♡Görev-Süpriz♡

97 9 0
                                    

Güneşin yüzüme vurup beni rahatsız etmesiyle kalkmıştım hafiften kendime gelirken yanımda yaprağın olmadığını farketmiştim panikle bir anda ayağa kalktım ama niye panik yapmıştım sonuçta evde biyerdeydi yüzüme gelen saçları elimle şekil verip arkaya doğru attım ve iyice kendime gelmeye çalıştım.
Odadan çıkıp aşağı salon katına indim ve etrafa bakındım.
Mutfaktan ses gelince mutfağa doğru baktım yaprak kahvaltımı hazırlıyordu bu kız beni deli edicekti.
B:YAPRAK!
Y:Ne bağırıyorsun ya korktum.
B:Kızım sen malmısın.
Y:Sanada günaydın barış.
B:Ya günaydınına başlatma napıyorsun sen.
Y:Kör değilsen eğer kahvaltı hazırladığımı görüyor olman lazım.
B:Yaprak sen daha dün hastaneden çıktın farkındasın demi daha dün neler yaşadın yaşadık ama sen gelmiş burda kahvaltı hazırlıyorsun senin kendini YORMAMAN lazım anlıyormusun kafan basıyormu.
Y:Ya bağırmasana kulağımın dibinde,hayvan gibi sesin var kulağım sağır oldu.
B:Yaprak beni deli etme geç otur içeri acıktıysanda beni kaldırabilirdin.
Y:Ya sanada iyilik yaramıyor.
B:Senden iyilik isteyen olmadı geç içeri ben hazırlarım kahvaltıyı.
Y:Yok sağol sabah sabah azar yedim doydum iştahım kalmadı.
B:Ozor yodom doydom oştohom kolmodo deli etme beni geç otur içeri.
Y:Bikere ben öyle konuşmuyorum.
B:Zaten burdaki tek derdimizde konuşmaktı demi.
Y:Senle uğraşamıcam.
B:Ama ben senle daha çok uğraşıcam.
Dolaba yönelip dolaptan sütü çıkardım büyük bir bardağa doldurup içine bal koydum ve salona geçen yaprağın yanına ilerledim.
Y:İlk kız sonra süt getir içmiyorum.
B:İçermisin dediğimi hatırlamıyorum.
Y:Öküzmüsün.
B:Yok direk kabayım.
Y:Onu biliyoruz zaten.
B:Hadi çok konuşma al iç.
Yaprak sütü elimden alıp yere fırtatmıştı.
Y:İçmiyorum.
B:Ya sabır,kızım sen beni delirtmek mi istiyorsun şimdi döktüğün gibi kalk temizlede diyemiyorum hayır fırlattında ne geçti eline insan gibi içeydin nolurdu.
Y:Senin emirlerine uyma gibi bir zorunluluğum yok.
B:Yaprak sinirleniyorum farkındasındır umarım.
Y:Sinirlenirsen sinirlen senin emirlerinr uymuyacağım.
Yaprağa yaklaşıp iki yanağını bir elimin içine aldım yani çok acıtmayacak şekilde yüzünü sıkıyordum.
B:Yaprak son kez diyorum SİNİRLENİYORUM burda seni değil bebeği düşünüyorum birini daha kaybetmek istemiyorsan sus ve otur.
Elimi yanağından çekip arkamı döndüm ama tabi sonra sinirle ne dediğim aklıma geldi daha dün bir bebeğini kaybetmişken bugün yine hatırlatmıştım ama işte ben diyorum beni sinirlendirme diyorum ne dediğimi duymuyorum ki.
Yaprağın yanımdan çekip gittiğini çarpan kapı sesiyle anlamıştım ah salak kafam hızlı yaprağın odasına ilerledim,kapıyı açmak istemiştim ama kilitlemişti ve ağlama arasındaki o hıçkırık sesini duyuyordum yine kalbime bir bıçak saplanıyordu kalbim acıyordu onuda kendimide yine üzmüştüm.
Kapıyı tıklattım.
B:Yaprak kapıyı açarmısın.
Y:Barış GİT lütfen GİT.
B:Yaprak bilerek öyle demek istemedim.
Y:BARIŞ GİT.
Al işte özürde dileyemiyordum hayır benim sinirlenince kendim olmadığımı biliyordu dediklerimede uymuyordu uymak zorundamıydı hayır ama beni dinlemeyinceyede sinirleniyordum gereksiz bir döngüye giriyorduk.
Şimdi napmam gerekiyordu bu sefer nasıl affetirecektim kendimi onun acısına destek olmak isterken yarasına tuz basıyordum.
Bu ben değildim bu iyi barıştı ve iyi barış buna üzülüyordu.
Ayaklarım benden istemsiz yere kayıyordu.
Yere oturunca sadece öylece duvara baktım,yaprağın ağlama sesini kulaklarımda değilde kalbimde acı olarak hisediyordum.
Elime gelen bir damlayla ağladığımı farkettim.
Barış ozansoy ağlıyordu o kaba gözü hiçbirşeyi görmeyen barış ozansoy ağlıyordu.
Aşık olmayı sevmiyordum aşık olduğum zaman kendim olamıyordum çünkü birini kırdımmı kendimide kırmış oluyordum.
Ona sarılıp destek olmak okadar çok istiyordum ki,beraber ağlamak binlerce kez dediğim şey için özür dilemek istiyordum.
Ama yapamazdım ben yüzüne baka baka özür dileyemezdim ağlayamazdım çünkü ben kaba gözükmeye çalışan salak herifin teki barış ozansoydum.
Kendimi nasıl affetirecektim yani napmam gerekiyordu onu öylece ağlamaya bırakamazdım bebek içinde kendi içinde sağlıklı değildi.
Birşey yiyip içmemiştide şimdi yemek getirsem yermiydi ki yoksa süt gibi yeremi fırlatırdı.
Dışarı çıkalım desem yok oda olmaz.
Çıkmaz sokakta kalmış gibiydim ne denesem olmuyordu.
Acaba kendi ellerimle pasta yapsam uğraşsam kendimi affetirebilirmiydim acaba yaprak pasta seviyormuydu yada böyle küçük birşeyle mutlu olabilirmiydi ama pasta yapmak uzun sürecekti ozamana kadar ağlamasına izin mi verecektim hayır bu olamaz.
B:Yaprak.
Y:Barış sana git demiştim.
B:Ama sen ağlarken bırakıp gidemiyorum.
Y:Barış yalnız kalmaya ihtiyacım var git.
B:Ağlamıyacağını söyle gideyim.
Y:Ya sanane benim ağlamamdan sanane seni ne alakadar eder yürü git.
B:Benim yanımda benim görevimdesim yani ağlamanda benim umrumda anlatabiliyormuyum.
Y:Ya umrunda olmasın bende umrumda olmayım bebeğimde olmasın siktir git şu kapının önünden.
B:Gitmem için sadece ağlamayacağını söylememen yeterli.
Y:Tamam ağlamıyorum yeter ki yürü git şurdan.
B:Tamam gidiyorum ama ağlama.
Y:Tamam dedik ya ne uzatıyon git işte.
Kendi göz yaşımı silip salona doğru indim,sehpada olan telefonu elime aldım ve cevapsız aramayı gördüm patron aramıştı.
Geri arayıp beklemeyi başladım.
V:Barış evlat ilk defa telefonumu açmayı geciktirdin.
B:Başımda bir baş belası olunca biraz öyle oluyor.
V:Sende haklısın,eee çok zorluk çıkarıyor mu?
B:Yani bazen tersi oluyor ama genelde uslu duruyor.
V:Ozaman küçük kızın uslu durmasına ödül olarak git bir pasta al çünkü küçük hanfendinin bugün doğum günü.
B:Bugün mü eminmisin patron.
V:Emin olmadığım birşeyi söylermiyim ben.
B:Söylemezsin patron peki kocası hakkında bir bilgi var mı?
V:Daha pek bir iyileşme söz konusu değil zaten olursa ben veya bizim çocuklardan biri haber verir.
B:Tamam patron iyi günler.
V:Görüşürüz evlat.
Görüşmesini siktiğiminin adamı konuşurken bile tiksinerek konuşuyorum yavşak herif.
Yaprağa pasta yapma fikrini zaten düşünmüştüm en azından boş yere yapmamış olucaktım bir doğum günü amacı vardı.
Hediye almam vermem gerekiyormuydu hediye alsam ne almam gerekir ki hiçbir fikrim yok.
Tabi ya resim,resim iyi fikir yani yaprak pahalı yerine anlamlı şeyler isterdi yani bence ister evet kesinlikle resim çizmem gerek hatta bebeğin ultrason görüntüsünün büyük resim halini çizebilirdim yanınada küçük olarak yaprağın resmini benimde az çok resim yeteneğim var çizebilirdim bence ama tabi ilk pasta yapmam lazım.
Bu evde ne arasan var zaten pasta malzemeside vardır.
Telefondan bir pasta tarifi buldum ve önlük takıp kullanacağım malzemeleri ayarladım.
İlk pastanın kekini yapıcaktım,tarife baka baka malzemeleri koydum ve keki fırına attım.
Bu pişme arasında kekin sosunu hazırlamaya başladım.
Birazda oyalanınca pasta kekinin olduğunu anladım ve gidip fırından keki çıkardım.
Biraz soğumasını bekleyip keki ortadan ikiye bölüp içine çikolatalı sosundan koydum ve keki tekrar üstüne kapayıp bu sefer kekin üstünü sosla kapladım.
Ve üstüne biraz şekil verip buzdolabına koydum.
Yeterince güzel olmuştu bence yani bana bakılırsa bukadar iyi yapabileceğimide düşünmemiştim ama yapmıştım.
Resimden önce dışarı çıkmam lazımdı resim ne kadar güzel bir hediye olsada hazırlık yapmam lazımdı birşeyler almam lazımdı.
Cüzdanımı ve arabanın anahtarını alıp evden çıktım,yani yaprak kaçmazdı ama bu sinirle üzgünlükle dışarı çıkabilirdi buraları bilmiyordu kaybolurdu falan bunlarla uğraşmak istemiyordum bu yüzden kapıyı dıştan kilitledim.
Bahçede ilerleyip arabaya bindim,arabayı çalıştırıp yola çıktım.
İlk olarak elbise bakıcaktım yaprak pek kız gibi değildi ama bir günlük kız olsa güzel olurdu kısa elbise alsam açık diyip giymez kapalı alsam onuda giyermi orasıda biraz şüpheli ama bakıcaktım ve alıcaktım.
Birtane elbise vardı uzun uğraşlar sonrasında bulmuştum abartıydı ama çok hoşuma gitmişti,elbiseyi alıp kasaya gittim ama belki buna elbise bile denmiyordur bilmiyorum.
Elbiseyi aldıktan sonra hemen ayakkabıcı dükkanına girdim etrafa biraz göz attım ama bu sakarlıkla yaprağa topuklu ayakkabı alamazdım babet ayakkabı türleride hoşuma gitmemişti en iyisi spor ayakkabıydı yani düğün ayakkabısı gibiydide ama gündelik hayattada giyilirdi zaten sadece yaprakla ben olacağım için ayakkabının çok önemi yoktu elbise içinde gözükmiycektide.
Ayakkabılarıda aldıktan sonra özel bir kuyumcuya girdim ve kolyelere bilekliklere falan göz attım.
1 takım dikkatimi çekmişti yonca yaprağı halindeki kolye bileklik küpe aldığım elbiseyle uyumlu olabileceğinj düşündüm mağazadan taç'ta almıştım birde ayriyetten bir bileklik gözüme tatlı gelmişti onuda seçip adama parayı ödemiştim şimdi sıra süslemelerdeydi bukadar para harcayıp pastayı kendim yapmış olmam ayrı birşeydi ama neyse.
Son bir yere girip süslemeleride almıştım artık eve dönme vakti gelmişti.
Şimdi kafamdaki tek düşünce yaprağı bir süre daha odada tutmaktı sonuçta daha hem hazırlık yapacaktım hemde resim çizecektim acele etmeliydim.
Nasıl gaza bastıysam hemen kendimi evde bulmuştum arabayı parkedip arabadan indim ve eve yürüdüm,kapıyı açıp içeri baktım nolur nolmaz,yaprağa süpriz olsun istiyordum dikkatli olmalıydım.
Yaprağın içerde olmadığını görünce eşyaları elime alıp odama taşıdım.
Sonra ise yaprağın kapısının önüne geldim ağlama sesi gelmiyordu bu iyiydi.
B:Yaprak.
Ses gelmemişti uyuyormuydu yoksa sadece cevapmı vermiyordu yada kötü birşey mi olmuştu.
Hemen hızlıca evden çıkıp bahçenin arkasına dolandım ve yaprağı pencere katına doğru tırmanıp camdan yaprağa baktım,uyuyordu boşuna panik yapmıştım.
Sessizce aşağı inip eve geri girdim,hemen resim odasına çıkıp resme yavaştan başlamıştım.
Zaman kısıtlıydı zamanla yarışıyordum yaprağın uyanması planın bozulması demekti.
Ona aşık olduğumu çokmu belli ederdi bu durum yok ya ne alaka doğum günüyle kim aşkını belli etmişte ben edim ama anlayadabilir yani bukadar hazırlık aman yok be belki saçma bulur abartı bulur katılmaz bile hay beynime sıçım ya bunları düşünmese olmuyor sanki.
Ultrasyon fotoğrafı telefonumda olduğu için fotoğrafı aramama gerek kalmamıştı.
Az çok çizebiliyordum işte tabi ultrasyon görüntüsü çizmek kolay değildi biraz detay istiyordu.
Sonunda minik bebeği bitirdiğimde aynı tuvalde üst kısma geçip yaprağın kendinisini çizmeye başladım.
Ve yaprakta bitmişti çok profesyonelce olmasada çok berbatta değildi.
Resmi odada bırakıo hemen aşağı indim zamanında havuz için aldığım pompayı yanıma alıp hemen balonları şişirmeye başladım ses çıkarmamaya özen göşteriyordum.
Çoğu balonu yani çoğunlukla genel olarak beyaz pembe siyah tonlarını şişirip salonun tavanına salıyordum,duvarlara led ışık yerleştiriyordum happy birthday yazılı balonlarıda şişirip salona koymuştum.
Tabi etrafa güzel kokulu mumlarda koymuştum ama daha yakmıcaktım etrafa gül yapraklarınıda attırdım ayriyetten odadan bahçeye bunlarla yolda çizicektim ama sadece salonla kalmıyordu bahçeyi süslemeye başlamalıydım.
Birazdaha balon şişirip birleştirip kapıya çiçeklerle beraber süs yapmıştım.
Ayriyetten kalp şeklindede yapıp tam odadan inen kısma direk yaprağın göreceği yere koymuştum.
Sıra bahçe balonlarını şişirmekteydi.
İçeri çoğunlukla pembe beyaz siyah gri tonları ile kaplıyken bahçeye yeşil mavi tonları şişiriyordum.
Ben barış ozansoy kendi doğum günümü bile kutlamayan ben şuan sevdiğim kıza doğum günü hazırlama telaşındayım.
Bu balonları nefesimle şişirmeye çalışsam şimdiye bayılırdım herhalde.
Sonunda bahçe balonlarınında şişmesi bitmişti bu balonlarıda birleştirip bahçeyi süslemeye başlamıştım yine bu balonlarıda çiçek detayıyla renklendirmiştim.
Etrafı renkli renkli gül kutularıyla etrafa koymuştum,yere birkaç birşey çakıp balonları bağlamıştım uçmamaları için sabit kalmalıydılar ışığı ne kadar belli olmucak olsada dışarıda mumlar ve gül yaprakları koydum.
Ve büyük balonun önüne 3 sehpamsı masamsı birşey koydum ve birinin yani bize en yakın olana pastayı koydum öndeki ikiliyede birine takıları biyere tac'ı koydum.
Bahçe ve salona birkaç şey daha ekleyip mum ve güllerle notlarla bahçeye gidişi ayarladım ama hâlâ yaprağı uyandırmayacaktım.
Odama gidip üstümü çıkardım kendimk duşa atıp yıkanmaya başladım doğum günü hazırlayım derken terlemiştim.
Duştan çıkıp özel gün olmasının hatrına takım elbisemi giymiştim birkaç fıs parfüm sıkıp saçıma şekil verdim.
Odadan çıkıp elbiseyi alıp yaprağın odasının önüne geldim benide mumlarıda gülleride görsün istemediğimden aklıma gelen yedek anahtarla kapıyı sessizce açıp odaya elbise ve ayakkabıyı koydum ve yaprağın anahtarını alıp odadan çıktım ve kapıyı üzerine kilitledim yaprağın odasınada balon falan koyabilirdim ama dışarıda yeterince görecekti borde biraz heyecanlansın istiyordum.
Uyanması için biraz kapıyı hayvan gibi çalmış olabilirim.
Y:Noluyor lan baskın mı var.
B:Sanada günaydın yaprakçım.
Y:Lan barış sen hâlâ kapının önünden gitmedin mi?
B:Yo gittim hatta saatler oldu geri geldim.
Y:Niye geldin gelmeseydin keşke.
B:Çok söylenme yaprak yanına iki poşet koydum onları giy saçını makyajını yap ve hazırlan.
Y:Oldu paşam başka emriniz var mı lan bi yürü git asabımı bozma.
B:Daha poşetlere bakmadın bile.
Y:Barış bak tersimden kalktım seni ters ters teperim yürü git.
B:Bi poşetlere bak fikrin değişicek.
Y:Bakıyorum lan bekle.
B:Bekliyorum.
Y:Noluyor lan beni kimle evlendircen eve uğurlama partisimi yapçan napcan.
B:Yaprak saçmalamazmısın ne evlenmesi ne eve uğurlaması bu başka birşey bak sen hazırlan pişman olmayacaksın.
Y:Sana güveniyorum ama güvenmiyorumda.
B:Hadi yaprak konuşçana hazırlan ben birazdan gelicem.
Y:Peki.
Unuttuğum tuvali odadan alıp hediye paketi haline getirdim ve onuda bahçeye koydum ve odanın önüne geri döndüm.
B:Hazırmısın?
Y:Bukadar çabuk nasıl hazırlanayım anca elbiseyi giydim yani buna elbisede denmez evleniyor gibi hisettim ben düğünümde böyle birşey giymedim.
B:Buda benim farkım işte naparsın.
Y:Burda iyi birşey mi söyledim ben.
B:Bilmem ama benim egolanasım geldiyse demek ki.
Y:Barış cidden bu elbise neyin nesi?
B:Onu o odadan çıkınca görüceksin.
Y:Yoksa kendinimi affettirmeye çalışıyorsun?
B:Af dilicek birşey yapmadım desem yalan olur yaptım ama öyle birşey.
Y:Küfür edicem ama o değil bu değil napçan senmi evlenme teklifi etcen.
B:Yaprak çok saçmaladın ağzın çalışçağına elin çalışsın.
Y:Hem bu elbise niye pembe ben pembe rengi çok sevmem.
B:Bir günde olsa seni bir kız gibi göreyim diye.
Y:Barış seni gebertirim.
B:Yavaş gebert saçların dökülmesin.
Y:Ne?
B:Yok birşey hadi bak yine terliyorum senin yüzünden.
Y:Yine derken?
B:Yaprak sülalene sövmemi istemiyorsan hadi hızlı biraz.
Y:Barış.
B:Yine noldu?
Y:Ben normalde güzel değilmiyim?
B:Bu nerden çıktı.
Y:Biraz önce kendin dedin kız gibi görmek için diye.
B:Kız gibi görmekle güzellik arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışıyorum şuan.
Y:Ya barış lafı dolama cevap ver.
B:Yaprak sen güzelsin ama huyların giyinimin erkek gibi ondan kız gibi göreyim dedim buda iyi birşey aslında diğer kızlardan farklı olduğun için kendin olduğun için daha kıymetli daha güzelsin.
Y:Tamam barış yine ağlatçaksın beni bu hormanlar yüzünden bu günler çok ağlak kekim.
B:Ağlak kekte ne ya.
Kahkaha atmamı durduramamıştım.
Y:Komik mi barış niye gülüyorsun.
B:Evet gayet komik ağlak kek.
Y:Barış bak bu elbiseyi çıkarır bu makyajı bu saçı bozarım ozaman sap gibi kalırsın ortada.
B:Ağlak kek kızgın kekmi olmuş.
Y:Lan oğlum gülmesene,barış gülme diyorum gülme.
B:Tamam tamam sustum hadi hazırlan kapıyı açıyorum ama tamamıyla hazır olunca çık.
Y:Tamam 5 dakikaya hazır olurum.
B:Bekliyorum.
~Yaprak'tan~
İçerde barış öyle diyince yıkılmış üzülmüştüm bilerek öyle demediğini de biliyordum ama kendime engelde olamıyordum bende biraz sert çıkmıştım oda beni ve bebeğimi düşünüyordu ama ben onun kuklası çalışanı değildim her emrine uymak zorundada değildim ne kadar ne yapacağını kestiremesemde yinede yapacağımdan geri kalmıyorum nedense onun yanındayken güçlü hisediyordum korkmak yerine güçlü oluyordum güçlü olmam gerekiyorduda çünkü eve gittiğimde o pis herifle ben baş edicektim bebeğim için kendim için mücadele etmeli bunun için güçlü olmalıydım aslında hiç gitmek istemiyordum hep barışla olmak istiyordum ona aşık olduğumu söylemek beni göndermemesini söylemek istiyordum ama yapamıyordumda tabi sinirlenince ve üzülünce ağlarken uyuyakalmıştım ama tabi barışın alacaklı gibi kapıyı çalmasıyla uyanmıştım elbiseye bakmamı istediğinde baktımmı şok olmuştum oda kadar geniş bir uzantısı olan bir elbiseydi hatta ben buna bir nevi gelinlikte derdim zar zor giyip aynanın karşısına geçtiğimde belli bellirsiz saçıma maşayla dalga verdim ve hafif sade bir makyajla hazırdım.
Boy aynasının karşısına geçtiğimde uzun süre sonra ilk defa bukadar iyi bukadar güzel hisetmiştim.
Zar zor elbiseden tutup dışarı çıkmıştım etrafıma baktığımda kağıt gördüm kağıda yaklaşıp okudum.
[Bugün seni üzdüğüm için özür dilerim güzellik en güzel gününü mafetmek istemezdim ama telafi edebilirim bu yüzden şimdi elbisenin eteklerini yakmadan mumların ve güllerin arasından bana gelirmisin?]
Yere baktığımda güzel bir yol çizildiğini gördüm mumlar kokulu gibiydi okadar çok vardı ki kokusu etrafa yayılmıştı elbisenin eteklerini ellerimde zar zor toplayıp yürümeye başladım.
Salona indiğimde ayrı bir etkilenmiştim bugünü özel kılan neydi bugün neydi bunların hepsi sadece bir özür içinmiydi bunları barış benim içinmi yapmıştı.
Mumladı ve gülleri takip edip bahçeye çıktığımda karşımda takım elbiseyle barış duruyordu bir insan nasıl bukadar kusursuz ve yakışıklı olabilirdi .
Barış gülerek bana yaklaştı bu gülümsemesi bile tüm sinirimi üzüntümü alabilirdi.
B:Çok güzel olmuşsun ama eksiklerin var.
Eksiğim neydi makyajmı azdı saçmı çok sade olmuştu oysaki ben böyle düşünmemiştim.
B:Hemen panikleme sen şuan çok güzel gözüküyorsun saçında makyajında çok güzel eksiklerin var ve bu eksiklerini ben tamamlıycam gözlerini bağlamama izin verirmisin.
Y:Tabiki.
Yüzümde anlamsız bir hüzün anlamsız bir mutluluk vardı duygulanmıştım.
Barış önümden çekilmeden elindeki göz bandını gözüme bağlayıp elimi tutmuştu beni o yönlendiriyordu.
~Barış'tan~
Yaprağı görür görmez büyülenmiştim çok ama çok güzel olmuştu ne eksik me fazla harika kusursuz gözüküyordu onu ilk defa böyle görüyordum,eksiksin dediğimde tedirgin olmuştu ne hisettiğini ne düşündüğünü anlayıp hemen olayı düzeltmiştim ve sonra gözünü bağlamak için izin alıp gözünü bağladım sonra ise elinden tutup bahçede onun için hazırladığım kısma getirdim.
B:Şimdi elini bırakıyorum gözünü aç dediğimde aç.
Y:Peki.
Sehpahımsı şeyin arkasına geçip pastayı elime aldım ve yaprağa doğru tuttum.
B:Aç.
Yaprak gözünu yavaşça açıp bana doğru baktı o an gözünden bir yaş gelmişti ama bu sefer mutluluktandı biliyorum.
B:Doğum günün kutlu olsun dünyanın en güzel baş belası.
Y:Ba-barış bunlar çok ama çok güzel.
B:Hepsi senin için sen bunlardan dahada fazlasını hakediyorsun ama kısa sürede benim elimden bukadarı geldi bugün.
Y:Bundan daha güzelini hayal edemiyorum bence burası gayet güzel ben fazla duygusallaştım hem doğum günümü unutmamış olman bukadar hazırlık yapman beni çok mutlu etti ilk defa güzel bir doğum günü kutluyorum sana çok teşekkür ederim.
B:Şşş teşekkür edicek birşey yok sen herşeyin en iyisini hakediyorsun.
Y:Demek ki ondan beni kaçıran kişi çok iyi fazla iyi.
B:Hem ben kendim hatırlamadım kuşlar yardım etti.
Y:O kuşları tahmin ediyorum bu pastayı nerden aldın çok güzel gözüküyor.
B:Biyerden almadım kendi ellerimle yaptım.
Y:Ama barış bukadarı çok fazla bukadar mutluluk kusursuzluk çok pasta koskoca barış ozansoy bana pasta yapmış bukadar hazırlık yapmış fazla şımartıyorsun.
B:Yok sen öyle çokta şımarma aman yada şımar nolcak ama ilk bir dilek tutup mumlarını üfle.
Y:Tutuyorum.(Barıştan hiç ayrılmamayı diliyorum).
Yaprak mumları üfleyince pastayı kenara koydum ve yanına doğru ilerleyip elinden tutup kendime çevirdim.
Yaprak nolduğunu şaşırmış bana bakıyordu.
B:Eksikleri tamamlayalım diyorum.
Y:Eksik ney ki.
Yanımda duran masadan ilk tacı alıp yaprağın kafasına taktım.
Y:Bu taç çok güzel.
B:Senin kadar değil.
Y:Eksik tamamlandımı?
B:Daha değil.
Yanımdaki diğer kutuyu açıp içinden ilk küpeleri alıp nazikçe yaprağın kulaklarına taktım sonra ise bilekliği taktım,yüzüğü taktım,ikinci bilekliğide taktım sıra kolyedeydi kolyeyi elime alıp yaprağın arkasına geçtim nazikçe saçını yana itip kolyeyi taktım sonra ise saçları düzeltirken boynunu omuzlarını elleyerek saçlarını arkasına dağıttım.
Y:Bunlar çok güzel ama keşke masraf etmeseydin.
B:Asıl hediye şimdi geliyor.
Y:Barış daha başka ne almış olabilirsin burda zaten ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
Balonların arkasından hediye paketi içinde olan tuvali yaprağa uzattım.
Yaprak biraz bana bakıp hediyeyi aldı ve nazikçe hediyesini çıkarıp uzun uzun baktı tabi sonra yavaşça göz yaşlarıda ardından geldi.
Yaprak tuvali yere bıraktı bana doğru bir iki adım atıp sıkıca sarıldı.
Y:Al-aldığım en güzel hediye teşekkür ederim,hayatıma girdiğin için çok teşekkür ederim.
B:Asıl ben sana teşekkür ederim hâlâ masumların olduğunu kanıtladığın için bana destek olduğun için ben sana teşekkür ederim.
Y:Bugünü asla unutmuyacağım bugün çok özel birgün bugünden sonra diğer doğum günümlerimi kutlamasamda olur.
B:Birgün hayatından çekip gitmek zorunda kalacağım için seni üzeceğim çok özür dilerim.
Y:Nedediğini anlamadım yüksekten aşağı pek sinyal çekmiyor.
B:Yok birşey sadece ne kadar güzel gözüktüğünü söylüyordum.
Y:Biliyormusun bu evlendikten sonra ilk kutladığım doğum günü ve hayatım boyunca kutlanan doğum gününün en güzeli.
B:Nasıl yani o it herif doğum günlerinidemk kutlamıyordu.
Y:Böyle şeylerin gereksiz boşa masraf olduğunu söylüyordu benim sana sevgim bu günlerin hepsinden daha özel diyordu ama tabi oda yalanmış neyse boşver onu ben bugünün tadını çıkarmak istiyorum.
Şerefsiz herif bunca zaman kızı nasıl kandırmış boşa mazrafmışmış lan amına koduğum en büyük hazinen zaten bu kız daha ne masrafından bahsediyor diğer kızlara para yedirirken sıkıntı yok yaprağın doğum gününü kutlamaya gelince masraf orospu çocuğu neyse sakinim.
B:Olur bugün sadece senin günün bugün yıldızlar gökyüzünden gidip yerini güneş alana kadar bütün gün senin bugünü özel yapan sensin bir tek gece senin olsa çok mu.
Yaprağın önüde hafiften diz çöküp elimi ona doğru uzattım.
B:Bu dansı bana lütfedermisin güzellik.
Y:Evet seve seve.
B:Garip bir dans müzik sesi olabilir ama yinede bunda dans etmek istiyorum.
Y:Bence güzel banada uyar zaten ikimizin farkı herkesten farklı olmamız.
B:Evet öyle.
Yaprak elimi falan tutmak yerine direk sarıldı bende ona sarıldım sadece yerimizde sağ sol yapıyorduk bu an bizim için özeldi.
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
~Amr Diab-Rihet El Habayib~

~GÖREV~||YAPBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin