1. Bölüm

95 8 0
                                    

Medya: Lexa ve arkasındaki anormali benzeri işaretler...

Öğleden sonraydı, komutanın gün içerisinde en rahatlatıcı bulduğu zaman dilimlerinden sadece bir tanesi. Rahatlaması ve ruhunun daha akıllıca seçimler yapabilmesi için gerekli olan bir zamandı. Güneş ışığı zayıf perdeler arasından delici bir şekilde vahşi kahverengi ve örgülü saçlarına vuruyordu. Kapalı gözlerinin ardındaki seslerin, eğer şanslıysa görüntülerin canlanması için iradesinin neredeyse tamamını kullanması gerekiyordu. Sakinleşmek için günün bu saatlerini kullanması dışarıdan bakıldığında oldukça normal geliyordu, belkide bir rutin olabilirdi, ancak komutanın iç yapısını görebilselerdi, omuzlarındaki yüke birkaç saniyeliğine sahip olabilselerdi, beynindeki her bir sinir hücresini sıkarak önceki komutanlardan ne tür bir öneri alabileceğini öğrenmeye çalışması kendini harap etmesi için yeterli bir sebepti.

Akıl hocalarının ona öğrettiği gibi, yıllarca komutanlık için aldığı eğitimleri kanıtlarcasına, omzundaki yılların verdiği yükü onurla taşıdı. Halkı için yaptığı ve yapmaya devam edeceği fedakarlıkların farkındalığıyla yaşadı. Sekiz yaşından itibaren çocuk olduğunu unutarak yaşadı. Doğduğu yerde yaşayan diğer çocuklar futbol oynamak için dışarı çıktıklarında ebeveynleri onun oynamasına izin vermediklerinde ömrünün zaten böyle olacağını bilerek yaşadı. Bir yerini kanatmasından, kanının geceye bürünmüş renginin ortaya çıkmasından korktuklarını bilerek yaşadı. Çünkü biliyorlardı, basit bir şekilde sonlanmayacağını, böyle doğan her çocuğun başına gelenleri biliyorlardı, kanlarının renginin farklı olması yüzünden ölüme nasıl bile bile atıldıklarını biliyorlardı. Fedakarlık adı altındaki bir intihar girişimiydi bu! Karakan çocuklar üç hatta şanslı iseler dört yaşlarında tespit edilir edilmez toplanarak başkent Polis'e getirilir ve ebeveynleriyle hiçbir zaman tekrar bir araya getirilmezlerdi. Her karakanın kendisine özel en az bir tane akıl hocası vardı, yaşları arttıkça akıl hocaları arttı.

Esmer her zaman inatçı biriydi, elbette içindeki o yaramaz çocuk onu ele geçirdi. Arkadaşlarının onu kışkırtması da çocuğun sinirlerini bozuyordu. Ailesinin onu neden diğer çocuklardan ayırmaya çalıştıklarını anlamadı. Ailesi onu hiçbir zaman sevmedi mi? Neden sürekli onu eve kapattılar. Okula bile gidemiyordu, ama o sıralarda sadece dört yaşındaydı ve elbette okula gidemezdi. Yinede kendisinden yaşlarca büyük çocukların okul maceralarını gizlice dinlemekten zevk aldı.

Çocuklarla fazla etkileşimde bulunmasına izin verilmedi. Çünkü esmer gerçekten de yaşına göre fazlasıyla zeki ve özel bir çocuktu. Konuştuğu kişiyi kendine bağlayabilme ve kendine hayran bırakabilme gibi özelliklere sahipti. Fazlasıylada sosyal bir çocuktu, akıl hocaları tarafından yaratılan şimdiki ruh ile sekiz yaşlarından önceki ruh arasında hiçbir benzerlik taşımıyordu. Eskiden esmerin yemyeşil gözlerinin içi parıldardı, yapmayı sevdiği şeylerden bahs ederken, yapmayı planladığı şeyleri büyük bir merakla anlatırken, öylesine ilgiyle anlatırdı ki sanki planladığı şeyleri yapmış gibi.

Belkide eskiden şimdiki duygusuz ruhuna verilen tek hediye buydu. Planladığı şeyleri yapmış gibi hissetmesinden bahs ediyoruz, hiç durmadan çalışmalarının sonunda klanları bir araya toplamayı başarmadı mı? Komutan olmaya adım attığı ilk zamanlarda kara komutanın baskın tavırları sayesinde her bir karakan çocuğun duygularından arınmasını seyretti. Bu geri dönüşü olmayan bir yol gibiydi. Olaylara davranış biçimleri, yüzlerinde nefes aldıklarını bile saklama biçimleri, acı çektiklerinde -ölüm raddesinde olsa bile- acıyı hiçbir şekilde yüzlerine yansıtamamaları. Gözlerinde hiçbir şekilde hüzün olamazdı, hatta kızgınlık bile olmazdı, düşmanlarına baktığında içindeki hiçbir duyguyu belli edemezdi. Ve evet sayısınca çok ve her geçen saniye sayısı katlanarak artan düşmanlara sahip olacaktın.

The Second ChanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin