Yeni yılın ilk ayından geciken bir bölümle sizlerleyim arkadaşlar. Kıymetli yorumlarınızı ve eleştirileriniz bekliyorum. İyi okumalar....
HAVA ALANI
"Bu ne biçim cümle Domen. Kendine iyi bak. Boş versene bana en iyi sen bakardın. Hoşça kal."
Lisa'nın son sözü ile donup kalan Domeniko onun uçağa binişini sessizce seyrediyordu. Neyin inadını yaşıyorlardı. Burada kalırsa yakalanacaktı. Türkiye de babasını asla göremeyecekti. O zaman neden gitmiyordu. Lisa onun ruhuydu ve kendi ruhunun ondan uzaklaşmasına neden izin veriyordu.
Lisa sert adımlarla ilerlerken bir taraftan da söyleniyordu. "Beni koruyacağına söz vermişti. Ben şimdi tek başıma ne yapabilirim onu düşünmeliyim. Ona minnettarım elbette ama asırlar boyunca beni yalnız bırakan bir adamdan öteye gidememişti değil mi ne de olsa " derin bir nefes alıp uçağın kapısından içeriye son adımını atarken duyduğu sesle olduğu yerde dondu.
"Bayan Lisa derhal uçaktan inin bu bir emirdir."
Lisa ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Kurtuluşun son adımını atacakken bu sesi duyması hiç iyi olmamıştı.
"Tekrar ediyorum Bayan Lisa derhal uçaktan inin."
Uyarının yenilenmesi ile yapacak başka bir şeyi olmadığını anlayan Lisa ellerini yukarı kaldırarak yavaş yavaş arkasını dönmeye başladı.
Ona uçaktan inmesini söyleyen sese doğru yüzünü tam anlamı ile dönemeden uçağın girişinden içeriye doğru güçlü iki kolun onu sarıp ittirmesiyle yere düştü. Oldukları yerde iki büklüm onu saran kişinin kollarında uzanırken Domeniko'nun;
"Caner bu uçağın hemen kalkması lazım." dediğini duydu.
Büyük bir telaş içerisine giren Caner hızlıca kapının kapatılmasını söyledikten sonra kalkış emri verdi. Sabırsızlıkla uçağın havalanmasını beklerken uçağın motor bölümüne saplanan kurşun sesleri hepsinin birden nefesini tutmalarına sebep olmuştu. Motorlara yönelik saldırı oldukça korkutucuydu.
Uçak havalandıkça silah sesleri gittikçe uzaklaşmaya başlamıştı. Bu durumda kurtulmayı başardıklarını anlayan Caner sırıtarak;
"Oldukça etkileyici bir hareketti Bay Domeniko." dedi.
VATİKAN KÜTÜPHANESİ
İnliyordu.
Yer altı geçidinin koridorunda acı içerisinde kıvranan Antonio henüz onu bulamamış olan askerlerine lanet okuyordu. Karın boşluğundan dışarı doğru yavaşça boşalan kanları artık bilincini kaybetmesine sebep olmaya başlamıştı. Kurtulmak istiyordu sadece kurtulmak ve kendi elleriyle onu vuran kişiyi öldürmek istiyordu. Onu bulacak ve asla acımayacaktı.
Bilinci tamamen kapanmadan önce gördüğü beyaz elbiseli kadının korkunç gözleri nutkunun tutulmasına neden olmuştu. Bu da neyin nesiydi? diye düşünürken kendini kaybetti Antonio...
***
Vatikan Kütüphanesi'nin revirinde gözlerini açan Antonio ne zamandır burada olduğunu merak etti. Yavaşça yattığı yerden doğrulan adam karın bölgesinde oluşan şiddetli ağrı ile inledi.
Derin bir nefes alan adam vurulduğu anı anımsadı. Onları yakalamış ve zafer gülüşleri arasında onların teslim olmasını istemişti. Domeniko'nun dikkat dağıtan hareketi ile Lisa mahzene girmişti. Antonio ise Domeniko'yu omuzundan vurmuştu. Domeniko'yu vurduktan sonra adamın yere düşüşünü fırsat bilen Antonio. Domeniko'yu kelepçelemek adına adamla bir süre boğuştu. Boğuşma sırasında bilincini kaybeden Domeniko'ya bakıp elinden fırlayan kelepçeyi almak adına ayağa kalktı. Bir iki adım attıktan sonra karanlıktan gelen bir kurşunla vuruluşunu ve yere yığılışını düşündü. Domeniko yerde baygındı ve Antonio'nun arka tarafında kalıyordu. Domeniko onu vurmuş olsaydı eğer kurşun girişi bel kısmından olurdu. Ama Antonio önden vurulmuştu. Sinirle geriye kalan tek olası seçeneği düşünerek dişlerinin arasından tıslayarak;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSA "Son Halka"
Mystery / ThrillerAsıl canavarın Medusa olmadığını anlayacaktı Lisa. Kaderlerinin birleştiğini, dalınca taşa çeviren gözlerine bakarken anlayacaktı. Güçlü ve çok güzel bir kadının tecavüze uğraması, şeytanlaştırılması, ardından da ataerkil toplum tarafından katledilm...