10

614 25 3
                                    

Ben , Can ve Damla Canın arabasıyla Çağatayın evindeki partiye gittik. Evin bahçesinden içeri girmemizle yüksek ses müzik bizi karşıladı. Can arabayı park ettikten sonra evin içine girdik. Daha önceden de girdiğim ev şuan gözüme daha farklı gözüküyor, her yerde içen sarhoş gençler vardı ve çoğu çoktan uçmuştu. "Yanımdan ayrılmayın" konuşan Candı " Öyle bir niyetim yok..." bunu söyleyen Damlaydı gözlerimi kocaman açıp damlaya baktım dışından söylediğini o an anlamış olucakki bianda kıpkırmızı oldu Canda sırıtarak ilerlemeye devam etti bizde arkasından...Etrafıma bakınmaya devam ettim Melis Mert ile bişeyler konuşuyodu ama Çağatay ortalarda gözükmüyodu. " Kimi arıyosun" arkamı dönüp sesin sahibine baktım " seni aramadığım kesin Çağatay" diyip yanından geçip gidecekken bileğimden tutup beni durdurdu " bırak.." ona hala sinirliydim "konuşucaz" diyip beni odaya sürüklemeye başladı "çağatay bırak dedim bağırım bak.." " allah aşkına bağır Su " ben daha ağzımı açmadan oda girip üstümüze kapıyı kitledi. "" ÇAĞATAY" "efendim" " aç şu kapıyı "derken  kapıyı zorludum " anahtarı ver " " hayır " allahım çıldırıcam karşımda ben ne kadar sinirliysem okadar sakin biri vardı şuan . " Tamam seni dinliyorum " başka çarem yoktu o açıklama yapıcaktı ve bu konu biticekti " tamam " bir süre sesizlikten sonra konuşmaya başladı " Tamam hatamı kabul ediyorum ben savunulcak hiçbir yeri olmadığınında farkındayım ama izin ver Su kendimi affetirmeye çalışıyım " " neden çağatay " " ne neden" " neden bana kendini affetirmye çalışıyosun neden bu kadar umrunda benim sana kızgın olmam" " bilmiyorum yani o gün sahilde ben ilk defa bir kızın omzunda uyudum ilk defa birine gitme dedim ilkdefa.. birini uyurken gözümü kırpmadan izledim bu yüzden lütfen Su bırak kendimi affetirmek için çabalıyım" neydi bu şimdi ne demekti söyledikleri ne kadar gerçekti. Çok gerçekmiş gibi konuşuyodu doğruymuş gibi doğruydu belkide belkide gerçekten de böyle düşünüyodu ama ben istiyomuydum Çağatayı affetmek onu bilmiyorm " desene senin için çok zor olucak" hafifçe gülümsedi bnede karşılık verdim ve odadan çıktık. Damlanın yanına gitim canla koltukta oturmuş sohbet ediyorlardı " nerelere kayboldun?" " buradayım işte " " biz teras çıkıcaz burası sıktı orası boştur gelicekmisin " "yok siz gidin " onları baş başa bırakmak iyiydi belki aralarında birşeyler olur.Saat geçmeye başlamıştı bu yüzden çoğu kişi gidince  Mert bağırmaya başladı " gençler hadi oyuna " birkaç kişi koltuklara oturmaya başladı o sıra yanıma Melis geldi " Hadi sende korkma yemeyiz" diyip beni Tanımadığım bir kızın yanına oturttu tam karşıma da Çağatay oturup köz kırptı. 

Damla Gündoğdu  

"nasıl yani şimdi senle Su kardeşsiniz " "evet annem ilk söylediğinde bende inanmadım " "bana söylemedi " oda yeni öğrendi fırsatı olmamıştır " saatlerdir burda oturup sohbet ediyoduk ve ben hiç sıkılmamıştım "eee sen damla o kadar konuştuk hiç bahsetmedin" "neyden " " yani ne biliyim varmı birileri" "haha bendemi ?" "niye canım güzel kızsın olmaması şaşırtıcı" "ben okulun eziğim Can asıl şaşırtıcı olan benle hala burda oturman " " sen ezik falan değilsin çok güçlü bir kızsın sadece.." "sadece ezik , aşağılanan ve kimseini sevmediği acınacak haline gülen bir kızım evet " "hayır... sadece sen bu salaklarla uğraşmıycak kadar aklı başında ve olgun birisin sevilmediğni düşünürkende yanılıyosun" ona boş boş bakmaya başlayınca "eee işte Su var , Çağatay var şuan nekadar konuşmasakta onunla ben eminim oda çok seviyo seni" sonra bian durdu " bide... ben varım bende değer veriyorum sana" bianda karnıma kramp girdi ellerim terlemeye başladı Can ı hep çok yakışıklı buldum okulla geldiğinden beri hata Çağatayla yakın olduklarını öğrenince de çok mutlu olmuştum ama şuan ki heyecanım saçma gelmişti " bunu bilmek güzel" diye birşeyler saçmaladım oda sırtımya başladı şuan hem mutluydum hemde çok utanmıştım.

Su Erdem

"evet gençler oyun basit sehpanın ortasına şişeyi koyucaz ve çeviricez şişenin iki ucunda kim oturyo olursa o ikisini Çağatay beyin kilerinde 15 dakika misafir edicez" diye anlatmaya başladı mert sonra devam etti " iki aynı cins çıkarsa tekrar şişe çevirilir şanslı kişiler içerdeyken bizde burda bahse giricez içerde ne olucağına dair " bu oyun çok saçmaydı ama şuan kalkarsam korkmmuşum gibi gözücektim hoş oraya biriyle girme fikri çok hoşuma gitmemişti içlerinden biri " hadi çeviriyorum " diyip şişeyi çevird. VEEE  BİNGO şişenin bi ucu bende durmuştu kafamı kaldırdığımda diğer ucunda Çağatay ve Mertin tam ortasındaydı. " tamam Su bu durumda kimle girmek istersin "  Melis bu soruyu bana şuan gerçkten soruyodu "tabikide ikisiylede gitmiycem tekrar çevirin " "bencede" bana katılan yanımda oturan kızdı " ooo abi bune yaaa kura çekelim bu şişeyle böyle yarım saat te anca bir çift içeri girer" alinin fikri herkese mantıklı gelmiş olucaktıki kızların adını bir torbaya erkeklerin adını bir torbaya yazıp attılar sonra mert beyimiz sehpanın üzerine çıkıp erkeklerin torbasından çıkan ismi söyledi "ÇAĞATAY " kimin çıkıcağını bilmiyodum ama çağatayın başka bir kızla orda 15 dakika geçiriceği fikri hiç hoşuma gitmemişti. sonra sıra kızların torbasından çekilcek isme geldi "SU" işte şimdi  hem rahatlamış hemde korkuyodum.

Mafyanın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin