Bölüm 4

428 71 20
                                    




      SOHBET

Aralık 2022; Yibo (2013'den) 16, Xiao Zhan 31

Xiao Zhan'ın parmaklarının etrafında henüz yüzük yoktu. Pekala, diye düşündü Wang Yibo. Bu,  2023'den önceye geldiğini anlamına geliyordu. Xiao Zhan bir şekilde hâlâ bekardı. Yibo'nun en sevdiği dönemdi. Wang Yibo, Xiao Zhan'ın öğrettiği gibi, guaj boyalarını görev bilinciyle farklı tonlara ve renklere karıştırırken kendi kendine gülümseyerek mırıldandı. Xiao Zhan'ın telefonundaki döngüde çalan hüzünlü ve tatlı piyano melodilerinin aksine sersemliği bir süre devam etti ama bir süre sonra, kendini tuttu. İçinde yeniden dirilen hisleri bastırmak istedi ama sadece içten içe öfkelendi ve Xiao Zhan'ın en sevdiği şarkıcı Yanzi Sun'ın "Kepler" şarkısını mırıldanmaya devam etti.

"İyi bir ruh halinde gibisin." Xiao Zhan dalgınca söyledi. Wang Yibo'dan birkaç metre ötede, önünde duvara dayanmış büyük bir tuvalle yerde oturuyordu. Wang Yibo, hâlâ başlangıç seviyesinde olduğundan, henüz şekilleri tam olarak kavrayamamıştı ama bittiğinde bir başyapıt olacağından emindi. Daha önce birkaç eserini görmüştü ve hepsi çok güzeldi.

Xiao Zhan'ın küçük bir sanat stüdyosu ve galerisi vardı. Yibo'ya, tanıştıklarında asıl yaptığının bu olmadığını çünkü gençken "özsaygısı" ve "güveni"ne dair bazı problemleri olduğunu ama şimdi içinin rahat olduğunu, stüdyonun yakında gelişeceğini söylemişti.

"Ben her zaman iyi bir ruh halindeyim." Wang Yibo alayla konuştu.

"Hayır, değilsin."

"Evet. Öyleyim. Evde iyi bir ruh halinde değilsem bile atladığım ve Zhan-ge'nın yüzünün önünde belirdiğim an da ruh halim anında yükseliyor." Ona yaramazca sırıtıp yeşil-sarı boya kutusunu uzattı.

Xiao Zhan gülümsedikten sonra karışıma göz atıp "Daha fazla beyaz ekle." dedi ve Wang Yibo ekledi.

"Yalan söylemiyorum bu arada." mırıldandı. Elindeki işten gözünü ayırmazken boynu biraz sıcakladı. "Doğruyu söylüyorum. Buralarda olmayı... seviyorum." Senin etrafında olmayı. "Seni görebileceğim herhangi bir zamana atlamayı. Başlarda atlamak berbat hissettiriyordu. Ama Zhan-ge ile zaman geçirmek her şeye değiyor."

Wang Yibo, Xiao Zhan'ın cevap olarak bir şey söylediğini duymadı ama yüzündeki ifadeyi ölçmek için gizlice baktığında, Xiao Zhan'ın gülümsemesini bastırmak için alt dudağını dişlediğini gördü. O resmine devam etti, Wang Yibo da memnun bir şekilde başını çevirdi.

"Sadece takılıyordum. Sana inanıyorum." Xiao Zhan bir süre sonra konuştu.

"Öyle mi?"

"Mn. Sonuçta bu günlerde biraz karamsar ve huysuzsun. Benim zamanımdaki senden bahsediyorum. Bu yüzden ne zaman seni görsem—stresten uzak ve mutlu olan genç hâlini—aradaki farkı anlamak zor olmuyor ve kısmen de olsa bunun nedeni olduğuma sevindim."

Wang Yibo, Xiao Zhan'ın sözlerine sessiz kaldı. Bir süre sonra konuştuğunda sesi kayıtsızdı ama birazcık duygu hissediliyordu. "Ben..." diye başladı. "Yani... Büyüdüğüm zaman böyle biri mi olacağım? Arkadaşlarının yanında olmak için zar zor zaman ayıran züppe bir yetişkin?"

"Yibo... Sen..."

"Yani, senin yanına ne zaman atlasam kendimi görmüyorum. Ben ve sen hakkında da çok konuşmuyorsun, söylediğin kadar yakın değiliz gibi görünüyor. Ve şimdi de benim huysuz biri olduğumu söylüyorsun..." iç çekti. "Böyle mi büyüyeceğim?"

Xiao Zhan yavaşça kafasını salladı. Artık gülümsemiyordu ve gözlerinde biraz hüzün saklıydı. Ama hâlâ umutlu ve güven verici gözüküyordu. "Yibo... Birbirimize geleceğimiz hakkında her şeyi anlatarak... hayattaki davranışsal kararlarımıza müdahale etmemize iznimiz olmadığını biliyorsun. Bunları konuştuk zaten."

Between Holocenes: The Future  |  Yizhan [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin