleri okulda geçiren gariban tayfa... İşte o tayfalardan biri de bizdik.
"Hadi, biz mecburiyetten geliyoruz da bu çocuk neden her gün geliyor? Gelmediği bir gün bile yok anasını satayım, devamsızlık hakkını sonraki seneye devretmeyi falan mı düşünüyor?" Helin'in söyledikleriyle bakışlarımız en önde oturan Diray'a kaydı. Diray sınıfın en zeki çocuğuydu, hatta okulun. Aşırı kibar bir çocuktu ve sürekli ders çalışırdı. Aynı zamanda da komşumdu.
"Diray!" Helin'in sesi düşüncelerimden sıyrılmama neden oldu. Neden seslendi ki çocuğa şimdi? Diray okuduğu kitaptan başını kaldırıp bize doğru baktı.
"Efendim?" dedikten sonra kayan gözlüğünü işaret parmağıyla düzeltti.
"Son derse kadar burada mısın? Git bir gez dolaş istersen, hava da güzel." Helin'in cümlelerini dikkatle dinledikten sonra gülümsedi. "Önerin için teşekkür ederim ama bitirmem gereken bir kitap var o yüzden evet, son derse kadar buradayım." Cevap beklemeyip kitabına döndü.
"Bu ne okul sevdasıdır arkadaş?" diyerek göz devirdi Berker.
"Gözlükleri acaba kaç numara, elli falan mı? Kavanoz dibi gibi kocamanlar. Nasıl görüyor ki onlarla?" Helin sataşacak kimseyi bulamadığı için Diray'ı eleştirmeye başladı, umursamayıp telefonuma gömüldüm. Tamam, onlarla takılıyor olabilirdim ama bu sırf yalnız kalmamak için yaptığım bir şeydi. Çünkü hiçbir şeyden memnun olmazlar, birbirlerinin arkasından konuşmayı severlerdi. Evet, buna erkekler de dahil. Sanki onlar hiç dedikodu yapmıyor mu? Bizden beterler.
"Gaye, bu çocuk bir ara senden hoşlanmıyor muydu?" İsmimi duyunca telefonu masaya bırakıp Helin'e döndüm. Bunu erkeklerin yanında sormak zorunda mıydı? Eğer onların bilmesini isteseydim direkt onlara söylerdim zaten. Gerçi Helin'le de her sırrımı paylaşmazdım ama bir sır olmasa bile onların dalga konusu olacak bir şey de değildi.
"Sen ciddi misin, Helin?" dedi Mert şaşkınlıkla. Berker de şaşırmıştı ama Özgür sadece sinirlenmişti. Çünkü Özgür sevgili olalım istiyordu ama ben istemiyordum.
"Yani bir aralar öyleydi sanırım ama bunun sırası mı? Neden soruyorsun bunu durduk yere?"
"Aman, canım. Bu kadar önemli bir bilgi olduğunu bilmiyordum, ağzımdan kaçtı." Bazen Helin'den nefret ediyordum. Söylememesi gereken şeyleri bilerek söyleyip ağzından kaçırmış gibi davranıyordu.
"Önemli bir şey olduğundan değil... Sadece gereksiz bir konu, o kadar." Kısık sesle bunu söyleyip bakışlarımı masama indirdim.
Diray'la eskiden çok iyi anlaşırdık. Gerçekten çok anlayışlı, yardımsever, kibar ve temiz kalpli biriydi. Çok fazla kitap okuduğu için gözleri bozulmuştu ve çok ileri derecede bir gözlük kullanıyordu. Helin'in de dediği gibi kavanoz dibine benziyordu gözlük camları, o kadar kalın...
Bu tayfayla tanışmadan önceki zaman dilimimin büyük bir kısmında yer alıyordu Diray. Şimdiyse iki yabancı gibiydik. Çünkü tüm sınıfın sevmediği gibi o da bizim grubu sevmezdi. Haksız da sayılmazdı, bu kadar uyumsuz ve birbirinden haz etmeyen insanların dışarıya yansıttığı enerji de bir o kadar kötüydü. Diray dışında kimseyle anlaşamamıştım bu sınıfta, kız arkadaş edinmek için Helin'le konuşunca gruplarına dahil olmuştum. Ama grup kendi içinde bile daha saygılıydı, sınıftakilerle alay etmeyi severdi. Ben genellikle bu kısımlara dahil olmazdım.
"Aslında o kadar da gereksiz bir konu olmayabilir." Berker'in yüzüne yerleştirdiği sırıtma güzel şeyler düşünmediğinin kanıtıydı.
"Ne demek istiyorsun?" Özgür lafı ağzımdan almıştı. Berker ne söylerse söylesin hoşuna gitmeyecekti, yüz ifadesinden belliydi.
"Şu Diray'ı işletsek mi ha? Ne dersiniz?" Mert ve Helin meşgale çıkacağı için sevinirken Özgür arada kalmış gibiydi. Bense istemiyordum.
"Saçmalama Berker, çocuktan ne istiyorsun? Kendi halinde takılan biri işte."
"Ne o Gaye, yoksa sen de boş değil misin o çocuğa karşı?"
"Manyak mısın Helin, manyak mısınız? Bir insanın kötülüğünü istememek ne zamandan beri hoşlantı oluyor?"
"Ben Nihat'a yazdığım zaman niye böyle tepki vermedin o zaman?"
"Nihat'ı tanımam etmem. Ama Diray hem komşum hem çocukluk arkadaşım, istememem normal bence." Nihat Helin'in dalga geçtiğini öğrenince tüm okula rezil etmişti onu, bahse varım ki Helin bir benzerini de benim yaşamamı istiyordu.
"Gaye ya, sadece birazcık eğleneceğiz bence çocuğa aşık değilsen yazarsın." Hoca sınıfta girmişti ama sadece formalite icabıydı, birazdan çıkacaktı yine.
Çocuklar ısrar etmeye devam edince göz devirdim. Ben gerizekalı bir kızdım, gerçekten.
"Tamam, numarasını bulun." Diray'la arkadaşlığımız bittikten sonra numaramı değiştirmiştim, o yüzden ben olduğumu anlamazdı. Sınıf grubu denilen zımbırtı da bizim sınıfta yoktu, hocalar ödev için bile olsa çok istemişti ama her seferinde çıkan kavgalar yüzünden onlar da pes etmişti.
Berker birileriyle mesajlaştıktan sonra kaldırdı başını telefonundan. "Tamamdır, numarayı buldum. Arada sana yazman gerekenleri söyleriz zaten." Özgür Berker'e ölümcül bakışlar atmıştı ama itiraz da etmemişti. Bu gruptan arkadaş olmazken sevgili mi olacaktı?
Diray'ın numarasını tuşladığım an başlamıştı içimdeki huzursuzluk. Çocukluk aşkıma ihanet ediyordum...
*
Hepimize hayırlı olsun.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavanoz Dibi Gözlük || texting
Short Story*TAMAMLANDI* Gaye: Öpsene beni tam da bu gece Gaye: İnancım kalmamışken hiçbir şeye Diray: Ne demek istiyorsunuz? Ne öpmesi? Gaye: Şarkı sözü bu Diray: Anladım. Gaye: Ama istersen öpebilirsin de:):):) Diray: Anlamadım? Gaye: Yanalım mı diyorum Di...