Bugün ilk büyük gün. Aselaşkımın istemesi var. Üç gün önce Hatay'a gelmiştik. Canım ailem nasıl da özlemişim onları, odama girince ufak çaplı bir duraksama yaşadım. Neden mi? Duvarımın neredeyse her yeri Beşiktaş posterleriyle kaplıydı. Küçüklüğümden beri koyu Beşiktaşlıyım. Beşiktaş candır. Her neyse konudan çok saptım, bu üç günde ailelerimizle hasret giderdik şimdi de Asel hanımı saçlarını yaptırmak için ikna etmeye çalışıyorduk.
-"Yahu rahat bırakın beni yapmayacam hiçbir şey saçlarıma. Zaten isteme olduğunu unuttum pembeye boyattım."
-"Yok böyle bir şey ya. Kız resmen istemeyi unuttu."
-"Ya Nergisçiğim ve Damlacığım siz Asel'i bilmiyor musunuz? İsteme olduğu için dikkat etmiyor, isteme olduğu için saçlarını yapmak istemiyor. Nişanda elbet yapacaktır değil mi Asel?"
-"Hay ağzın bal yesin Ela. Süslenmeyi seviyorsanız siz süslenirsiniz. Ayrıca nişanda da düğünde de abartılı şeyler yapmayacağım"
-"Saçmalama"
-"Ya Allah aşkına ne saçmalamaması Damla? Düğün benim düğünüm sade bir şey istiyorum. Kendi düğününde ne istersen yap."
-"Ya kanka bunu boşver de fan fin fonda karışmaz umarım."
-"Hahahaha taktik verecem kanka."
-"Ya Nergis şu sapık neyse de senden beklemezdim ya."
-"Ne var kanka ya."
-"Yaw onu bunu bırakın da ben odama girdiğimde Beşiktaşlı damarım kabardı."
-"Fenerbahçe varken Beşiktaş neymiş ya?"
-"Aynen öyle"
-"Kızlar kızlar yapmayın ama Hatayspor varken Beşiktaş-Fenerbahçe bunlar boş"
Evet Ela ve Nergis Fenerbahçeliyken Asel Hataysporluydu.
-"Ya bu şimdi konuşulacak konu mu?"
-"He ya. Bizimkiler gelmedi mi daha?"
-"Bir haber yok henüz."
-"Kızlar saçımı hafif kıvırcık yapacağım "
-"Ha şöyle yola gel."
-"Sus Damla"
İşte bööyle sohbet ederken akşam oldu, hazırlandık, Asel'in saçını yaptık falan filan. Sonra erkek tarafı geldi sohbet muhabbet edildi şimdi ise kahveleri yapıyorduk.
-"Baharat koyacak mısın?"
-"Hayır"
-"Sirke?"
-"Damla çocuğu zehirlemeyi mi düşünüyorsun?"
-"Tuz koy bari"
-"Hayır"
-"Tuz neden koymuyorsun ya?"
-"Saçma buluyorum çünkü tuzlu kahve muhabbetini. Koymayacam hiçbir şey."
-"I-ıh yok. Ben sonra hallederim onunkini. Şimdi gerek yok."
-"Nasıl istersen."
Kahveleri yaptıktan sonra içeriye dağıtıma çıktık. Atlas enişte kahveyi tereddütlü içerken içinde hiçbir şey olmamasına şaşırdı tabii. Asel de göz kırpmıştı.
Kahve faslı da bittikten sonra kızımızı oğullarına istediler, kızın fikri sorulduktan sonra oğlana verdiler böylelikle isteme faslı bitti.
(Arkadaşlar bu faslı yazmak istemediğim için atlayarak, kısa keserek yazdım)
Bir süre daha sohbet ettikten sonra büyüklerden müsaade isteyip dışarıya çıktık. Bugün yılbaşı gecesiydi ayrıca Ela'nın da doğum günü. Biz de doğum günü, yılbaşı ve istemeyi kutlamak için künefe yemeye gittik. Yanımıza Miray ve Miran'ı da aldık tabii. Çok garip bir ikiliydiler. Birilerine laf sokup duruyorlar sürekli.
-"Yeter ama ya"
-"Ne oluyor oğlum?"
-"Kanka kesilmiyor peynir. Hem kaşık mı verilir künefe yerken?"
-"Ay Yalın ya alemsin."
Saat 12'ye geliyordu. Şimdiden torpil sesleri etrafta yayılıyordu. Aslında yılbaşını fazla önemsemeyiz ama kutluyoruz işte. Kısa bir zaman sonra geri sayıma başlandı ve sonrasında havai fişekler, torpiller patlamaya başladı. Gökyüzünü izlerken belime dolanan bir çift kolla yüzümde gülümseme oluştu.
-"Mutlu yıllar sevgilim."
-"Mutlu yıllar."
Diğerlerine baktığımda hepsi gülümsüyorlardı. Mutluyduk.
-"Doğum günün kutlu olsun Ela"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Asel'in saçı (Kafasındaki şey yokmuş gibi düşünün)
💫💫💫
Bir bölümün daha sonuna geldik. Biraz geç oldu ama hepinizin yeni yılı kutlu olsun. Umarım bu yıl geçen yıldan çok daha iyi geçer. Sağlık dolu bir yılınız olsun. Sevgiyle kalın. Ayrıca yıldızı parlatmayı 🌟 unutmayın. 💚
