Gece Masalı (+18 içerir)

1.Bölüm

Kulağıma dolan çığlık sesiyle yüzümü buruşturup kafamın altındaki yastığı alıp yüzüme koydum ama ne yaparsam yapim ses susmuyordu. İstemeyerekte olsa yastığı yüzümden çekip sesin sahibine baktım.

"Sabah sabah niye çığlık atıyorsun Ece"

"KIZIM KALK ARTIK AKŞAMKİ PARTİYE HAZIRLANMAMIZ LAZIM"

Ne kastetiğini anlamaya çalıştım sonuç olarak hiç bir şeye varamayınca soran gözlerle baktım.

"SAKIN BANA UNUTTUĞUNU SÖYLEME. BUGÜN CENKLER EVLERINDE PARTİ DÜZENLİYOR YA GECE"

Cırlama sesiyle yüzüm istemsizce değişik hallere büründü

"Ben gelmiyorum Ece, sen gidiyorsun. Şimdi lütfen cırlamayı bırak mışıl mışıl uyumaya devam edeyim"

Ece'ye arkamı döndüm yastığıma sarılıp uykuya kendimi verecekken kolumu çekiştirmeye başladı. Pes edip ayağa kalktım

"Of Ece of kalktım işte"

"Şimdi git yüzünü yıka sonra buraya geliyorsun" saatine baktı ve cırlamaya devam etti. "Gece saat 3, çabuk ol hazırlanmak için sadece 3 saatimiz var"

Belimden tuvalete doğru ittirip dolabıma döndü ve bütün ilgi alanı artık dolaptı.

18.20
"GECE"
Bütün eve dolan ismimle Ece'nin yanına gittim.

"Söyle Ece, Buyur Ece, Ne var Ece, Noldu Ece!"

"Hangi renk ruj süreceğime emin olamıyorum"

Elindeki tahmini 10'a yakın sadece tonları farklı pembe rujlara bakıp yüzüne baktım. Eger bir cevap vermezsem daha önceki tehditlerinin bir üst sürümünün geleceğine eminim. Yanına gidip rastgele birini aldım.

"Kesinlikle bu ton tam senin rengin"

Elimdeki ruju alıp ona kalem seçerken aynadan Ece ile kendime baktım. Ece fiziğini ortaya çıkartan dar uzun kollu siyah bir tulum giymişti sarı saçlarıyla makyajiyla çok güzeldi bende Ece'nin seçtiği siyah dar uzun bir elbise giymiştim.
(Görsel olarak isteyenlere multimedyada)

19.10
Taksi Cenklerin villasının önünde durur durmaz Ece heyecanla taksiden inip insanlara bakıyordu. Taksici abiye parasını verip indim ve daha yeni gelen insanların arasına karışıp yürümeye başladık.

"Bak Ece lütfen hayatında ilk defa partiye geliyor gibi davranma kaç kere gittin partilere gözlerinden havai fişekler çıkıyor"

Gözlerini devirip koluma girdi "Asıl senin böyle olman gerekiyor Gece. İlk defa partiye gelen sensin"

"Sevmiyorum içip içip sapıtan insanları. Alkolsüz dediğin ve günlerdir başımın etini yediğin için geldim"
Villanın içine girmiştik ikimizde susup etrafı izlemeye başladık. İnsanlar dans edip ellerindeki içecekleri yudumluyorlardı. Ece beni koltuklara çekip oturttu ve hemen telefonunu çıkartıp foroğraf çekmeye başlamıştı bile. Önümdeki su şişesini alıp içtim.
Aradan yarım saat geçmişti Ece hala şarkılarla videolar fotoğraflar çekiyordu bense 2 su şişesini bitirmiş 3.yü yarılamıştım.

"Ece bir sorunumuz var"

"Noldu"

"Tuvalet ihtiyacım var sanırım hemde ne kadar erken olabilirse"

"Tam-"

"Kızlar!" Sağ taraftan gelen sesle döndük ve Ece yerinden koşarak sesin sahibinin kollarına bıraktı kendini

"Yine çok güzelsiniz" Furkan'ın iltifatıyla ben gülümsedim Ece'de ikimiz için yanaklarından öptü. Furkan bizim çok yakın arkadaşımızdı.

Ece bu seferde Furkan'la fotoğraflar çekmeye başlamıştı. Artık dayanacak gücüm kalmadı ve ayağa kalkıp evde gezinmeye başladım. Alt katta mutfak ve içinde kendilerine içecek alan insanlar geziniyordu. Karşıda yukarı çıkan merdivenleri görünce oraya doğru yöneldim ve üst kata çıktım. Kolidorda yürürken karşıma çıkan ilk kapıyı yavaşça açtım ve temizlik odası gibi bir yer çıktı karşıma.
Kolidorun sonunda olabileceğini düşünüp ortadaki kapıları es geçtim ve kapıya bir kaç kere vurdum. Eğer tuvaletse kimseyi basmak istemem.
"Dolu!" Diye tok bir ses bağırdı. Geri dönemezdim çok sıkışmıştım kapının önünde beklemeye başladım. Içerden anlaşılması zor sesler geliyordu ama umursamayıp beklemeye devam ettim.

2 saat geçtiğine emindim artık. Kapıya sertçe tekrar vurdum

"Beyfendi orda naptığınızla emin olun hiç ilgilenmiyorum ama tuvalette saatlerinizi lütfen evinizde geçirin"

Cevap gelmeyince dahada sinirlendim ileri geri yürürken artık son raddedeydim

"Bana bak ne yapıyorsan içerde umrumda değil çık şu lanet tuvaletten artık. Ne yedin ne içtin bilmiyorum tuvaletinde bir kapasitesi var lahamlar senin yüzünden taşacak!"

Sinirle kapı açılmış gozlerinden alev çıkan bir çocuk önümde durdu

"Asıl sen bana bak baş belası sana insanların özel alanlarına burnunun sokulmaması gerektiği öğretilmedi mi"

"Benim baş belası olduğum konusunda tartışırız ama senin laham suratını şuanda çekemeyecem, çekil önümden"

Karşıdan sahte bir kahkaha yükseldi ve sinirle kafasını bana doğru eğip kaşlarını çattı

"Laham suratlı mı? Ciddi misin? Kızlar bu surat için her şeyi yapıyorlar"

Göz devirip kolundan itip tuvalete girdim ve sonunda olabilicek risklerden kurtulmuştum..