Papulü beyliği, susuz bir yaz geçirmişti. Uzun zamandır yağmayan yağmurun Tanrının bir cezası olduğunu düşünüyorlardı. Tanrıya bir adak adarlarsa bu sorunu çözeceklerine inanıyorlardı.
Papılü beyliğinde, Gobo denen insan benzeri canlılar yaşıyordu. Bu canlıları insandan ayıran en temel özelliği, kafalarının normal insanlardan neredeyse iki kat kadar büyük olmasıydı. Bir başka farkları, erkeklerin meme uçlarının olmamasıydı. Goboların nüfusu ağırlıklı olarak erkeklerden oluşuyordu. Hemen hemen kadınların dört katı kadar erkek vardı. Bu orantısızlık inançlarını şekillendirmişti.
Gobolar, bağlı bulundukları Alexa imparatorluğu gibi, toprağa tapıyorlardı. Tanrı olarak gördükleri toprakla her iletişimlerinde ölçülü ve şükran dolu davranıyorlardı. Adımları sakin ve dua ederek attıkları için yavaş yürürler, koşmak için öncelikle tanrıdan izin isterlerdi. Dışkılarını, toprağa bırakırken dua ederler, toprağı işlerken ilahiler söylerlerdi.
Topraktan sonra en kutsal varlıkları kadınlardı. Kadınlar, doğurabildikleri için tanrının elçileriydiler. Dünyaya adım atmış her canlı, tanrının bir mesajıydı ve bu mesaja aracılık eden kadınlar Tanrının elçileri olarak görülür ve kutsal sayılırlardı.
Gobo kadınları, dünyada kadınların hiç bir zaman erişemediği bir güce erişmişlerdi. Onlar, istediği kadar erkekle evlenebilirlerdi, karar alınacağı zaman muhakkak onların oluru olması gerekiyordu. Ev işlerini, çocuk bakımını erkekler yapardı, kadınlar idareden sorumluydular. Papulü, bundan dolayı diğer tüm beyliklerden daha ileri bir seviyedeydi. Suyun kullanımından, tarlalardaki verimliliğe kadar dönemin öncülerinden olmuşlardı.
Yağmur için adanacak adak da, elbet kadınlarla ilgiliydi. Tanrıdan bir dilekte bulunacakları zaman, tanrının elçisi olan kadınlardan bir parçayı, bu genellikle göz yaşı olurdu, toprağa verirlerdi.
İşte Miranya Vuraka Mex, Papulü köyüne geldiğinde, kadınların üç gündür biriktirdikleri göz yaşları, ilahiler eşliğinde toprağa dökülüyordu. Herkes, aynı anda toprağa dokundu ve yağmur için tanrılarına yalvardı.
Kadınlar bu kutsallıklarına rağmen bunu bir avantaja dönüştürmemişlerdi. Erkeklerin iradeleri dışında bir hayat yaşamaları uygun görülmüyordu. Bir kadın, ikinci bir kocayı alabilmek için mutlaka ilk kocasından onay almalıydı ve bu durum bütün evlilikler için geçerliydi. Kocaları birbirleriyle anlaşamayan kadınlar mutlaka çözüm bulmak zorundaydı. Kadınların kocalarına şiddet uygulanması hiç hoş karşılanmazdı. Evlenmek istemeyen erkekler, Papulü sultanı Pima'nın sözlü kanunlarında özgürdüler ancak, bazı yobaz kadınların mahalle baskısı kurması da inkar edilemez bir gerçekti.
...
Mex, adak törenini izledikten sonra Vemi'nin yanına gitti. Vemi, yaşlandığı için işleri azalmıştı, kendisini geçindirmekte zorlanınca, köyün zenginlerinden Gagaza'nın beşinci kocası olmaya razı olmuştu. Kumalarından ikisi tarla ile, biri ev işleri ve Gagaza'nın kimden olduğu bilinmeyen çocuğuyla, zaten köydeki çoğu çocuğun babası bilinmezdi, ilgilenirdi, diğer kocası ise Gagaza'nın peşinde dolanır, gün boyu yalakalık yapardı. Vemi, yaptığı anlaşmadan dolayı sadece eve para verir, Gagaza istediği zaman onunla yatardı. Mex geldiğinde, ahşap evin en arka odasına geçtiler.
Mex telaşlı ve kaygılıydı. Ellerini nereye koyacağını bilemiyordu, aklından geçenleri anlattıktan sonra Vemi'nin de öyle olacağını biliyordu. Bütün hayatını değiştirecek planı bir solukta anlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ava - İnsanlık tarihinin en eski ve en muhteşem efsanesi
FantasyVava Beyliğinde çobanlık yaparak geçimini sağlayan Bamaguka, bir koyunun kaçması sonucunda, insanlık tarihinin en büyük keşfini yaparak. Bir mağara içinde bulduğu göl suyunu, içtikten hemen sonra dizlerinin ağrısı geçer, dişlerinin çürüğü iyileşir...