Yüksek bir gürültüye Shikamaru'nun başının üzerinden bir göktaşı geçti. İz bırakarak bir dağ sırasının ötesinde kayboldu. Biraz sonra, bir patlama sesi ve mantar şeklinde devasa bir bulut belirli - bu tüyler ürpertici bulutun arkasında nasıl bir hasar meydana gelmiş olabilir?
Shikamaru avcunu açtı ve ortaya çıkan saati kotrol etti. Saat insanlığın yok olmasına kadar hiçbir gecikme göstermedi.
Sai'nin Hanabi'yi ve düşmanı kaybettiği ormanın üstündeki gökyüzündeydiler. Hem Hanabi'den hem de shinobiden kalıntılar - bir tür ipucu olması mümkündü.
Shikamaru ve diğerleri Sai'nin yaptığı mürekkep kuşlara ayrı ayrı binerek araştırıyorlardı. Shikamaru, Sai ve Sakura ayrı kuşlara binerken, Hinata ve Naruto birlikte bir kuşa bindi. Hinata düşmanın hedefiydi. Endişeden dolayı ekibin en güçlü üyesi Naruto'nun yanına yerleşmesine karar verildi.
Naruto'nun atkısı gökyüzündeki soğuk rüzgarda dalgalandı. Arkasında Hinata byakuganıyla yeri aradı.
"!"
Bir an için karlı yüzeyde alışılmadık bir şey fark etti. Bir kunainin sapı karın üstünde hafifçe görünüyordu. Heycanlı bir şekilde Naruto'nun omzuna dokundu ve ona inmesini söyledi. İner inmez Hinata mürekkep kuşdan atladı ve kanaiyi kardan çıkardı.
Pembe bekeli bir kayış-
"Bu Hanabi'nin kunaisi..."
"Belki Hamabi senin fark etmen için düşürmüş olabilir, Hinata."
Hinata byakuganıyla kanaiye baktığında Hanabi'nin chakrasını hafifçe hissedebiliyordu. Çakra bir iz bırakıyormuş gibi ormana doğru devam etti. Dahası Hinata Byakugan'ıyla beraber patikaya bakarken, kuzeybatı yönünde çok uzakta bir mağara girişini görebiliyordu.
"Çok derin bir mağara... Yer altında devam ediyor. Bir kaynak bir ve parlıyor."
"... Gidip kontrol edelim." Dedi Shikamaru arkadan yaklaşarak.
Özel yalnız bir kalenin bir odasında: (nasıl yazsam bilemedim ;-;)
Hanabi abartılı bir misafir odasının yatağında uyuyordu. Kapı açıldı ve gümüş saçlı yakışıklı bir genç odaya girdi. Toneri'ydi. Gözleri eskisi gibi kapalıydı. Ellerini uyuyan Hanbin'nin gözlerine koydu ve bir şeyler hissetmeye çalıştı.
"Bu iyi. Bu Kekkei Ganki kesinlikle saf ve taze bir Hyuga Byakugan'ı!
Çok mutlu Toneri gözlerini açtı, iki yuvada da gözleri yoktu.
~
Ormanın çalılıklarında gizlenmiş mağaranın girişi açıktı. Shikamaru ve diğerleri çevrelerine dikkat ederek mağaranın karanlığına doğru ilerledi. Düşmanın ortaya çıkacağına dair bir işaret yoktu. Merkeze doğru ilerledikçe büyük bir kireçtaşı mağarasına ulaştılar. Yukarıya bakınca çatının kayalarıyla oyulmuş büyük bir shinobi harfi görebiliyorlardı.
Sai Shikamaru'ya "bu karakter 'a-un'daki' a" dedi.
"Sanırım bu "başlangıç" anlamına geliyor."
Berrak suyla dolu bir pınar vardı ama o kadar derindi ki bakıldığında dibi görülmüyordu. Kaynak mağaranın sonundaydı ve devam eden başka yol yoktu.
"Hey Shikamaru, bana buna dalacağımızı söyleme?" Naruto garip bir şekilde huzursuzdu.
"Evet yapacağız."
"Islanacak mıyız?"
"Elbette"
"Bana 'elbette' deme!"
Naruto aceleyle atkısını çıkartıp sırt çantasına koymaya başladı.
"Peki ya senin atkın ıslanırsa! Sen küçük bir çocuksun..."
"Bu çok değerli bir şey!" Naruto, Sakura'nın alayına sert bir şekilde çıkıştı. Onların yanındaki Hinata bakışlarını sezsizce diğer tarafa çevirdi.
"Atkını çıkarman gerekmeyecek gibi görünüyor."
Sai eliyle kaynaktan biraz su aldı.
"Bu su... dokunduğunda seni ıslatmıyor."
-
Shikamaru'nun takımı karanlık suda yüzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last: Naruto The Movie Türkçe (Naruhina)
RandomThe Last Light Novel'ini Türkçe'ye çevirmeye çalışıcam elimden geldiğince. Hiçbir yerde çevirisi bulamadım çünkü. Yazım yanlışlarını bi ara düzeltirim. -03.12.2020 devam etmeyi dusunmuyorum sanirim ne shipi ne animeyi eskisi kadar seviyorum